قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: ...وَهُوَ شَهْرُ الصَّبْرِ
وَالصَّبْرُ ثَوَابُهُ الْجَنَّةُ وَشَهْرُ الْمُوَاسَاةِ وَشَهْرٌ يُزَادُ فِيهِ
رِزْقُ الْمُؤْمِنِ. (كنز)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) ،" او
( رمضانى شريف ) ، صبر آي در . صبرين ثواب إيسه جنت در . ياردملاشمه آي در .
مؤمنلرين رزقنين آرترلديغى بر آيدر ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “O (Ramazân-ı şerîf), sabır ayıdır. Sabrın sevâbı ise cennettir. Yardımlaşma ayıdır. Müminlerin rızkının artırıldığı bir aydır.”
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 03 Ramazan 1440 Fazilet
Takvimi
MALINI ALLAH YOLUNDA SARFEDENLER
Aliyyü’l-Murtazâ (kerremallâhü vecheh) Hazretlerinin dört dirhemi vardı. Bunun bir dirhemini âşikâre, bir dirhemini gizli tasadduk etti. Bir dirhemini karanlık gecede, bir dirhemini de gündüz tasadduk etti.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Hazretleri, tasaddukta niçin böyle bir yol tuttuğunu Hazret-i Ali’ye suâl ettiğinde, cevâben: “Sadaka verme usûlünün dördünü de tatbik ettim ki, bunlardan biri kabul olur da Allâh’ın rızâsına kavuşurum” dedi. Bunun üzerine Hak Sübhânehû ve Teâlâ Hazretleri şu âyet-i kerîmeyi indirdi (meâlen): “Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık olarak hayra sarfedenler için Rableri nezdinde ecirleri vardır; onlar için ne korku olacak ne de üzüleceklerdir.”
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Hazretleri, tasaddukta niçin böyle bir yol tuttuğunu Hazret-i Ali’ye suâl ettiğinde, cevâben: “Sadaka verme usûlünün dördünü de tatbik ettim ki, bunlardan biri kabul olur da Allâh’ın rızâsına kavuşurum” dedi. Bunun üzerine Hak Sübhânehû ve Teâlâ Hazretleri şu âyet-i kerîmeyi indirdi (meâlen): “Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık olarak hayra sarfedenler için Rableri nezdinde ecirleri vardır; onlar için ne korku olacak ne de üzüleceklerdir.”
(Bakara Sûresi, âyet 274)
Keşşâf Tefsîrinde geçtiğine göre bu âyet-i celîle Hz. Ebûbekr-i Sıddîk (radıyallahü anh) hakkında nâzil olmuştur ki O, bin altını gece, bin altını gündüz, bin altını gizli, bin altını da açıkça tasadduk etmişti.
Keşşâf Tefsîrinde geçtiğine göre bu âyet-i celîle Hz. Ebûbekr-i Sıddîk (radıyallahü anh) hakkında nâzil olmuştur ki O, bin altını gece, bin altını gündüz, bin altını gizli, bin altını da açıkça tasadduk etmişti.
(Tefsîr-i Mevâkib, Fazilet Neşriyat)
ORUCU BOZUP DA SADECE KAZÂ İCAB ETTİREN ŞEYLER
- Oruç hatırında iken boğazına birşey kaçmak.
- Ağzına aldığı veya burnuna çektiği su, hata ile boğazına kaçmak.
- Unutarak yedikten sonra, orucu bozulmadığı halde bozulduğunu zannederek bilerek yemek ve içmek.
- Ağzına giren kar veya yağmur suyunu istemeyerek yutmak.
- İğne vurdurmak.
- Burnuna ilaç çekmek.
- Kulağına yağ akıtmak.
- İmsak vaktinin girmediğini sanarak sahur yemek.
- Güneş battığı zannı ile iftâr etmek.
- Dişi kanayıp kanı, tükrüğünden fazla veya tükrüğü ile müsâvî olduğu halde yutmak.
- Buhur yakıp, dumanını boğazına kaçırmak (içine çekmek).
- Ağzına aldığı veya burnuna çektiği su, hata ile boğazına kaçmak.
- Unutarak yedikten sonra, orucu bozulmadığı halde bozulduğunu zannederek bilerek yemek ve içmek.
- Ağzına giren kar veya yağmur suyunu istemeyerek yutmak.
- İğne vurdurmak.
- Burnuna ilaç çekmek.
- Kulağına yağ akıtmak.
- İmsak vaktinin girmediğini sanarak sahur yemek.
- Güneş battığı zannı ile iftâr etmek.
- Dişi kanayıp kanı, tükrüğünden fazla veya tükrüğü ile müsâvî olduğu halde yutmak.
- Buhur yakıp, dumanını boğazına kaçırmak (içine çekmek).
(Muhtasar İlmihal, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 03 Ramazan 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder