13 Mayıs 2019 Pazartesi

İKİ NUR VE İKİ ZULMET



أَنَّ رَجُلًا قَالَ لِلنَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أُمِّي اُفْتُلِتَتْ نَفْسُهَا وَأَظُنُّهَا لَوْ تَكَلَّمَتْ تَصَدَّقَتْ فَهَلْ لَهَا أَجْرٌ إِنْ تَصَدَّقْتُ عَنْهَا، قَالَ: نَعَمْ. (خ)
بر آدام بيغمبر أفندمزه ( ﷺ ) " محقق آنم آنى دن وفات أتدى و بن ظن أديوروم كى شايت ( صون نفه سنده ) قونوشابلسيدى ( مالندان بر شيلر ) صدقه وريردى . شو حالده آنَّمْ آدينه بن صدقه وَرْسَمْ اونه بر أجر ( ثواب ) وارمى در ؟ " ديه سوردى . " أوت ، واردر بيوردولر ."

Bir adam, Peygamber Efendimize (s.a.v) “Muhakkak annem âniden vefât etti ve ben zannediyorum ki şayet (son nefesinde) konuşabilseydi (malından bir şeyler) sadaka verirdi. Şu hâlde annem adına ben sadaka versem ona bir ecir (sevab) var mıdır?” diye sordu. “Evet, vardır.” buyurdular. 
(Sahîh-i Buhârî)
Hicrî:   08  Ramazan   1440  Fazilet Takvimi   

İKİ NUR VE İKİ ZULMET


Allâhü Teâlâ, Mûsâ Aleyhisselâm’a şöyle buyurdu:
“Ey Mûsâ, ben Ümmet-i Muhammed’e, iki zulmetin onlara zarar vermemesi için iki nur verdim.”
Mûsâ (a.s.): “O iki nur nedir yâ Rabbi?” diye sordu.
Cenâb-ı Hak: “Ramazân-ı şerîf ile Kur’ân-ı Kerîm’in nûrudur.” buyurdu.
Mûsâ Aleyhisselâm: “İki zulmet nedir yâ Rabbi?” diye sordu. Allâhü Teâlâ da:
“Kabir zulmeti ve kıyâmet gününün zulmeti.” buyurdu.
 
VEFAT EDENLER İÇİN DUÂ VE TASADDUK
 
Tâbiînden Ebû Kılâbe (rahimehullah) bir gece rüyâsında bir mezarlık gördü. Sanki mezarlıktaki bütün kabirler açılmış ve ölüler mezarlarından çıkıp kenarlarına oturmuşlardı. Her birinin önünde nurdan bir tabak vardı. Onların içerisinden sadece hayatta iken komşusu olan bir zâtın önünde, nurdan tabak olmadığını gördü. Ona bu hâlini sordu. O da:
“Burada gördüğün ölülerin hepsinin evlatları ve arkadaşları onlar için duâ ediyor ve sadaka veriyorlar. Önlerindeki nurdan tabaklar onların gönderdikleri şeylerdendir. Benim ise günahkâr bir oğlum var. Benim için hiç duâ etmez ve sadaka vermez. Bu sebeple nurum yok ve buradaki komşularımdan utanıyorum.” dedi.
Ebû Kılâbe (rah.) sabah uyanınca hemen o zâtın oğlunu çağırıp rüyâsında gördüğü hâli anlattı. O da:
“Artık ben tevbe ettim, eski hâlime asla dönmeyeceğim.” dedi ve kendisini ibâdete verdi, babası için duâ etmeye, sadaka vermeye başladı. Bir müddet sonra Ebû Kılâbe (rah.) o adamı yine rüyâsında gördü. Bu defa önünde güneşten daha parlak büyük bir nur vardı. Adam dedi ki:
“Ey Ebû Kılâbe, Allah seni hayırla mükâfatlandırsın. Senin îkazınla oğlum tevbe etti, ben de komşularım arasında mahzun kalmaktan kurtuldum.” 
(Ravzu’r-Reyâhîn, İmam Yâfiî)
Hicrî:   08  Ramazan   1440  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder