19 Mayıs 2019 Pazar

FÂTİHA-İ ŞERÎFE’NİN AZAMETİ



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: خَمْسُ خِصَالٍ يُفَطِّرْنَ الصَّائِمَ وَيَنْقُضْنَ الْوُضُوءَ: اَلْكَذِبُ وَالْغِيْبَةُ وَالنَّمِيمَةُ وَالنَّظَرُ بِشَهْوَةٍ وَالْيَمِينُ الْكَاذِبَةُ. (فيض)
رسول الله  أفندمز  ( )  ،"  بش حصلت واردر كى اوروجلويه إفطار أتديرير و عبدستى بوزار ( اوروجون و او عبدستله يابلان عبادتين ثوابنى أكسلتر ) يالان سويلمك ، غيبت أتمك ، لاف طاشمق ، شهوتله باقمق و يالان يره يمين أتمكدر ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Beş haslet vardır ki oruçluya iftar ettirir ve abdesti bozar (orucun ve o abdestle yapılan ibâdetin sevâbını eksiltir): Yalan söylemek, gıybet etmek, laf taşımak, şehvetle bakmak ve yalan yere yemin etmektir.” 
(Feyzü’l-Kadîr)
Hicrî:   13  Ramazan   1440  Fazilet Takvimi   

FÂTİHA-İ ŞERÎFE’NİN AZAMETİ

Ebû Saîd İbn-i Muallâ (radıyallâhü anh) şöyle rivâyet etmiştir:
Mescidde namaz kıldığım bir esnada Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) beni çağırmıştı. Ben de icâbet edememiştim. (Namazdan sonra vardığımda):
Yâ Resûlallah, namaz kılıyordum (geç icâbet ettim) diye özrümü arz ettim. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.):
Allâhü Teâlâ: “Ey müminler, Resûlullah sizi kendinize hayat verecek şeylere davet ettiği zaman Allâh’a ve Resûlüne icâbet ediniz...” (Enfâl Sûresi, âyet 24) buyurmadı mı? dedi. Sonra Resûlullah (s.a.v.) bana:
Ey Ebû Saîd, sen bu mescidden çıkmadan önce sana muhakkak bir sûre öğreteceğim ki o, Kur’ân’daki sûrelerin (sevâb cihetiyle) en büyüğüdür, buyurdu. Sonra elimi tuttu. Mescidden çıkmak istediği sırada ben:
Yâ Resûlallah! Sana bir sûre öğreteceğim ki o, Kur’ân’daki sûrelerin en büyüğüdür, buyurmadınız mı? dedim. Resûlullah (s.a.v.):
O sûre “Elhamdü lillâhi rabbi’l-‘âlemîn...”dir ki Seb’u’l-mesânî (namazlarda tekrar olunan yedi âyet) ve bana ihsan olunan Kur’ân-ı Azîm’dir” buyurdu.
İmâm Buhârî (rah.), Ebû Hüreyre’den (r.a.) şu hadîs-i şerîfi rivâyet ediyor;
“Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz buyurmuş ki: İmâm, namazda Fâtiha okurken: (... ğayri’l-mağdûbi aleyhim vele’d-dâllîn) deyince; ey cemâat siz de, (gizlice) ‘Âmin’ deyiniz. Her kimin âmin demesi meleklerin âmin demelerine muvâfık (denk) gelirse, onun geçmiş günahları mağfiret olunur.”
Fâtiha’nın, Kur’ân-ı Kerîm sûrelerinin en büyüğü olması sevâb cihetiyledir. Yoksa bizâtihî Kur’ân olmak ve Allah kelâmı bulunmak cihetiyle Kur’ân-ı Kerîm’in sûreleri ve âyetleri arasında fazîlet farkı yoktur. 
(Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi)
Hicrî:   13  Ramazan   1440  Fazilet Takvimi   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder