قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: فَضْلُ الْجُمُعَةِ فِي شَهْرِ
رَمَضَانَ عَلَى سَائِرِ الْجُمَعِ كَفَضْلِ رَمَضَانَ عَلَى سَائِرِ الشُّهُورِ.
(كنز)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) ،" رمضانى
شريف آينده كى جمعه نين ديكر جمعه لره نسبتله فضيلتى رمضانى شريفين ديكر آيلره
فضيلتى كيبى در ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Ramazân-ı şerîf ayındaki Cumâ'nin diğer Cumâlara nispetle fazîleti Ramazân-ı şerîfin diğer aylara fazîleti gibidir.”
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 19 Ramazan 1440 Fazilet
Takvimi
CÂHİLLERİN ALÂMETLERİ
Altı haslet vardır ki, câhiller onlarla bilinir:
Kızmayı îcâb ettiren ciddî, meşrû bir şey yokken öfkelenmek. Yani, karşılaştığı her kötülükten dolayı insanlara, hayvanlara ve her şeye kızmaktır ki bu, cehâlet alâmetidir.
Faydasız ve boş konuşmak. Akıllı insana, faydasız sözler söylememek, dünyasına veya âhiretine faydalı olacak sözleri söylemek yakışır.
Malını boş yere harcamak. Yani, malını bir ecir ve sevap elde edemeyeceği yere harcamak.
Herkesin yanında sırrını ifşâ etmek.
Her insana güvenmek.
Dostunu, düşmandan ayıramamak. Yani, kişinin dostunu bilip, ona itâat etmesi, düşmanını da bilip, ondan kaçınması gerekir. En büyük düşman şeytandır. Onun emirlerine asla itâat etmemek lâzımdır. (Tenbîhü’l-Gâfilin)
Kızmayı îcâb ettiren ciddî, meşrû bir şey yokken öfkelenmek. Yani, karşılaştığı her kötülükten dolayı insanlara, hayvanlara ve her şeye kızmaktır ki bu, cehâlet alâmetidir.
Faydasız ve boş konuşmak. Akıllı insana, faydasız sözler söylememek, dünyasına veya âhiretine faydalı olacak sözleri söylemek yakışır.
Malını boş yere harcamak. Yani, malını bir ecir ve sevap elde edemeyeceği yere harcamak.
Herkesin yanında sırrını ifşâ etmek.
Her insana güvenmek.
Dostunu, düşmandan ayıramamak. Yani, kişinin dostunu bilip, ona itâat etmesi, düşmanını da bilip, ondan kaçınması gerekir. En büyük düşman şeytandır. Onun emirlerine asla itâat etmemek lâzımdır. (Tenbîhü’l-Gâfilin)
FÂTİH SULTAN MEHMED HAN’IN İLME HİZMETLERİ
Fâtih Sultan Mehmed Han, fetihten sonra devlet merkezi yaptığı İstanbul’u, dâvet ettiği âlimler ile de büyük bir ilim merkezi hâline getirmiştir. Hazret-i Fâtih ilim tahsil edenlere umduklarından fazla ihsanlarda bulunur, bazı geceler uykusunu terk edip tebdîl-i kıyâfetle bizzat medreseleri dolaşır, talebeleri ilme teşvik ederdi.
Saraydaki Enderun mektebinde yetişenleri ve maiyetini teşvik için Bâbüssaâde’ye “Vele-ni’me dâru’l-ulûm” levhasını astırmıştır ki, “İlimlerin evi (medreseler) ne güzeldir.” demektir. Davet ettiği Ali Kuşcu’ya, Tebriz’den Anadolu’ya gelirken konakladığı her yer için bin akçe ihsan etmiştir.
Hazret-i Fâtih, âlimlerin önde gelenlerini dairesine toplayarak ilim ve irfan meclisleri tertip ederdi. Vezirlerden en alt kademedeki memurlara kadar her vazîfelinin ilim tahsiline çok ehemmiyet verirdi. Her nevi ilim tahsîlinde ehliyet ve liyâkatini isbat edenlere tuğrasıyla süslü bir şehâdetnâme verirdi. Onca meşguliyeti arasında, bazı âlimlere bizzat kendi eliyle teşvik edici mektuplar yazar, onları saraya davet ederdi. Böylece Fâtih Sultan Mehmed Han din ve devlete hakîkaten pek büyük hizmetler etmiştir.
Saraydaki Enderun mektebinde yetişenleri ve maiyetini teşvik için Bâbüssaâde’ye “Vele-ni’me dâru’l-ulûm” levhasını astırmıştır ki, “İlimlerin evi (medreseler) ne güzeldir.” demektir. Davet ettiği Ali Kuşcu’ya, Tebriz’den Anadolu’ya gelirken konakladığı her yer için bin akçe ihsan etmiştir.
Hazret-i Fâtih, âlimlerin önde gelenlerini dairesine toplayarak ilim ve irfan meclisleri tertip ederdi. Vezirlerden en alt kademedeki memurlara kadar her vazîfelinin ilim tahsiline çok ehemmiyet verirdi. Her nevi ilim tahsîlinde ehliyet ve liyâkatini isbat edenlere tuğrasıyla süslü bir şehâdetnâme verirdi. Onca meşguliyeti arasında, bazı âlimlere bizzat kendi eliyle teşvik edici mektuplar yazar, onları saraya davet ederdi. Böylece Fâtih Sultan Mehmed Han din ve devlete hakîkaten pek büyük hizmetler etmiştir.
Hicrî: 19 Ramazan 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder