قَالَ
النَّبِىُّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَتُفْتَحَنَّ
الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ فَلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا وَلَنِعْمَ الْجَيْشُ
ذَلِكَ الْجَيْشُ. (حم)
بيغمبر أفندمز ( صلى الله عليه وسلم )
بويوردولر ."
قوسطانتنيه ( إستانبول ) ألبتده
فتح أديله جك در . اونى فتح أدن أمير ( قومان دان ) نه كوزل أمير : او آسكر نه
كوزل آسكردر ."
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kostantıniyye (İstanbul) elbette fethedilecektir. Onu fetheden emîr (kumandan) ne güzel emîr; o asker ne güzel askerdir!”
(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Hicrî: 14 Ramazan 1439 Fazilet
Takvimi
SULTAN İKİNCİ MEHMED HAN'IN İSTANBUL KUŞATMASINDA ASKERLERİNE HİTÂBI
Ey fedâkâr ihtiyarlar! Ey kahraman delikanlılar!
Bu büyük fetihlerin kolaylıkla ve sırf lafla gerçekleştirilmediğini çok iyi bilirsiniz. Emeksiz devlet olur mu? Atalarımız, din yolunda ve İslâm’ı yaymak uğrunda insan tasavvurunun üzerinde pek çok sıkıntı ve zorluğu göze aldılar, tahammül ettiler. Karşılarına çıkan zorba ve inatçı düşman kuvvetlerini yendiler, göğüslerine dayanan mızrakları kırdılar, kibir ile böbürlenen sancaklarını baş aşağı eğdiler. Korku ve ümitsizlik, ihmal ve tembellik nedir, bilmediler.
Tâlihin yüzlerine gülmediği zamanlarda bile, asla ümitsizliğe kapılmadılar, düşmanlar karşısında gâlip gelene kadar başları dik durdular.
Yolculuk meşakkati ve uzak mesâfeler onlara mâni olmadı. Cihad yolunda bütün güçlerini sarf eder, her türlü zahmete sabrederlerdi. Musîbet anında üzüntüye kapılmaz; muvaffakiyyet hâlinde de aşırı derecede sevinmezlerdi. Bu sâyede şanlı bir devlet kurdular. Adâlet, gayret ve yüce bir idârenin nasıl olması îcâb ettiğini bütün dünyaya gösterdiler.
Bütün bunlardan sonra bizlere düşen nedir? İsrafçı mîrasyediler gibi elimizdeki mülkü çürütecek miyiz? Atalarımızın güzel eserlerini mahv ve yok mu edeceğiz? Hayır! Aslâ! Onlara layık nesiller olduğumuzu göstereceğiz, onların yolunu izleyerek ruhlarını şad edeceğiz.
Allâh’ın yardımı bizim yanımızda olduğu müddetçe muhârebe için, asker, para, silah vs. neyimiz varsa hiçbir şeyi esirgemeyip başka bir husûsu buna tercih etmemeliyiz. Bu mücadelemizi, şehirdeki mukâvemeti tamamen kırıp, surlarını ve burçlarını bütünüyle yerle bir ederek kendi hükmümüze alana kadar sürdürmeliyiz…
Ben bizzat kendim gayret ve mücâdelede sizlerle yarışacak ve büyük bir minnet ve iftiharla gayretinize ortak olacağım. Ordumun başında birinci safta yerimi alacağım.
Bu büyük fetihlerin kolaylıkla ve sırf lafla gerçekleştirilmediğini çok iyi bilirsiniz. Emeksiz devlet olur mu? Atalarımız, din yolunda ve İslâm’ı yaymak uğrunda insan tasavvurunun üzerinde pek çok sıkıntı ve zorluğu göze aldılar, tahammül ettiler. Karşılarına çıkan zorba ve inatçı düşman kuvvetlerini yendiler, göğüslerine dayanan mızrakları kırdılar, kibir ile böbürlenen sancaklarını baş aşağı eğdiler. Korku ve ümitsizlik, ihmal ve tembellik nedir, bilmediler.
Tâlihin yüzlerine gülmediği zamanlarda bile, asla ümitsizliğe kapılmadılar, düşmanlar karşısında gâlip gelene kadar başları dik durdular.
Yolculuk meşakkati ve uzak mesâfeler onlara mâni olmadı. Cihad yolunda bütün güçlerini sarf eder, her türlü zahmete sabrederlerdi. Musîbet anında üzüntüye kapılmaz; muvaffakiyyet hâlinde de aşırı derecede sevinmezlerdi. Bu sâyede şanlı bir devlet kurdular. Adâlet, gayret ve yüce bir idârenin nasıl olması îcâb ettiğini bütün dünyaya gösterdiler.
Bütün bunlardan sonra bizlere düşen nedir? İsrafçı mîrasyediler gibi elimizdeki mülkü çürütecek miyiz? Atalarımızın güzel eserlerini mahv ve yok mu edeceğiz? Hayır! Aslâ! Onlara layık nesiller olduğumuzu göstereceğiz, onların yolunu izleyerek ruhlarını şad edeceğiz.
Allâh’ın yardımı bizim yanımızda olduğu müddetçe muhârebe için, asker, para, silah vs. neyimiz varsa hiçbir şeyi esirgemeyip başka bir husûsu buna tercih etmemeliyiz. Bu mücadelemizi, şehirdeki mukâvemeti tamamen kırıp, surlarını ve burçlarını bütünüyle yerle bir ederek kendi hükmümüze alana kadar sürdürmeliyiz…
Ben bizzat kendim gayret ve mücâdelede sizlerle yarışacak ve büyük bir minnet ve iftiharla gayretinize ortak olacağım. Ordumun başında birinci safta yerimi alacağım.
(İstanbul’un Fetih Günlüğü, Çamlıca B. Y.)
Hicrî: 14 Ramazan 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder