4 Mayıs 2018 Cuma

EBÛ EYYÛB HAZRETLERİNİN İKRÂMI



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أَوَّلَ مَا يُسْأَلُ عَنْهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَعْنِي الْعَبْدَ مِنْ النَّعِيمِ أَنْ يُقَالَ لَهُ أَلَمْ نُصِحَّ لَكَ جِسْمَكَ وَنُرْوِيَكَ مِنَ الْمَاءِ الْبَارِدِ. (ت)
بيغمبريمز أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر     ."محقق قوله قيامت كونى نعمتلردن سوروله جق إلك سؤآل : بز سنين بدننه صحت ورمدكمى و سنى صوغوق صويه قاندرمادقمى ؟ دنلمسى در  ."

Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak kula kıyâmet günü nimetlerden sorulacak ilk sual: ‘Biz senin bedenine sıhhat vermedik mi ve seni soğuk suya kandırmadık mı? denilmesidir.” 
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:   18  Şaban  1439  Fazilet Takvimi 

EBÛ EYYÛB HAZRETLERİNİN İKRÂMI


Bir gün Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), yanında Hazret-i Ebûbekir ve Hazret-i Ömer olduğu hâlde Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin hânesi önüne geldiler. Hz. Ebû Eyyûb (radıyallâhü anh) hemen bahçesine gitti, bir salkım hurma kesti. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Bunu bizim için niye kestin, meyvesinden toplasaydın ya!” buyurdu.
“Yâ Resûlallâh! Hurmanın hem koruğundan, hem tâzesinden, hem de olgunundan yemenizi arzu ettiğim için.” dedi. Sonra bir oğlak kesti. Yarısını kebap yaptı, diğer yarısını haşlama yaptı. Huzûruna getirdiği zaman Resûlullah (s.a.v.) oğlak etinden biraz aldı ve onu bir yufkaya sardı. Sonra:
‘Ey Ebû Eyyûb! Bunu kızım Fâtıma’ya yetiştir, zîrâ günlerden beri o böylesini tatmadı.’ buyurdu. Ebû Eyyûb (radıyallâhü anh) da onu Fâtıma’ya (r.anhâ) götürdü.
Yemeklerini yediler ve doydular. Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) sofradaki nîmetlere bakarak: “Ekmek, et, olgun, koruk ve tâze hurma” buyurdu ve mübârek gözleri yaşardı. Sonra buyurdular ki:
“Nefsim kudretinde olan Zât-ı Âlâ’ya yemin ederim ki işte bu (kıyâmet günü) sorulacağınız nîmetlerdendir. Allâhü Teâlâ (meâlen): “Sonra, yemin olsun o gün o nîmetlerden muhakkak sorulacaksınız.” (Tekâsür Sûresi, âyet 8) buyurmuştur. Peygamber Efendimizin bu sözü Ashâbına ağır geldi. Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Böyle nîmetlere kavuşup da el sürdüğünüz vakit ‘Bismillah’ deyin. Doyduğunuz vakit de ‘Elhamdülillâhillezî...’ deyiniz, çünkü bununla (yani besmele ile başlanır ve sonunda hamd edilirse) o rızıktan sual olunmazsınız.” buyurdu.
Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) kalkacakları sırada Hz. Ebû Eyyûb’a: “Yarın bize gel” buyurdular. Zîrâ kendisine ikramda bulunan herkese ikram etmeyi severdi. Ertesi gün Peygamberimiz (s.a.v.) ona bir câriye verdi ve:
“Ona iyi bak, zîrâ yanımızda iken kendisinden hayırdan başka bir şey görmedik” diye tavsiyede bulundu. Ebû Eyyûb (r.a.): “Peygamberimizin tavsiyesine uymakta en güzel yol bu câriyeyi âzâd etmektir” diyerek câriyeyi âzâd etti.
Hicrî:   18  Şaban  1439  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder