قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اِتَّقُوا النَّارَ وَلَوْ
بِشِقِّ تَمْرَةٍ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَبِكَلِمَةٍ طَيِّبَةٍ. (ق)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه
وسلم ) بويوردولر ."
يارم حورما ( صداقه ) إيله ده اولسه جهنم دن قورونونوز . بونى بولاامايان
طاطلى سوزله اولسون كندسنى قوروسون ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Yarım hurma (sadaka) ile de olsa cehennemden korununuz. Bunu bulamayan tatlı sözle olsun kendisini korusun.”
(Müttefekun aleyh)
Hicrî: 12 Ramazan 1439 Fazilet
Takvimi
“YARIM HURMA İLE DE OLSA ATEŞDEN KORUN”
Adiyy bin Hâtim (r.a.) anlatıyor: Bir akşam Resûlullah’ın (s.a.v.) huzurunda idim. Bir topluluk geldi, üzerlerinde yün elbise vardı. Resûlullah kalktı, namaz kıldı, sonra onları teşvik ederek şöyle buyurdular:
“Velev bir ölçek, velev yarım ölçek, velev bir tutam, velev bir tutam parçası olsun (sadaka vererek) bununla her biriniz yüzünü cehennem hararetinden korusun. Hatta bir hurma tanesi, velev yarım hurma tanesi olsun. Her biriniz Allâh’a varacak, Allâhü Teâlâ da ona şöyle söyleyecektir:
‘Ben size göz kulak vermedim mi?’ ‘Evet verdin’ diyecek.
‘Mal ve evlâd vermedim mi?’ ‘Evet verdin’ diyecek.
O zaman Allâhü Teâlâ, ‘O halde, hani sen kendin için önceden ne hazırlık gördün?’ buyuracak.”
İnsan işte o vakit önüne, arkasına, sağına, soluna bakar da cehennemin hararetinden yüzünü koruyacak hiçbir şey bulamaz.
Her biriniz yüzünü velev yarım hurma ile olsun ateşten korusun. Bunu bulamazsa velev kelime-i tayyibe ile -tatlı sözle- olsun. Çünkü ben artık sizin hakkınızda fakirlikten korkmam. Zira Allâhü Teâlâ size verecek ve yardım edecektir.” (Elmalılı, Hak Dîni Kur’ân Dili Tefsiri, Fazilet Neşriyat)
“Velev bir ölçek, velev yarım ölçek, velev bir tutam, velev bir tutam parçası olsun (sadaka vererek) bununla her biriniz yüzünü cehennem hararetinden korusun. Hatta bir hurma tanesi, velev yarım hurma tanesi olsun. Her biriniz Allâh’a varacak, Allâhü Teâlâ da ona şöyle söyleyecektir:
‘Ben size göz kulak vermedim mi?’ ‘Evet verdin’ diyecek.
‘Mal ve evlâd vermedim mi?’ ‘Evet verdin’ diyecek.
O zaman Allâhü Teâlâ, ‘O halde, hani sen kendin için önceden ne hazırlık gördün?’ buyuracak.”
İnsan işte o vakit önüne, arkasına, sağına, soluna bakar da cehennemin hararetinden yüzünü koruyacak hiçbir şey bulamaz.
Her biriniz yüzünü velev yarım hurma ile olsun ateşten korusun. Bunu bulamazsa velev kelime-i tayyibe ile -tatlı sözle- olsun. Çünkü ben artık sizin hakkınızda fakirlikten korkmam. Zira Allâhü Teâlâ size verecek ve yardım edecektir.” (Elmalılı, Hak Dîni Kur’ân Dili Tefsiri, Fazilet Neşriyat)
SADAKA VE ZEKÂTTA İLİM EHLİNİ TERCİH ETMELİ
Sadaka ve zekât vermek için aldığını hayırda ve iyilikte kullanan kimseleri araştırmalı, onları tercih etmelidir.
Bilhassa ilim sâhibi olan fakirleri seçmelidir. Çünkü bunlara vermek ilimde kendilerine yardım etmektir. Allah rızâsını kazanmak niyeti ile ilim tahsil etmek en büyük ibâdettir.
İbn-i Mübârek (rah.), sadakalarını bilhassa âlimlerin fakirlerine verirdi. Kendisine niçin böyle yaptığı sorulduğunda buyurdular ki:
“Ben, Peygamberlikten sonra ilimden daha üstün bir rütbe olduğunu zannetmiyorum. Âlimlerden biri bir ihtiyaçla karşılaşınca onun ile meşgul olur da okuyamaz. Onun ihtiyacını temin edip okumasına yardımcı olmak daha makbuldür.”
Bilhassa ilim sâhibi olan fakirleri seçmelidir. Çünkü bunlara vermek ilimde kendilerine yardım etmektir. Allah rızâsını kazanmak niyeti ile ilim tahsil etmek en büyük ibâdettir.
İbn-i Mübârek (rah.), sadakalarını bilhassa âlimlerin fakirlerine verirdi. Kendisine niçin böyle yaptığı sorulduğunda buyurdular ki:
“Ben, Peygamberlikten sonra ilimden daha üstün bir rütbe olduğunu zannetmiyorum. Âlimlerden biri bir ihtiyaçla karşılaşınca onun ile meşgul olur da okuyamaz. Onun ihtiyacını temin edip okumasına yardımcı olmak daha makbuldür.”
(İhyâu’l-Ulûm)
Hicrî: 12 Ramazan 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder