قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَلَا مَنْ اِشْتَاقَ إِلَى اللهِ
فَلْيَسْتَمِعْ كَلَامَ اللهِ فَاِنَّ مَثَلَ الْقُرْآنِ كَمَثَلِ جَرَابِ مِسْكٍ
أَيَّ وَقْتٍ فَتَحَهُ فَاحَ رِيحُهُ. (كنز)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه
وسلم ) بويوردولر ."
الله تعالى يه إشتياقلى اولان ( اونون جمالنى آرضو أدن ) كلام اللهى ( قرآن كريمى ) دنلسين . محقق كى
قرآن ( ى كريم ) مسك تورباسى كبى در : اونى نه زمان آجارسه كوزل قوقوسو يايلر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Allâhü Teâlâ’ya iştiyaklı olan (onun cemâlini arzu eden) Kelâmullâh’ı (Kur’ân-ı Kerîm’i) dinlesin. Muhakkak ki Kur’ân(-ı Kerîm) misk torbası gibidir; onu ne zaman açarsa güzel kokusu yayılır.”
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 15 Ramazan 1439 Fazilet
Takvimi
RESÛLULLAH EFENDİMİZİN KÂTİBİ ZEYD BİN SÂBİT (R.A.)
Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin vahiy kâtiplerinden olan Zeyd bin Sâbit Hazretleri Ashâb-ı Kirâm’ın büyük âlim ve müftîlerindendir. Hazret-i Ebûbekir (r.a.) zamanında Kur’ân-ı Azîm’i cem edip Hazret-i Osman’ın hilâfeti zamanında çoğaltılması hizmetinde de bulunmuştur. Hicretin ellinci senesinde vefât etmiştir. Hazret-i Muâviye ile birlikte Peygamber Efendimizin kâtiplik hizmetinde de bulunmuştur.
Zeyd bin Sâbit (radıyallâhü anh) anlattı:
“Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) Medîne-i Münevvere’yi teşrîf ettiklerinde henüz çocuktum. Beni alıp huzûruna götürdüler ve:
‘Yâ Resûlallâh! Bu çocuk Benî Neccar’dandır. On küsur sûre ezberlemiştir’ diyerek arz ettiler. Bu da Resûlullâh’ın hoşuna gitti.
Bir seferinde bana şöyle buyurdu:
“Ey Zeyd! Yahûdîlerin yazısını öğren. Vallâhi ben, Yahûdîlerin kâtipliğine (ve tercümanlığına) güvenemiyorum.”
Ben de on beş gece içinde İbrâniceyi yazıp okumasını güzelce öğrendim. Artık bundan sonra Yahûdîlerin Resûlullâh’a gönderdikleri mektupları okuyor, cevapları İbrânîce yazıyordum.”
Yine bir gün Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem):
“Sen Süryânî lisânını güzelce yazabilir misin?” diye sordular,
“Hayır, bilmiyorum” dedim. Peygamberimiz aleyhissalâtü vesselâm: “Öyleyse, bu dili öğren. Bana Süryânice yazılar, mektuplar geliyor” emrini verdiler.
Ben de Süryânice’yi on yedi gün içinde öğrendim.”
Zeyd bin Sâbit (radıyallâhü anh), hükümdarlara gönderilen mektupları yazar ve Resûlullâh’ın (sallallâhü aleyhi ve sellem) huzurunda konuşmaları tercüme ederdi. Resûlullah Efendimizin Farsça, Rumca, Kıptice ve Habeşçe tercümanıydı. Bu dilleri Medîne-i Münevvere’de konuşan insanlardan öğrenmişti.
Zeyd (radıyallâhü anh), Farsça’yı Kisrâ’nın elçisinden, Rumca’yı Resûlullâh’ın (s.a.v.) hâcibinden (teşrîfatçısından), Habeşçe’yi onun erkek hizmetçisinden, Kıptîce’yi de yine bir diğer hizmetçisinden öğrenmişti.
Zeyd bin Sâbit (radıyallâhü anh) anlattı:
“Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) Medîne-i Münevvere’yi teşrîf ettiklerinde henüz çocuktum. Beni alıp huzûruna götürdüler ve:
‘Yâ Resûlallâh! Bu çocuk Benî Neccar’dandır. On küsur sûre ezberlemiştir’ diyerek arz ettiler. Bu da Resûlullâh’ın hoşuna gitti.
Bir seferinde bana şöyle buyurdu:
“Ey Zeyd! Yahûdîlerin yazısını öğren. Vallâhi ben, Yahûdîlerin kâtipliğine (ve tercümanlığına) güvenemiyorum.”
Ben de on beş gece içinde İbrâniceyi yazıp okumasını güzelce öğrendim. Artık bundan sonra Yahûdîlerin Resûlullâh’a gönderdikleri mektupları okuyor, cevapları İbrânîce yazıyordum.”
Yine bir gün Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem):
“Sen Süryânî lisânını güzelce yazabilir misin?” diye sordular,
“Hayır, bilmiyorum” dedim. Peygamberimiz aleyhissalâtü vesselâm: “Öyleyse, bu dili öğren. Bana Süryânice yazılar, mektuplar geliyor” emrini verdiler.
Ben de Süryânice’yi on yedi gün içinde öğrendim.”
Zeyd bin Sâbit (radıyallâhü anh), hükümdarlara gönderilen mektupları yazar ve Resûlullâh’ın (sallallâhü aleyhi ve sellem) huzurunda konuşmaları tercüme ederdi. Resûlullah Efendimizin Farsça, Rumca, Kıptice ve Habeşçe tercümanıydı. Bu dilleri Medîne-i Münevvere’de konuşan insanlardan öğrenmişti.
Zeyd (radıyallâhü anh), Farsça’yı Kisrâ’nın elçisinden, Rumca’yı Resûlullâh’ın (s.a.v.) hâcibinden (teşrîfatçısından), Habeşçe’yi onun erkek hizmetçisinden, Kıptîce’yi de yine bir diğer hizmetçisinden öğrenmişti.
(el-Ikdu’l-Ferîd, İbnü Abdirabbih)
Hicrî: 15 Ramazan 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder