قَالَ رَسُولُ
اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَيُّمَا مُؤْمِنٍ أَطْعَمَ مُؤْمِنًا
عَلَى جُوعٍ أَطْعَمَهُ اللهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ ثِمَارِ الْجَنَّةِ. (ت)
رسول
الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر ."حنكى
مؤمن آج بر مؤمنيك آجليغنى كيدريرسه الله تعالى ده قيامت كونى جنت ميولرىيله اونى
دويورور ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Hangi mü’min, aç bir mü’minin açlığını giderirse Allâhü Teâlâ da kıyâmet günü cennet meyveleriyle onu doyurur.”
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 07 Ramazan 1439 Fazilet
Takvimi
MÜSÂFİRE İKRAM GÜLER YÜZ VE TATLI DİL
Ev sâhibi, müsâfirini kapıya kadar uğurlamalıdır. Böyle yapmak sünnettir, müsâfire ikramdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem):
“Allâh’a ve âhiret gününe îman eden kimse, müsâfirine ikram etsin.” buyurmuştur. Diğer bir hadîs-i şerifte de:
“Müsâfiri kapıya kadar uğurlamak sünnettir.” buyurmuştur.
Peygamber Efendimize (s.a.v.), Necâşî’den bir heyet gelmişti. Peygamberimiz kalkıp onlara bizzat kendisi hizmet etti. Ashâb-ı Kirâm:
“Hizmet için biz yeteriz yâ Resûlallah.” dediler.
“Hayır. Onlar benim ashâbıma ikramda bulundular. Ben de bizzat hizmet ederek onlara böyle ikramda bulunmak istiyorum.” buyurmuşlardı.
Ev sâhibi müsâfire, gelirken de giderken de güler yüzlü ve tatlı dilli olmalıdır.
İmam Evzaî’ye (rahmetullâhi aleyh): “Müsâfire ikram ve hürmet nasıl olur?” diye sorulunca:
“Onlara güler yüzlü ve tatlı dilli olmakla.” demiştir.
Tâbiînden Yezîd bin Ebû Ziyâd (r.a.) şöyle dedi: “Ne zaman (tâbiînin büyüklerinden) Abdurrahman bin Ebû Leylâ’ya (r.a.) müsâfir olsam bize güzel sözler söyler ve güzel yemekler ikram ederdi.” Müsâfir de, kaldığı evden ayrılırken memnun ve mütevâzi bir şekilde ayrılmalıdır. Her ne kadar hizmette bir kusur ve noksanlık olsa bile böyle yapmalıdır. Bu, güzel ahlâk ve tevâzûdandır. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem):
“Bir kimse güzel ahlâkı sebebiyle, oruç tutan ve geceleri namaz kılan kimsenin derecesine kavuşur.” buyurmuştur.
“Allâh’a ve âhiret gününe îman eden kimse, müsâfirine ikram etsin.” buyurmuştur. Diğer bir hadîs-i şerifte de:
“Müsâfiri kapıya kadar uğurlamak sünnettir.” buyurmuştur.
Peygamber Efendimize (s.a.v.), Necâşî’den bir heyet gelmişti. Peygamberimiz kalkıp onlara bizzat kendisi hizmet etti. Ashâb-ı Kirâm:
“Hizmet için biz yeteriz yâ Resûlallah.” dediler.
“Hayır. Onlar benim ashâbıma ikramda bulundular. Ben de bizzat hizmet ederek onlara böyle ikramda bulunmak istiyorum.” buyurmuşlardı.
Ev sâhibi müsâfire, gelirken de giderken de güler yüzlü ve tatlı dilli olmalıdır.
İmam Evzaî’ye (rahmetullâhi aleyh): “Müsâfire ikram ve hürmet nasıl olur?” diye sorulunca:
“Onlara güler yüzlü ve tatlı dilli olmakla.” demiştir.
Tâbiînden Yezîd bin Ebû Ziyâd (r.a.) şöyle dedi: “Ne zaman (tâbiînin büyüklerinden) Abdurrahman bin Ebû Leylâ’ya (r.a.) müsâfir olsam bize güzel sözler söyler ve güzel yemekler ikram ederdi.” Müsâfir de, kaldığı evden ayrılırken memnun ve mütevâzi bir şekilde ayrılmalıdır. Her ne kadar hizmette bir kusur ve noksanlık olsa bile böyle yapmalıdır. Bu, güzel ahlâk ve tevâzûdandır. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem):
“Bir kimse güzel ahlâkı sebebiyle, oruç tutan ve geceleri namaz kılan kimsenin derecesine kavuşur.” buyurmuştur.
(İhyâu’l-Ulûm, İmâm Gazâlî)
BERCESTE:
Elinle ettiğin hayrı, dilinle eyleme zâyî
Hüseyin Çelebi (Kefevî)
Hüseyin Çelebi (Kefevî)
Hicrî: 07 Ramazan 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder