قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اِقْرَؤُوا الْقُرْآنَ وَابْكُوا
فَاِنْ لَمْ تَبْكُوا فَتَبَاكَوْا. (كنز)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ."
قرآن كريمى اوقويونوز و آغلاينز . أكر
آغلايامازسانز آغلار كبى اوقويونوز ."
Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve
sellem) buyurdular: “Kur’ân-ı Kerîm’i okuyunuz ve ağlayınız. Eğer
ağlayamazsanız ağlar gibi okuyunuz.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 02 Rebîulâhir 1439 Fazilet
Takvimi
İMÂM MUHAMMED İDRÎS-İ ŞÂFİÎ (RH.)
İmâm Ebû Abdullah Muhammed bin İdrîs Hazretleri,
Kureyşlidir. Dedesi Şâfiî (rh.) gençliğinde Resûlullah Efendimizin
(s.a.v.) sohbetinde bulunmuş; onun babası Sâib (r.a.) Bedir günü
Müslüman olmuştur. İmâm Şâfiî (rh.), Gazze'de hicrî 150 (m. 767)
târihinde doğmuş, hicrî 204 (m. 820) senesinde Mısır'da vefât
etmişlerdir. İmâm-ı A‘zam'ın (r.a.) vefât ettiği gün dünyâya gelmiştir.
İmâm Şâfiî (r.h.) buyurdular ki: “Bir gece rüyâmda Fahr-i Kâinât
(s.a.v.) Efendimizi gördüm. “Ey oğul, sen kimdensin?” buyurdu. “Yâ
Resûlallah, sizin kabîlenizdenim” dedim. “Bana yaklaş!” buyurdu. Yanına
vardım. Ağzının bereketli suyundan alıp, dilime, ağzıma ve dudaklarıma
sürüp; “Haydi git, Allah sana bereket versin” buyurdular.
Talebeliğinde çok fakirdi, kâğıt alacak dahi para bulamaz, taş ve
kemikler üzerine yazardı. Fıkıh ve belâgat ilimlerini evvelâ Mekke'de
tahsîl etmiştir. İmâm Mâlik Hazretlerinin ders halkasında bulunmuş ve
Muvatta'ı kendisine ezbere takrir etmiştir. Daha sonra üvey babası İmâm
Muhammed'den ilim tahsil etmiştir. Ahmed bin Hanbel de İmâm-ı Şâfiî'nin
ders halkasında bulunmuş ve kendisinden hadis rivâyet etmiştir.
(Rahmetullâhi aleyhim ecmaîn)
İmâm Şâfiî (rh.) fıkıh ilminde zamanının en âlimi olup müttakî, âbid ve zâhid idi.
Buyurdular ki:
• İlmi, kibir için öğrenen kimse felâh bulmaz. Lâkin ilmi, tevâzu
ile kimseden bir şey almamak ve insanlara hizmet etmek için öğrenen
elbet felâh bulur.
• Parası ve malı senden çok olanı kıskanma. O, malına ve parasına
hasret olarak ölür. İbâdet ve tâati çok olana gıpta et; zîrâ ölene kimse
gıpta etmez. Yaşayanlar kısa bir müddet sonra öleceği için, onların
dünyâ malına özenmeye değmez.
(Mevzuatü'l-Ulum)
Hicrî: 02 Rebîulâhir 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder