4 Aralık 2017 Pazartesi

HELÂL KAZANMAK FARZDIR



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: طَلَبُ الْحَلَالِ فَرِيضَةٌ بَعْدَ الْفَرِيضَةِ. (طب)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   بش وقيت نمازدان صكره أك مهيم فرض ، حلال قازانمق در ."
Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Beş vakit namazdan sonra en mühim farz , helal kazanmaktır.” 
(Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Hicrî:   16  Rebîulevvel  1439  Fazilet Takvimi 

HELÂL KAZANMAK FARZDIR


İmâm Râgıb Isfehânî, Zerîa isimli kitabında der ki: Dünyada çalışıp helâl kazanmak bir cihetten mübah sayılsa da diğer cihetten farzdır. Zira insanın kendisini tamamıyla ibadete verebilmesi, ancak zarûrî ihtiyaçlarını giderdikten sonra mümkün olabilir. Bir vâcibin yerine getirilmesi kendisine bağlı olan şey de vaciptir.
İnsan, bütün ihtiyaçlarını kendi başına tedârik edemez, diğer insanlara da muhtaçtır. Öyle ise insanların kendisi için yorulmalarına karşılık kendisi de cemiyete faydalı bir iş ve sanat ile meşgul olmalıdır. Kim insanlardan istifâde eder de onlara faydalı olmaz ise Allâhü Teâlâ'nın (meâlen) “Allâh'ın rızasına uygun hayırlı amel ve takvâ üzerine yardımlaşınız...” (Mâide sûresi, âyet 2) emrine uymamış olur.
Bu sebeple tembellik ederek meşrû kazanç yollarını terk eden, insanlara faydalı bir ilim öğretmeyen ve sâlih amelleri işlemeyenler zemmolunmuştur.
Cüneyd-i Bağdâdî (k.s.) hazretleri buyurmuştur ki: “Allâhü Teâlâ tembel adamı sevmez. Zira tembellik edip hayırlı işlerden geri kalanlar insanlıktan sıyrılarak hayvanlar seviyesine düşmüş ve ölüler gibi olmuş demektir.”
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) tembellikten Allâhü Teâlâ'ya sığınır ve: “Allâhü Teâlâ, anlayışlı, uyanık ve gayretli kimseye rahmet eylesin” buyururlardı.
Bazı âlimler: “Rızık Allâhü Teâlâ'dandır, bir sebebe yapışarak onu elde etmek de kulun vazifesidir” demişlerdir. Nitekim Allâhü Teâlâ, büyük bir mucize olarak Hazret-i Meryem'e yaş hurmalardan yetecek kadarını vermiş, bununla birlikte ağacı sallamasını emredip: “Hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine taze hurmalar dökülsün.” (Meryem Sûresi, âyet 25) buyurmuştur. Cenâb-ı Hak dileseydi sallatmadan da hurmaları dökerdi. Lâkin her şeyi bir sebebe bağlamıştır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), tevekkülün tembellik olmadığına ve sebeplere yapışmanın icab ettiğine işâret ederek: “Eğer siz Allâhü Teâlâ'ya hakkıyla tevekkül etmiş olsaydınız, kuşların rızıklandırıldığı gibi rızıklandırılırdınız -ki onlar kursakları boş olarak sabahlar, akşama doymuş olurlar.” buyurmuşlardır. Nitekim kuşlar dahi çalışma ve gayretleri ile rızıklandırılmaktadırlar.
 (Medhu’s-sa‘yi ve zemmü’l-betâleti, İbn-i Kemal Paşa)
Hicrî:   16  Rebîulevvel  1439  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder