قَالَ
اللهُ تَعَالَى: وَاتَّقُوا فِتْنَةً لَا تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ
خَاصَّةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ. (سورة الانفال, ٢٥ )
الله
تعالى بيوردى ( مئآلاً ) : " و اؤيله بر فتنه دن صاقنين كى هرحالده إيجنزدن
يالنز ظلم أدنلره دوقونمقله قالماز و بيلين كى محقق اللهيك عذابى بك شتدتلى در
."
Allâhü Teâlâ buyurdu (meâlen): “Ve öyle bir fitneden sakının ki
herhalde içinizden yalnız zulmedenlere dokunmakla kalmaz. Ve bilin ki
muhakkak Allâh’ın azabı pek şiddetlidir.”
(Enfal sûresi, âyet 25)
Hicrî: 09 Rebîulâhir 1439 Fazilet
Takvimi
FÂSIKLARLA BİRLİKTE BULUNMANIN CEZÂSI
Îsâ Aleyhisselâm bir beldeye uğradı. Belde halkının tamamının ölmüş, yüzleri üzere sokaklara atılmış olduğunu gördü.
“Ey Havârîler! Bu kavim Allâhü Teâlâ'nın gazabına ve azâbına uğrayıp
helâk olmuşlar. Eğer Allâh'ın rızasına nâil olsalardı bazısı diğer
bazısını defnedebilirdi” buyurdu. Havârîler:
“Ey Rûhullâh! Onların hallerini bilmeyi isteriz” dediler.
Îsâ Aleyhisselâm Cenâb-ı Hakk'a duâ etti. Kendisine “Gece olunca onlara seslen, sana cevap verecekler” diye vahyolundu.
Gece olunca Îsâ Aleyhisselâm yüksekçe bir yere çıkıp:
“Ey belde ahâlisi!” diye seslendi. Aralarından birisi
“Buyur, ey Rûhullâh” diye cevap verdi. Hazret-i Îsâ:
“Bu hâliniz neden oldu, bana bildir?” dedi.
“Yâ Rûhullâh, biz bolluk içinde yaşayan bir topluluk iken bir anda
böyle fenâ halde helâk olduk. Çünkü dünyayı çok severdik,
günahkârlarımıza itaat ederdik, ma‘rûfu ve hayrı emretmez, münkerden ve
fenalıklardan birbirimizi menetmezdik” dedi.
“Dünyayı nasıl severdiniz?” diye sordu;
“Çocuğun annesini sevdiği gibi. Elimize dünya malı geçince sevinirdik, bizden uzaklaşınca da üzülür, ağlardık” dedi.
“Diğer arkadaşların niçin bana cevap vermediler?” diye sordu:
“Zira onlar iri gövdeli ve sert tabîatlı zebânîler elinde ateşten gemlere vurulmuşlardır” dedi.
“Ya sen nasıl cevap verebildin?” diye sordu. Adam:
“Ben de onlar arasında idim, lâkin onlardan değildim. Azâb inince
beni de onlarla birlikte yakaladı. Şimdi cehennemin kıyısında
durmaktayım. Buradan kurtulacak mıyım, yoksa -neûzü billâh- cehenneme mi
atılacağım, bilmiyorum” dedi.
(Hilyetü'l-Evliyâ)
Hicrî: 09 Rebîulâhir 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder