17 Aralık 2017 Pazar

RUHLAR ÂHİRETTE SEKİZ YERDEDİR



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى يَتَقَارَبَ الزَّمَانُ فَتَكُونُ السَّنَةُ كَالشَّهْرِ وَالشَّهْرُ كَالْجُمُعَةِ وَتَكُونُ الْجُمُعَةُ كَالْيَوْمِ وَيَكُونُ الْيَوْمُ كَالسَّاعَةِ وَتَكُونُ السَّاعَةُ كَالضَّرْمَةِ بِالنَّارِ. (ت)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   ( زامانيك بركتى آزالب )  سنه آى قدار ، آى هفطه قدار ، هفته كون قدار ، كون ساعت قدار و ساعت ده قورو اوطون عتشته يانماسى قدار قصالمادقجه قيامت قوبماياجقدر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “(Zamanın bereketi azalıp) Sene ay kadar, ay hafta kadar, hafta gün kadar, gün saat kadar ve saat da kuru otun ateşte yanması kadar kısalmadıkça kıyâmet kopmayacaktır.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:   29  Rebîulevvel  1439  Fazilet Takvimi 

RUHLAR ÂHİRETTE SEKİZ YERDEDİR


Ebû Bekir Râzî Hazretleri buyurdu ki:
“Dünyâdan âhirete giden ruhlar sekiz yere varırlar: Nebî ve Resûllerin ruhları Adn Cennet'indedir. Âlimlerin ve evliyânın ruhları Firdevs Cennet'indedir. İtâatkâr ve sâlih mü'minlerin ruhları İlliyyûndadır. Şehîdlerin ruhları cennette kuşlar gibi uçarlar, sonra Arş-ı A‘lâ'nın altında asılı altın kandillere konar ve orada ikâmet ederler.
Günahkâr mü'minlerin ruhları, kıyâmete kadar havada asılı durur.
Mü'minlerin çocuklarının ruhları, cennette miskten bir dağda bulunurlar.
Münâfıkların ruhları, tenleri ile birlikte kıyâmete kadar kabirde azâb görürler.
Kâfirlerin ruhları, Siccîn cehenneminde kıyâmete kadar azâb edilirler.
Bundan anlaşılan, kâfirlerin teni kabirde, canları ise cehennemdedir. Teni canına bağlıdır. Nitekim müminlerin teni kabirdedir ve canları nurlanmıştır. Amma o nûr, güneşin ışığının yeryüzününe ulaştığı gibi cisimlerine de ulaşır.
(Envâru'l-Âşıkîn)

AKILLI TERZİ

Âriflerden bir zât terzilik yapıyordu. Bir müşterisi için hayli itina ederek güzel bir elbise dikti. Müşteri onu satın alıp gittikten kısa bir müddet sonra geri döndü ve küçük bir ayıbından dolayı elbiseyi geri verdi. Terzi ağlamaya başladı. Müşteri onun bu hâlini görünce:
“Ağlama, ben bu ayıbıyla onu kabul ediyorum” dedi. Terzi: “Ben buna ağlamıyorum. Şuna ağlıyorum ki ben bütün gayretimle güzel olduğunu zannettiğim bir elbise diktim, sonra bilmediğim bir ayıbından dolayı beğenilmeyip reddolundu. Kırk senedir Rabbime karşı işlediğim amellerimin de kusurlarımdan dolayı reddolunacağı korkusu ile ağlıyorum” dedi.
Hicrî:   29  Rebîulevvel  1439  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder