قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ أَطَاعَنِي فَقَدْ أَطَاعَ اللهَ وَمَنْ عَصَانِي فَقَدْ عَصَى اللهَ وَمَنْ أَطَاعَ أَمِيرِي فَقَدْ أَطَاعَنِي وَمَنْ عَصَى أَمِيرِي فَقَدْ عَصَانِي. (ق)

رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   بانه إطاعت أدن اللهه إطاعت أتمش ، بانه عصيان أدن ، اللهه عصيان أتمش اولور أميريمه إطاعت أدن ، بانه إطاعت أتمش ، أميريمه عصيان أدن بانه عصيان أتمش اولور ."

Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Bana itâat eden Allâh’a itâat et - miş, bana isyân eden, Allâh’a isyân etmiş olur. Emîrime itâat eden, bana itâat etmiş, emîrime isyân eden bana isyân etmiş olur.” 

(Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)

Hicrî:   04  Rebîulâhir  1439  Fazilet Takvimi 

PEYGAMBER EFENDİMİZE (S.A.V.) UYMAK

Peygamber Efendimize (s.a.v.) kavlinde tabi olmak (buyurduklarına uymak): Dilinden gıybet, yalan, Müslümanlara eziyet gibi onun dinine aykırı herhangi bir şey çıkmaması ve Kur'ân-ı Kerîm okumak, Peygamber Efendimizden (s.a.v.) bize ulaşan duâlarla duâ etmek gibi kalbinin nurlanmasına sebep olacak şeyler konuşmak, Allâhü Teâlâ'nın kullarını dinine davet ve teşvik etmektir. Eğer biliyorsa Kur'ân-ı Kerîm ve duâları (anlayıp düşünerek ve) kalbindekini dile getirir gibi okumak vaciptir. Böyle yapmazsa yalan yere şahitlik yapmak gibi olur. İlim sahibi değilse kalbiyle Kur'ân-ı Kerîm'in Allâhü Teâlâ'nın kelamı olduğuna inanmalıdır. Allâhü Teâlâ'nın azametini düşünerek kalb huzuru, tazim ve hürmetle okur.
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) fiiline tabi olmak ise onun şerîatiyle zâhirini süslemek, onun sünnet ve adabını terk etmemektir. Çünkü bunlardan terk ettiği kadar dininde noksanlık olur. Kendisine ihtiyaç duydukları hususlarda mü'min kardeşlerine eliyle ve bütün bedeniyle yardım etmek de onun fiilinde tabi olmaktır (işlediklerinde ona uymaktır)... (Fıkarât-ı Ubeydullah Ahrar)

HAZRET-İ HÜSEYİN’İN TEVÂZUU

Hazret-i Hüseyin (r.a.) bir gün örtü üzerinde, kuru ekmek yiyen fakirlere rastladı. Fakirler Hz. Hüseyin'i görünce: “Buyur, ya Hüseyin, bizimle yemek ye.” dediler.
Hz. Hüseyin de: “Muhakkak Allâhü Teâlâ kibirlenenleri sevmez.” meâlindeki (Nahl sûresinin, 23.) âyetini okuyup bineğinden indi. Onlarla beraber yemek yedi sonra “Ben sizin davetinize geldim. Siz de benim davetime gelin.” dedi.
Hep beraber kalkıp Hz. Hüseyin'in evine geldiler. Hizmetçisine ‘Evde ne varsa getir' buyurdu. Evde ne varsa hepsini getirdi. Hep beraber yediler. Kalanlarını da onlara hediye etti.
(Tenbîhu'l-Gâfilîn)

Hicrî:   04  Rebîulâhir  1439  Fazilet Takvimi 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"