قَالَ
اللهُ تَعَالَى: إِنَّ الَّذِينَ يَتْلُونَ كِتَابَ اللهِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ
وَأَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً يَرْجُونَ تِجَارَةً لَنْ
تَبُورَ. ( سورة فاطر, ٢٩ )
الله
تعالى بيوردى ( مئآلاً ) : " اللهيك كتابنى دائما اوقويانلر و نمازى ( دوروست
) قلب كنديلرينه ورديكيمز رزقلاردان كزلى و آجق إنفاق أتمكده بولونانلر هر حالده
اؤيله بر تجارت اومارلركى باتمق إهتمالى يوقدر ."
Allâhü Teâlâ buyurdu (meâlen): “Allâh’ın kitabını dâimâ okuyanlar
ve namazı (dürüst) kılıp kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve
açık infakta bulunanlar her halde öyle bir ticaret umarlar ki batmak
ihtimâli yoktur.”
(Fâtır sûresi, âyet 29)
Hicrî: 07 Şevval 1438 Fazilet
Takvimi
KUR’ÂN-I KERÎM’İ TECVÎD İLE OKUMALIDIR
Her Müslüman'ın namazı câiz olacak kadar Kur'ân-ı
Kerîm'den sûre veya âyet ezberlemesi farz-ı ayın olduğu gibi namazının
bozulmaması için Kur'ân-ı Kerîm'i lahn-i celîden yani harf, hareke yahut
sükûn hatasından kurtaracak kadar tecvîd bilmesi ve ona riâyet etmesi
de farz-ı ayındır. Lahn-i hafî (harfleri hatalı olarak kalın yahut ince
okumak, idgâmı terk etmek gibi hatalar)dan kurtaracak kadar tecvîd
bilmek ise farz-ı kifâyedir. Bunları bildiren Tecvîd ilmini öğrenmenin
ve Kur'ân-ı Kerîm'i tecvîdli okumanın farz olduğu kitab, sünnet ve icmâ
ile sâbittir. (Tecvîd-i Reşâdiye)
Kur'ân-ı Kerîm, tecvîdiyle inzal olunmuş ve tecvîdiyle okunmuştur.
Nitekim âyet-i celîlede -meâlen-: “Onu gönlüne iyi tesbit edelim diye
böyle indirdik ve fevkalâde bir tertîl ile tertîl eyledik” (Furkân
sûresi, âyet 32) buyurulmuştur. Hz. Ali (r.a.): “Tertîl, harfleri
tecvîdli okumak ve vakfları bilmektir” buyurdular. (Şerh-i Mukaddime-i
Cezerî)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Kur'ân-ı Kerîm'i tecvîd üzere okumayı
emretmiş, tecvîde riâyet etmeden okumayı da yasaklamış ve “Nice Kur’ân
okuyanlar vardır ki, Kur’ân onlara lanet eder” buyurmuşlardır.
Abdullah bin Mes'ûd (r.a.): “Kur’ân’ı tecvîd ile okuyun, güzel sesle
onu süsleyin ve onu Arapça’nın kaidelerine uygun olarak okuyun. Çünkü
Kur’ân, Arapça’dır. Muhakkak Allâhü Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’i Arapça’nın
kâidelerine uygun olarak okuyanları sever” buyurmuşlardır.
(Tayyibetü’n-Neşr)
Büyük kırâet âlimi İbnü'l-Cezerî şöyle buyurmuştur: “Kur’ân-ı Kerîm’i
tecvîde riâyetle okumak, vâcibtir, lâzımdır. Kur’an-ı Kerîm’i
tecvîdiyle okumayan kimse günahkârdır. Çünkü Allâhü Teâlâ, onu tecvîdle
indirdi ve bize kadar tecvîdle geldi. Tecvîd tilâvetin süsü, edâ ve
kırâetin de zînetidir.” (Mukaddime-i Cezerî)
Tecvîd öğrenmeye imkânı olduğu halde, böyle bir mes'uliyeti
kibirlenerek küçük gören ve tecvîd öğrenmeyen kimse günahkâr olur. Ancak
dilindeki bir özürden dolayı tecvîd ile okuyamayan yahut tecvîd öğreten
birini bulamayan kimse mâzûr sayılır.
Hicrî: 07 Şevval 1438 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder