13 Temmuz 2017 Perşembe

ABDULLAH BİN MES’UD’UN MÜSLÜMAN OLMASI



عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ مَسْعُودٍ (رَضِيَ اللهُ عَنْهُ) قَالَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَيْسَ الْمُؤْمِنُ بِالطَّعَّانِ وَلَا اللَّعَّانِ وَلَا الْفَاحِشِ وَلَا الْبَذِيءِ. (ت)
عبدالله بن مسعود ( رضى الله عنه )  بيغمبر افندمزين ( صلى الله عليه وسلم )  شويله بيورديغونى روايت اتدى   ." ( كامل )  مؤمن جوق آيبلايان ، جوق لعنت أدن ، جركن سوز سويلين و حياسز اولاماز ."
Abdullah ibn-i Mesud (r.a) Peygamber Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “(Kâmil) mü’min çok ayıplayan, çok lânet eden, çirkin söz söyleyen ve hayâsız olamaz.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:   17  Şevval  1438  Fazilet Takvimi 

ABDULLAH BİN MES’UD’UN MÜSLÜMAN OLMASI

Abdullah bin Mes'ûd (r.a.), Ashâb-ı Kirâm'ın en faziletlilerinden ve fakîhlerinden pek büyük bir zâttır. Henüz çocuk iken çobanlık yaptığı sırada Resûlullâh'ın (s.a.v.) mucizesini görüp Müslüman olmuştur. Bu hadiseyi şöyle anlatıyor:
Ben henüz bâliğ olmuş bir çocuk iken Mekke'de Ukbe bin Ebû Muayt'ın koyunlarına çobanlık yapıyordum. Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Hz. Ebûbekir yanıma geldiler. Bana:
“Ey çocuk, yanında bize ikram edebileceğin süt var mı?” diye sordular.
“Ben bu koyunların sahibi değilim, ben sadece emanetçiyim” dedim. Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
“Peki, bunların içinde hiç yavrulamamış olanı var mı?” diye sordular.
“Evet, var.” dedim ve hemen onu yanlarına getirdim. Hz. Ebûbekir onu tuttu, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de memesini tutup duâ buyurdular. Hemen memesi sütle doluverdi. Sütü sağdı, kendisi ve Ebûbekir içtiler. Sonra memeye “Sütünü çek.” buyurdu. Sütü hemen çekiliverdi, önceki hâline döndü.
Bu güzel sözlerden bana da öğret deyince:
“Muhakkak sana öğretilmiştir.” buyurdu. Ben Resûlüllâh'ın (s.a.v.) mübarek ağzından yetmiş sûre öğrendim. Bu hususta hiç kimse benimle yarışamaz.
Abdullah bin Mes’ûd Hazretleri vefat edeceği vakit oğlu Abdurrahman'ı çağırdı ve şöyle vasiyet etti:
“Ey oğlum Abdurrahman! Sana beş haslet vasiyet edeceğim; onları iyi belle:
• İnsanların elindekinden ümîdini kes. Zira bu senin için büyük bir zenginliktir.
• İhtiyâcından fazla mal peşinde oyalanmayı diğer insanlara bırak. Zira bu peşin fakirliktir.
• Sonunda özür dileyeceğin işleri yapma.
• Gücün yettikçe yarınını bir önceki gününden hayırlı kılacak ameli bulup işle.
• Bir namaz kılacağın zaman, artık bir daha namaz kılamayacak olan (yani dünyaya) vedâ edenin namazı gibi kıl. (Hılyetü'l-Evliya)
Hicrî:   17  Şevval  1438  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder