قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا أَرَادَ اللّٰهُ بِعَبْدِهِ
الْخَيْرَ عَجَّلَ لَهُ الْعُقُوبَةَ فِي الدُّنْيَا. (ت)
رسول
الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ." الله تعالى بر قولونه خير
مراد اتديكى زمان ( كوناحلرندان دولاي حق اتديكى ) جزاسنى دها دنياده إيكن همن
ورير ."
Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve
sellem) buyurdular: “Allâhü Teâlâ bir kuluna hayır murad ettiği zaman
(günahlarından dolayı hak ettiği) cezasını daha dünyada iken hemen
verir.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 26 Şevval 1438 Fazilet
Takvimi
“ONUN MAİYETİNDEKİLER KENDİ ARALARINDA PEK MERHAMETLİDİRLER”
Ashâb-ı Kirâm'dan ve Aşere-i Mübeşşere'den Abdurrahman bin Avf (r.a.), Hazret-i Ebû Zer el-Gıfârî ile buluştu.
Abdurrahman Hazretleri, çok secde ettiğinden dolayı Ebû Zerr'i (r.a.) alnından öptü.
Ebû Zer Hazretleri de çok sadaka verdiğinden dolayı Hz. Abdurrahman'ın elini öptü.
Ayrıldıktan sonra Hz. Abdurrahman, kölesine on bin dirhem verip Hz. Ebû Zerr'e gönderdi ve:
“Eğer bunu senden kabul ederse, hürsün” dedi.
Hz. Ebû Zer keseyi kabul etmedi. Köle:
“Allah rahmet etsin, kabul ediniz. Siz kabul ederseniz ben âzâd olurum” deyince Hz. Ebû Zer (r.a.):
“Eğer kabûl edersem sen âzâd olursun, ama ben köle olurum” dedi. (Rebîulebrâr)
İNSANLAR, İDÂRECİLERİN HALİYLE HALLENİRLER
Endülüs emirlerinden Muhammed bin Ebî Âmir, gençliğinde Kurtuba'da ilim ve edeb tahsil etti, hadîs öğrendi. Bütün ilimlerde akranını geçti. Himmeti çok yüce idi. Devamlı işlerin en yükseğini yapmak için nefsine telkinlerde bulunurdu. Buna dâir ondan nakledilen haberler çoktur.
İlim meclislerine ve cihada; Allâh'ın dînini yaymaya çok düşkün idi. Haftanın belli bir gününde âlimleri topladığı meşhûr bir ilim meclisi vardı. Gelenlere çok ikrâmda bulunurdu.
Her bayram namazgâha çıktıktan sonra içine gazâ arzusu düşer, namazdan sonra evine dönmez, niyetini değiştirmeden hemen Rum diyarına gazaya çıkardı. Askeri de onun gibi olduğundan arkasından peyderpey ona yetişir ve henüz ilk geçitleri aşmadan bütün ordu toplanmış olurdu. Elli küsür gaza etti.
Her sene iki defa gazaya çıkar, her gazadan döndüğünde elbisesinde harb meydanından birikmiş olan tozların toplanmasını ve saklanmasını; ölünce de bu tozların kefenine serpilmesini emrederdi. 1003 senesinde çıktığı gazâda Endülüs'ün serhad şehirlerinden Sâlim'de vefât etti. Vasiyeti üzerine oraya defnedildi.
(el-Cezvetü'l-Muktebes)
Hicrî: 26 Şevval 1438 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder