14 Temmuz 2017 Cuma

ŞEYTANIN İNSANI ALDATMASI



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ قَالَ يَعْنِي إِذَا خَرَجَ مِنْ بَيْتِهِ بِسْمِ اللهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى اللهِ لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللهِ يُقَالُ لَهُ كُفِيتَ وَوُقِيتَ وَتَنَحَّى عَنْهُ الشَّيْطَانُ. (ت)
رسول الله أفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردولر ."  كيم أوندن جقاركن " بِسْمِ اللهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى اللهِ لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللهِ " درسه اونه ،  بو صنه يتر و سن محافظه أدلدن .، دنلر و شيطان اوكمسدن اوزاقلاشر ."
Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kim evinden çıkarken “Bismillâhi tevekkeltü alellâhi lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” derse ona ‘Bu sana yeter ve sen muhafaza edildin.’ denilir ve Şeytan o kimseden uzaklaşır.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:   20 Şevval  1438  Fazilet Takvimi 

ŞEYTANIN İNSANI ALDATMASI


Kur’ân-ı Kerîm’de Haşr sûresinin 16 ve 17. âyet-i kerîmelerinin tefsirinde münafıkların hâli, şeytanın insanı aldatmasına benzetiliyor:
Hani, bir vakit (şeytan) insana küfret demişti -bir âmir vaziyyetinde onu küfre teşvik etmişti. O insan küfredince de şeytan çekilivermiş “Haberin olsun, ben senden beriyim (uzağım). Yani senin bulaştığına bulaşmam, mesuliyyetine iştirak etmem. Çünkü ben âlemlerin Rabbi Allah’tan korkarım” demişti. “Küfür et” diye emir verirken korkmamıştı da aldatıp belâya soktuktan sonra azâbı hatırlayarak korkacağı tutmuş, “Ben karışmam, ne yaparsan yap” diyerek savuşuvermişti ki bu da bir şeytanlıktı. Münafıklar da böyle yapmışlardı ve böyle yaparlar.
Bahr Tefsîri’nde derki: Şeytan’ın ben Allah’tan korkarım demesi bir riyâdır, gösteriştir. Çünkü bu korku onu insanları fenalığa sevk etmekten men etmiyor.
Müfessirlerden bazıları demiş ki: Bu âyet-i kerîmedeki şeytan İblis, insan ise Ebû Cehil’dir. Zira Enfal sûresinde geçtiği üzere Bedir harbi günü “Şeytan onlara, ‘Bugün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur. Ben de sizin yanınızdayım’ demişti...” (Enfal s., a. 48) sonra da çarpışma başlayınca “Ben sizden uzağım, ben sizin görmediğiniz şeyler görüyorum. Ben Allah’tan korkarım..” (Enfal s., a. 48) deyip sıvışmıştı.
Sonra ikisinin de âkıbetleri ebedî olarak ateşte kalmaları oldu. Çünkü birisi emrederek küfre teşvik etmiş, birisi de ona uyup küfretmiştir. Demek ki âmirin Allâh’a karşı isyan ile emrettiği memurun emredileni yapması ikisini de mesuliyyetten kurtarmaz. Eğer bu ma’sıyyet küfür ise cezası ebedî olarak cehennemde kalmak olur.
Ve işte bu -cehennem ateşinde ebedîlik- yalnız o ikisine mahsus değil, bütün zâlimlerin cezasıdır. Bu suretle münafıkların, kâfirlerin, zalimlerin halleri anlatıldıktan sonra o kötü akıbetten müminleri korumak için (Haşr sûresi 18. âyet-i kerîmesinde) buyruluyor ki (meâlen):
“Ey îman edenler! Hep Allâh’a korunun (Allâh’ın korunmasına sığının) ve bir nefis (herkes) baksın, yarın (kıyâmet ve âhiret günü) için ne hazırlamış (hesap sorulmazdan evvel kendisini hesaba çeksin). Hem Allah’tan korkun. Çünkü Allah her ne yaparsanız şübhesiz haberdardır.”
(Elmalılı, Hak Dîni Kur’ân Dili Tefsiri, Fazilet Neşriyat)
Hicrî:   20 Şevval  1438  Fazilet Takvimi 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder