قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : اٰمَنُوا اَنْفِقُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا كَسَبْتُمْ وَمِمَّا اَخْرَجْنَا لَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ وَلَا تَيَمَّمُوا الْخَبِيثَ مِنْهُ تُنْفِقُونَ وَلَسْتُمْ بِاٰخِذِيهِ اِلَّا اَنْ تُغْمِضُوا فِيهِ وَاعْلَمُوا اَنَّ اللّٰهَ غَنِيٌّ حَمِيدٌ. (سورة البقرة، ٢٦٧)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : أى إيمان أدنلر ! قزاندقلرينزين و سزين إيجن يردن جقارمش اولديغونوز شيلريك ، تمز ( و هلالى ) اولانلرندان ( الله يولنده ) إنفاق أدينز ( حارجاينز ) ! و كندينزين ، آنجق كوز يومرق آلابله جكنز كوتى اولان شئ ورميه يلتنمينز . و بلنزكى محقق الله ، غنى و حميد ، در . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen :Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkarmış olduğumuz şeylerin, temiz (ve helâl) olanlarından (Allah yolunda) infâk ediniz (harcayınız)! Ve kendinizin, ancak göz yumarak alabileceğiniz kötü olan şeyi vermeye yeltenmeyiniz. Ve biliniz ki muhakkak Allah, Ganî ve Hamîd’dir.”
(Bakara Sûresi, âyet 267)
Hicrî: 11 Şevvâl 1446 Fazilet Takvim
ARÂZİ-TOPRAK MAHSULLERİNİN ZEKÂTI: ÖŞÜR
Öşür arâzisinden çıkan mahsûlün zekâtına, öşür denir. Öşür, onda bir (1/10) demektir. Öşür; âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf ve icmâ ile sabit bir farzdır. . Bakara Sûresi’nin 267. âyet-i kerîmesinde -meâlen-: “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkarmış olduğumuz şeylerin temiz (ve helâl) olanlarından (Allah yolunda) infâk ediniz (harcayınız)! Ve kendinizin, ancak göz yumarak alabileceğiniz kötü olan şeyi vermeye yeltenmeyiniz. Ve biliniz ki muhakkak, Allah Ganî’dir (mutlak zengindir, herkes ona muhtaçtır, sadakalarınız sırf sizin menfaatiniz içindir) ve Hamîd’dir (herkes, Allâh’a hamd ve şükür borçludur).” buyurulmuştur.
Bir arâzi, yağmur, çay veya ırmak sularıyla sulanırsa mahsûlâtın onda bir nispetinde; dalyanlar, dolaplar, hayvanlar veya satın alınacak sular ile bütün sene veya senenin yarısından fazla sulanırsa yirmide bir nispetinde öşür verilir. Tohumlar, işçi ücretleri vesair masraflar bundan düşülmez.
Öşürde, arâzi sahibinin akıllı, bâliğ (ergin), zengin olması şart değildir. Öşürde itibar, arazi sahibine değil, arâziyedir. Yani, mal sahibi; çocuk, deli veya fakir de olsa öşür ile mükelleftir. Arâzide, yılda kaç mahsul elde edilirse, hepsinden ayrı ayrı öşür vermek lâzımdır. Diğer malların zekâtında, malın-paranın üzerinden bir yıl geçmesi şart olduğu hâlde, mahsûllerde bir yıl geçmesi icap etmez. Bal, ceviz, susam, fındık, fıstık, çam fıstığı, payam (badem), zeytin, pamuk, palamut, pelit, keten tohumu, şeker kamışı, şeker pancarı, çay yaprağı, çayır otu, dut yaprağı, fesleğen yaprağı, buğday, mısır, pirinç, nohut, mercimek, bakla, fasulye, soğan, sarımsak, kavun, karpuz, salatalık, üzüm, incir, elma, armut, şeftali, erik gibi her türlü mahsulden ve yulaf, fiğ, burçak gibi her türlü hayvan gıdasından öşür verilir.
Öşrü verilen üzüm bağının içinde meyve ağaçları olsa veya bağ arasında soğan, sarımsak ekilse, o ağaçların meyvelerinden ve ekilenlerden de öşür vermek lâzımdır. Öşür arazisi içinde, ekilmediği hâlde kendiliğinden çıkan mahsulden de öşür verilir.
Hulasa, İmâm-ı Âzam Hazretleri, “Arâziden elde edilen mahsulün azında da çoğunda da öşür farzdır.” buyurmuşlardır.
(Öşür Rehberi, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 11 Şevvâl 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder