3 Nisan 2025 Perşembe

AMELLERDE NİYET VE İHLÂS


قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لَوْ أَنَّ رَجُلًا صَامَ نَهَارَهُ وَقَامَ لَيْلَهُ حَشَرَهُ اللهُ عَلَى نِيَّتِهِ: إِمَّا إِلَى الْجَنَّةِ وَإِمَّا إِلَى النَّارِ. (كنز)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بر كمسه كوندوزلرينى اوروج طوطارق ، كجلرينى ده عبادت أدرك كجيرسه بيله ، الله تعالى ، اونى نيتنه ( و إخلاصنه ) كوره حشرأدر ( ديريلتر ) ، يا ( إخلاص إيله عمل أتمشدر ) جنته كيرر ويا ( إخلاص إيله عمل أتممشدر ) جهنمه كيرر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Bir kimse gündüzlerini oruç tutarak, gecelerini de ibadet ederek geçirse bile, Allâhü Teâlâ, onu niyetine (ve ihlâsına) göre haşreder (diriltir). Ya (ihlâs ile amel etmiştir) Cennet’e girer veya (ihlâs ile amel etmemiştir) Cehennem’e girer.”

(Kenzü’l-Ummâl)

Hicrî:  05 Şevvâl   1446  Fazilet Takvim

 

 

AMELLERDE NİYET VE İHLÂS

 

Bir Müslümanın Kur’ân-ı Kerîm’i ve diğer dînî ilimleri öğrenirken, amel ve ibadet ederken niyeti, sırf Allâhü Teâlâ’nın rızâsını kazanmak olmalıdır. Beyyine Sûresi’nin 5. âyet-i celîlesinde şöyle buyurulmuştur: “Hâlbuki onlar ancak, Allâh’a, onun dininde ihlâs (ve samimiyet) erbâbı ve muvahhidler olarak ibadet etmeleri, namazı dosdoğru kılmaları, zekâtı vermeleri ile emrolunmuşlardı. İşte doğru din, budur.”

Hadîs-i şerîfte, “Ameller(in kıymeti ve sevabı), niyetlere göredir. Herkesin işlediği amelden alacağı karşılık, niyetine göredir.” buyurulmuştur. Bu hadîs-i şerîf, İslâm’ın asıllarından birini ihtivâ etmektedir. İbn-i Abbâs radıyallâhü anhümâ’dan şöyle rivâyet olunmuştur: “Kişiye amelinin sevabı, niyetindeki ihlâsının derecesine göre verilir.”

İmâm Kuşeyrî (rah.) demiştir ki: “İhlâs, kişinin işlediği amelde niyetinin sırf Allah rızası olmasıdır. İbadetiyle, sırf Rabb’ine yaklaşmayı istemelidir; niyetinde, insanlara gösteriş yapmak, övgülerini veya sevgilerini kazanmak gibi şeyler aslâ bulunmamalıdır. Denilebilir ki: İhlâs, bir amel işlerken yaratılmışlardan fayda ummak veya zarar beklemek fikrinden kalbi temizlemektir.”

Sehl et-Tüsterî (rah.) demiştir ki: “Akıllı kimseler, kâmil ihlâsı izah ederken şundan daha güzel bir tarif bulamadılar: Gizli ve âşikar her hâl ve hareketi, sırf Allâh’ın rızâsını kazanmak için olmak, niyetine hiçbir şeyi; nefsinin arzularını, heveslerini, dünya isteklerini karıştırmamaktır.”

Seriyy-i Sekatî (rah.) demiştir ki: “İnsanların rızasını kazanmak için bir amel işleme, onlardan çekinip de Allah için işleyeceğin bir ameli de terk etme. Öyle bir hâlde ol ki işlediğin bir ameli gizlemek yahut açıkça yapmak senin için müsâvî olsun.”

Zünnûn-i Mısrî (rah.) demiştir ki: “İhlâs’ın üç alâmeti vardır: İşlediği sâlih bir amel husûsunda, insanların övmesi ve yermesi, nazarında müsâvî olmak. Ne kadar sâlih amel işlerse işlesin, sanki hiç işlememiş veya kusurla işlemiş gibi olmak. Amellerinin karşılığını sırf âhirette beklemek.

Hicrî:  05  Şevvâl  1446  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder