28 Nisan 2025 Pazartesi

EBU’L-HASAN EL-HARKÂNÎ (K.S.) HAZRETLERİ


 

قَالَ مُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ : مَا عَمِلَ آدَمِيٌّ مِنْ عَمَلٍ أَنْجَى لَهُ مِنْ عَذَابِ اللهِ مِنْ ذِكْرِ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ. (ك)

معاذ بن جبل رضى الله عنه بيوردو كى : إنسان اوغلى ، كندسنى ، الله تعالى نيك عذابندان قورتاران عمللر إيجرسنده الله عز وجل ، ي ذكرتمكدن دها قورتارجى بر عمل إشلمه مشدر . "

Muâz bin Cebel radıyallâhü anh buyurdu ki:  İnsanoğlu, kendisini, Allâhü Teâlâ’nın azâbından kurtaran ameller içerisinde Allah Azze ve Celle’yi zikretmekten daha kurtarıcı bir amel işlememiştir.”

(Hâkim, el-Müstedrek)

Hicrî:  30 Şevvâl   1446  Fazilet Takvim

 

 

EBU’L-HASAN EL-HARKÂNÎ (K.S.) HAZRETLERİ

 

Silsile-i Sâdât’ın altıncı halkası olan Ebu’l-Hasan el-Harkânî (k.s.) Hazretleri, devrinin en büyük âlimi ve zamanın kutbu idi. İsmi, Ali bin Cafer’dir. Künyesi, Ebu’l-Hasan’dır. Bistâm’ın bir kasabası olan Harkân’da dünyaya gelmiştir. Buraya nispetle ‘Harkânî’ diye anılır.

Üstazı Bayezîd-i Bestâmî (k.s.) Hazretleri, mürîdlerine kendisinden yaklaşık bir asır sonra Harkân’da dünyaya gelecek olan Ebu’l-Hasan-ı Harkânî Hazretlerinden bahsetmiş, onun makâm ve vasıflarının yüceliğini bildirmiştir. Ebu’l-Hasan, Üstazı Bâyezîd-i Bestâmî Hazretlerinin türbesini ziyarete gittiği zaman ayakta durarak ziyaret eder, dönerken aslâ arkasını dönmezdi.

Şeyh Ebu’l-Hasan Hazretleri, 10 Muharrem 425 (M. 1033) Salı günü âhirete irtihâl etti. Vefat ettiğinde 73 yaşında idi. Kabr-i şerîfleri, Kars’ın Kağızmankapısı semtindedir. Türbesinin Kars’ta bulunduğu başta Evliya Çelebi’nin Seyahatnâmesi ve diğer bazı eserlerde bildirilmektedir. Kabr-i şerîfleri bir rivâyete göre de Harkân’dadır. Mübarek sözlerinden bazıları şunlardır:

“Çok ağlayınız, az gülünüz; çok susunuz, az konuşunuz; çok veriniz, az yiyiniz.”

“Yeryüzünde gezdiği hâlde ölü gibi olan, yer altında yattığı hâlde diri gibi olan çok insan vardır.”

“Mükevvenâtta (kâinatta) üç şey hariç her şeyin nihâyeti vardır. Peygamberimiz Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) derecesi için nihâyet yoktur. Nefsin tuzak ve aldatması için nihâyet yoktur. İlim ve marifetullâhın nihayeti yoktur.”

“Arkadaşlık yapılmaya en lâyık olan, kör (insanların ayıplarını, kusurlarını görmeyen), sağır (insanların kötülüklerini dinlemeyen) ve dilsiz (insanların gıybetini, dedikodusunu yapmayan) kimsedir.”

“İhlas nedir?” diye kendisine sual ettiler. “Allâhü Teâlâ için yaptığınız şeylerdir. İnsanlar için yaptığınız ise riyâdır.” buyurdu.

“Allâhü Teâlâ’nın, yeryüzünde öyle kulları vardır ki Allâhü Teâlâ’yı zikrettiğinde, göklerde ve yerin altında ne varsa hepsi titrer. Böyle bir kul, yeryüzünde her zaman bulunacaktır.”

 (Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye, Fazilet Neş.)

Hicrî:  30  Şevvâl  1446  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder