HAZRET-İ MUÂVİYE RADIYALLÂHÜ ANH

قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مُعَاوِيَةُ بْنُ أَبِي سُفْيَانَ أَحْلَمُ أُمَّتِي وَأَجْوَدُهَا. (ح)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : أمتميك أك حالمى و جومردى ، معاويه بن أبى سفيان ، در . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Ümmetimin en halîmi ve cömerdi, Muâviye bin Ebû Süfyân’dır.”

(Müsnedü’l-Hâris)

Hicrî:  20 Şevvâl   1446  Fazilet Takvim

 

 

HAZRET-İ MUÂVİYE RADIYALLÂHÜ ANH

 

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem bir gün Ümmü Habîbe radıyallâhü anhâ Validemizin hücre-i saadetlerine girmişlerdi. Muâviye radıyallâhü anh, başını kardeşi Ümmü Habîbe’nin (r. anhâ) dizlerine koymuş uyuyordu. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Ümmü Habîbe Validemize, “Onu (kardeşini) seviyor musun?” diye suâl buyurdu. O da “Evet” dedi.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) de: “Allâhü Teâlâ, onu, senin onu sevdiğinden daha çok seviyor. Ben, onun Cennet’te minderler üzerinde oturduğunu görüyor gibiyim.” buyurdular.

Abdullah bin Mübarek Hazretlerine, “Ömer bin Abdülaziz rahimehullâh mı daha hayırlıdır yoksa Muâviye radıyallâhü anh mi?” diye sordular. Buyurdu ki:

“Allâh’a yemin olsun ki Muâviye radıyallâhü anh’in Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem ile beraberlerken atının burnuna giren tozlar, Ömer bin Abdülaziz’den bin defa daha hayırlıdır. Zira Muâviye radıyallâhü anh, Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kılmış, Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) (rükûdan kalkarken) ‘Semi’allâhü limen hamideh’ buyurunca, Muâviye (r.a.) ‘Rabbenâ leke’l-hamd’ demişti. (Artık namazlarda bu duayı okumak sünnet olmuştu). Bu büyük şereften daha ötesi var mıdır?”

Ebu’d-Derdâ (r.a.) buyurmuştur ki: “Resûlullah (s.a.v.) Efendimizden sonra, kıldığı namazı Resûlullâh’ın namazına daha çok benzeyen şu emîrinizden -yani Muâviye (r. anh)’den- başkasını görmedim.”

İbn-i Ömer radıyallâhü anhümâ da “Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’den sonra insanları idare kabiliyeti husûsunda Muâviye’den daha iyisini görmedim.” demiştir. Zira o, bu husûsta hilim, ilim ve cömertlik gibi kemâl vasıfları kendisinde toplamıştı.

Hicrî:  20  Şevvâl  1446  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"