31 Aralık 2024 Salı

MÜŞRİKLERE BENZEMEKTEN KAÇINMAK


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِذَا أَنْزَلَ اللهُ بِقَوْمٍ عَذَابًا أَصَابَ الْعَذَابُ مَنْ كَانَ فِيهِمْ ثُمَّ بُعِثُوا عَلَى أَعْمَالِهِمْ. (خ)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : الله تعالى بر قومه عذاب إندرديكى زمان ، بو عذاب ، اونلاريك تمامنه إصابت أدر . صوكره ( قيامت كونى ) عمللرينه كوره بعث اولونورلر . ’’

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:  “Allâhü Teâlâ bir kavme azâp indirdiği zaman, bu azâp, onların tamamına isabet eder. Sonra (kıyamet günü) amellerine göre ba’s olunurlar (diriltilirler).”

(Sahîh-i Buhârî)

Hicrî:    30Cemâziyelâhir     1446  Fazilet Takvim

 

MÜŞRİKLERE BENZEMEKTEN KAÇINMAK

 

Teşebbüh, bir insanın diğerine suret, kıyâfet, huy, vasıf ve sıfatında benzemesi yahut onu taklid ile benzemeye çalışmasıdır.

Cenâb-ı Hak, birçok âyet-i celîlede, geçmiş ümmetlerin ahvâlini haber vermiş ve onların düştükleri küfür, zulüm, gurur gibi hâllere düşmekten bizi sakındırmıştır. Bu nehiylerde, fiil ve ahvâlde onlara benzemekten uzak durulmasına da tembih vardır. Âl-i İmrân Sûresi’nin 156. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Ey iman edenler! Kâfirler gibi olmayınız…” buyurulmuştur.

Resûlullâh Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem de:

“Bizden başkasının âdetine uyan, bizden değildir.” ve “Kim bir topluluğa benzemeye yeltenirse o, onlardandır.” buyurmuşlardır.

Bir topluluğa benzeyen kimse, o topluluktan sayılır. Çünkü onun bu benzemesi, onları sevdiğini, hâllerine ve işlerine razı olduğunu gösterir. Hâlbuki Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem: “Bir kimse, diğer bir kimsenin yaşayışına/gidişatına, yaptığı işe razı olduğunda, o da onun gibidir.” buyurmuşlardır.

Bir topluluğa benzemek, kişinin onları sevdiğine delâlet eder, onların sevgisini kalbinde beslediğini gösterir. Hâris el-Muhâsibî, Sehl bin Abdullâh Tüsterî, Ebû Alî Rudbârî, Kuşeyrî (rahmetullâhi aleyhim) Hazarâtı gibi âlim ve evliyâ zatlar demişlerdir ki: “Muhabbet, muvâfakat demektir. Çünkü bir insan, diğerini sevdiğinde onun vasıflarını, fiillerini ve ahlâkını da sever. İnsan birini sevince bu sevgi, onun huyuyla huylanmasına sebep olur. Sevdiğinin huylarını almaya devam ettikçe gitgide ona daha çok benzer.

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’e tâbi olan kimsenin, onun uzak olduğunu ifade ettiklerinden uzak durması lâzımdır. Peygamberimizin uzak olduğu kavme, herhangi bir husûsta muvâfakat eden kimse, Peygamber Efendimize o miktarda muhalefet etmiş olur.”

Hicrî:    30Cemâziyelâhir  1446  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

30 Aralık 2024 Pazartesi

ALLAH İNDİNDE DİN, İSLÂM’DIR


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَلْإِسْلَامُ يَعْلُو وَلَا يُعْلَى. (خ)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : إسلام دينى دائما يوجه در و هيجبر شى اوندان أؤستون اولاماز . ’’

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:  “İslâm dini dâima yücedir ve hiçbir şey ondanüstün olamaz.”

(Sahîh-i Buhârî)

Hicrî:    29Cemâziyelâhir     1446  Fazilet Takvim

 

ALLAH İNDİNDE DİN, İSLÂM’DIR

 

Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in hayatının bütün safhaları tamamen malumdur ve eserlerde yazılmıştır. O mübarek zâtın, beşerin her türlü maddî ve manevî terakkîsinde en büyük âmillerden olduğu, gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Onun getirmiş olduğu hakikatler, geçmiş diğer dinlerin ve peygamberlerin tarihteki mevcudiyetlerini de teyit ve tevsik etmektedir.

Hatemü’l-Enbiya Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerinin yirmi üç senede, peygamberlik hayatları boyunca, tebliğ, talim ve tatbik ettikleri ilmî ve amelî hükümler kısaca ‘İslâm’ kelimesi ile ifade olunur.

Kur’ân-ı Azîmüşşân’ın -meâlen-: “Şüphe yok ki Allah indinde din, İslâm’dır…” (Âl-i İmrân Sûresi, 19.) ve “Her kim de İslâm’dan başka bir din ararsa ondan asla kabul olunmaz…” (Al-i İmrân Sûresi, 85.) âyet-i kerîmelerinde hak olduğu ilan edilmiş olan İslâm dini, tam manası ile Allâh’ın birliği esasına dayanan ve insanın yaratılışına uygun bir dindir. Bu dine inanmalı, bu âlemde her şeyin yaratıcısı olan Cenâb-ı Hakk’ın varlığını tanımalı ve onun emirlerine göre hareket etmeyi vazife saymalıdır. Cenâb-ı Hakk’a itaati vazife bilmek ve bütün saadeti, bu vazifenin iyi ve ciddî şekilde îfâsından beklemek, İslâm dininin esaslarını hulâsa eder.

İslâm dini, ezelî dindir. İnsanlar, onu tanısalar da tanımasalar da zevâl bulmayan bir hakikattir. Fakat tanırlarsa kendileri istifade ederler. Bâtıl dinler, taraftarlarının yüz çevirmesi ile ortadan kalkarlar. İlmî hakikatler ise insanların cehlinden dolayı nasıl büsbütün sönüp gitmezler ve sadece tecellileri kaybolursa İslâm dini de öyledir. Herkes ne derse desin, Allah dâima birdir. Her şeyin yaratıcısı odur. Hazret-i Muhammed aleyhisselâm ilmî, ahlâkî ve amelî hakikatleri, Allâhü Teâlâ’dan alarak bizlere tebliğ eylemiş, beşeriyetin istifadesine arz etmiştir.

Hicrî:    29Cemâziyelâhir  1446  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

29 Aralık 2024 Pazar

KİMLE ARKADAŞ OLMALI?


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَلنَّاسُ سَوَاءٌ كَأَسْنَانِ الْمُشْطِ وَإِنَّمَا يَتَفَاضَلُونَ بِالْعِبَادَةِ وَلَا تَصْحَبَنَّ أَحَدًا لَا يَرَى لَكَ مِنَ الْفَضْلِ مِثْلَ مَا تَرَى لَهُ. (جامع الاحاديث)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بتون إنسانلر ، طاراغيك دشلرى كبى مساويدرلر . بربرلرينه قارشى آنجق عبادت إيله فظيلتلى اولورلر . سنيك كندسنهلايق كورديكون بر نعمت و مزيتى ، صنه لايق كورمين كمسه إيله صقين آرقاداش اولمه . ’’

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:  “Bütün insanlar, tarağın dişleri gibi müsâvîdirler. Birbirlerine karşı ancak ibadet ile faziletli olurlar. Senin kendisine lâyık gördüğün bir nimet ve meziyeti, sana lâyık görmeyen kimse ile sakın arkadaş olma.”

(Süyûtî, Câmiu’l-Ehâdîs)

Hicrî:    28Cemâziyelâhir     1446  Fazilet Takvim

 

KİMLE ARKADAŞ OLMALI?

 

Tâbiînin fakîhlerinden olan Saîd bin Müseyyeb (r.a.), Hazret-i Ömer’in (r.a.), dinine bağlı dost aramaya teşvik eden şu sözlerini rivâyet etmiştir:

“Sadık arkadaşlar bul ve onların arasında yaşa. Zira sadık arkadaşlar, genişlik zamanlarında süs ve ziynet; darlık zamanlarında ise yanında hemen hazır olacak yardımcılardır.

Arkadaşının sana düşen işini karşılık beklemeden en güzel şekilde gör ki o da lüzumunda, sana daha güzeli ile mukabelede bulunsun. Düşmanından uzaklaş. Arkadaşlarından ancak emîn olanlara güven. Allâhü Teâlâ’dan hakkıyla korkanlar, emîn olanlardır.

Kâfir ve günahkâr kimse ile düşüp kalkma, onlardan kötülük öğrenirsin. Onlara sırrını da verme, ifşâ ederler.

İşlerini, Allah’tan korkanlara danış ve onlarla istişâre et.”

 

EN HASSAS ZAMAN ÖLÇME ALETLERİ

 

Zaman ölçümünde temel birim saniyedir. Saniye, güneş gününün uzunluğuna bağlı olarak tarif edilmiştir.

Atom saati, atomların rezonans frekanslarını sayarak zamanı ölçen bir saat çeşididir. Atomlardaki elektronlar belirli enerji seviyelerinde bulunur ve enerji emerek ya da enerji yayarak bu seviyeler arasında geçiş yapar. Atom saatleri, frekans standardı olarak atomlar tarafından yayılan fotonların frekanslarını kullanan saatlerdir. Bu saatler, günümüzün en hassas zaman ölçme aletleridir. Atom saatlerinden çeşitli teknolojilerde ve bilimsel çalışmalarda yararlanılır. Mesela konum belirlemek için kullanılan GPS uydularında, hassas atom saatleri vardır.

Tarih boyunca insanlar bir günü, Dünya’nın kendi etrafında devrini tamamladığı 24 saat olarak kabul etmiştir. Ancak atom saatlerinin icat edilmesiyle birlikte zamanı, çok daha hassas bir şekilde ölçmek mümkün oldu. Yapılan ölçümlerde Dünya’nın kendi etrafındaki dönüş hızında çeşitli dalgalanmalar olduğu fark edildi. Bu sebeple zamanı doğru ölçmek için 1972 yılından bu yana bazı yıllar “artık saniye” uygulaması yapılıyor. Yani yılın son günü son saniyesine bir saniye daha ekleniyor. Böylece atomik saatle güneş saati arasındaki fark kapatılmış oluyor.

Hicrî:    28Cemâziyelâhir  1446  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"