31 Ekim 2024 Perşembe

BÂYEZÎD-İ BESTÂMÎ (K.S.) HAZRETLERİNDEN


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَا مِنْ قَوْمٍ اِجْتَمَعُوا يَذْكُرُونَ اللهَ لَا يُرِيدُونَ بِذَلِكَ إِلَّا وَجْهَهُ إِلَّا نَادَاهُمْ مُنَادٍ مِنَ السَّمَاءِ أَنْ قُومُوا مَغْفُورًا لَكُمْ قَدْ بُدِّلَتْ سَيِّئَاتُكُمْ حَسَنَاتٍ. (حم)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : الله تعالى ، ي ذكرتمك إيجن طوبلانان و بونونله سادجه الله رضاسنى مراد أدن هر طوبلوليغه سمادان بر منادى شويله ندا أدر : مغفرت اولنديغونوز حالده قالقين . محقق كوناحلرينز ، ثوابلره تبديل أدلدى . "

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:  “Allâhü Teâlâ’yı zikretmek için toplanan ve bununla sadece Allah rızâsını murat eden her topluluğa semâdan bir münâdî şöyle nidâ eder: Mağfiret olunduğunuz hâlde kalkın. Muhakkak günahlarınız, sevaplara tebdîl edildi.”

(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

Hicrî:    28  Rebîulâhir  1446  Fazilet Takvim

 

BÂYEZÎD-İ BESTÂMÎ (K.S.) HAZRETLERİNDEN

 

Silsile-i Sâdât’ın beşinci halkası olan Ebû Yezîd Tayfûr el-Bestâmî (k.s.) Hazretlerinin ismi Tayfûr, künyesi Ebû Yezîd, lakabı Sultânü’l-Ârifîn’dir. Hicrî 188 (M. 803) senesinde -İran’ın kuzeyinde, Hazar Denizi yakınındaki- Bistâm şehrinde dünyaya geldi. 261 (M. 874) veya 264 (M. 877) senesinde âhirete irtihâl ettiler.

 

Mübarek Sözlerinden:

 

“Hakka vâsıl olanlar, hürmete riâyet ederek vâsıl olmuşlardır. Kovulanlar da hürmeti terk ettikleri için kovulmuşlardır.”

Bir kişi gelip “Bana, kurtuluşuma vesile olacak bir şey öğretiniz.” dedi. “Şu iki şeyi iyi öğren. Bunları aklından çıkarmazsan başka bir şeye ihtiyacın olmaz: Allâhü Teâlâ seni bilir, seni ve yaptıklarını her zaman görür.” buyurdular.

“İşlediğin günahın sana zarar verdiği gibi mümin kardeşini hakir ve küçük görmen de aynı şekilde zarar verir.”

“Ya olduğun gibi görün veya göründüğün gibi ol.”

“Kiminle arkadaşlık edelim?” diye soruldu, buyurdular ki:

“Hasta olduğun zaman seni ziyaret edecek, günah işlediğin zaman senin için tevbe ve istiğfâr edecek kişiyle. Zira o, senin işlediğin şeyleri bilir.” Yani, senin işlediğin günahları görür ve o günahı kendi günahı kabul eder. Bu günahtan hem kendisi tevbe eder, hem de senin tevbe etmene vesîle olur.

“Beni Rabb’ime yaklaştıracak bir amel söyleyiniz” denildi;

“Evliyâullahı sev ki onlar da seni sevsinler. Zira Allâhü Teâlâ, evliyâsının kalblerine rahmetiyle nazar eder. Umulur ki Allâhü Teâlâ, bir velî kulunun kalbinde sana da rahmetiyle nazar eder de seni affeder.” buyurdular.

“Bana, ‘Bunu niçin yapmadın?’ denilmesi, ‘Niçin bunu yaptın?’ denilmesinden daha sevimlidir.”

“Kerâmet gösteren, hattâ havada uçan birini görseniz, Allâhü Teâlâ’nın emirlerini yerine getirip, yasaklarından sakınmaktaki, dinin hududunu muhafaza ve dinin hükümlerini yerine getirmekteki hâlini görmedikçe ona aslâ itibar etmeyin.”

(Silsile-i Sâdât, Fazilet Neşriyat)

Hicrî:      28Rebîulâhir  1446  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

30 Ekim 2024 Çarşamba

ŞEYTANDAN, ALLÂHÜ TEÂLÂ’YA SIĞINMAK


قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : وَاِمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِ اِنَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ. (سورة الاعراف، ٢٠٠)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : و أكر سن صنه شيطان طرافندان بر وسوسه كلرسه همن الله تعالى ، يه صغن . شبهه يوق كى ،  او ( الله ، سنيك لساننده كنى ) حقيله إشتيجيدر ، ( قلبندكنى ) تماميله بيليجيدر . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen:  Ve eğer sana şeytan tarafından bir vesvese gelirse hemen Allâhü Teâlâ’ya sığın. Şüphe yok ki, O (Allah, senin lisânındakini) hakkıyla işiticidir, (kalbindekini) tamamıyla bilicidir.”

(A‘râf Sûresi, âyet 200)

Hicrî:    27  Rebîulâhir  1446  Fazilet Takvim

 

ŞEYTANDAN, ALLÂHÜ TEÂLÂ’YA SIĞINMAK

 

Şeytan, insanın apaçık düşmanıdır. Onun için Şeytan’dan, Allâhü Teâlâ’ya sığınmak lazımdır. Bu, ondan korkulduğu için değil, bilakis Allâhü Teâlâ’nın düşmanını düşman bilmekten dolayıdır. Bu ise Allâhü Teâlâ’ya muhabbetin eseri ve ona kullukta kemâle erebilmek için Allâh’tan gayrısından Allâh’a sığınmaktır.

Ayrıca Şeytan’dan, Allâh’a sığınmak, Allâhü Teâlâ’nın emrini yerine getirmektir ki bu da itaatte bağlılıktır. Allâhü Teâlâ’ya ilticâ etmek, ona karşı acziyeti itiraf etmek demektir.

Enes bin Mâlik (r.a.) buyurmuştur ki:

“Mümin, beş hâl içerisindedir;

İmanı kâmil olmayan müminler ona haset eder, münâfıklar buğzeder, düşmanları, ona zarar vermek, Şeytan, hak yoldan saptırmak, nefsi de doğru yoldan çıkarmak ister. Binâenaleyh müminin, bunların tamamının şerrinden kurtulmak için Allâhü Teâlâ’ya sığınması gereklidir.”

Mümin, tek başına yürüyen bir kimse gibidir. Şöyle ki bu kimse, köpekleri bulunan bir evin önüne gelir. Bu köpekler ona saldırıp zarar vermek isterler. O ise kendini onlara karşı savunmaktan âcizdir. Onların üstüne gittikçe, onlar daha çok kendisine saldırırlar. Burada yapılacak en akıllıca iş; köpekleri, kendisinden uzaklaştırması için ev sahibini çağırmaktır. Çünkü ev sahibinin bir kere köpekleri uzaklaştırmak için bağırması, onun bin kere bağırmasından daha tesirlidir.

İşte bunun gibi şeytan da, Allâhü Teâlâ’nın kapısında bir köpektir, O’nun kapısına gelenleri helâk etmek ister. Şeytanın şerrinden korunmanın en iyi yolu da Allâhü Teâlâ’ya sığınmaktır. Çünkü onu uzaklaştırmaya ve kahretmeye ancak Allâhü Teâlâ kadirdir.

Hicrî:      27Rebîulâhir  1446  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

29 Ekim 2024 Salı

VEZİRİN HÜRMET ETME SEBEBİ


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : سَلُوا اللهَ عِلْمًا نَافِعًا وَتَعَوَّذُوا بِاللهِ مِنْ عِلْمٍ لَا يَنْفَعُ. (هـ)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : الله تعالى ، دان فايدالى علم إستينز . فايدا ورمين علمدن ده الله تعالى ، يه صغننز . "

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:  “Allâhü Teâlâ’dan faydalı ilim isteyiniz. Fayda vermeyen ilimden de Allâhü Teâlâ’ya sığınınız.”

(Sünen-i İbn-i Mâce)

Hicrî:    26  Rebîulâhir  1446  Fazilet Takvim

 

VEZİRİN HÜRMET ETME SEBEBİ

 

Selçuklu veziri Nizâmülmülk, huzuruna âlimler geldikleri zaman hürmetle ayağa kalkar, onlara yer gösterirdi. Fakat Ebû Ali Fârmedî (k.s.) Hazretleri geldiği zaman hürmetle ayağa kalkıp karşıladığı gibi onu kendi makamına oturtur, kendisi de önünde otururdu. “Neden böyle yapıyorsun?” diye sorulunca şöyle cevap verirdi:

“Diğer âlimler huzûruma gelince bana, sen şöyle iyisin, böyle iyisin diyerek bende olmayan şeylerle beni övüyorlar. Onların bu sözleri, nefsimin hoşuna gidiyor. Fakat Ebû Ali Fârmedî (k.s.), bana nefsimin ayıplarını söylüyor, böylece nefsim kırılıyor, yaptığım birçok hatadan vazgeçiyorum.”

 

HAYVANLARIN HAREKETLERİNE GÖRE
HAVA TAHMİNLERİ

 

Kuşlar eğer yüksekten uçuyorsa muhtemelen hava güzel olacaktır. Daha alçaktan uçarlarsa muhtemelen bir fırtına yaklaşmaktadır. Fırtınanın meydana getirdiği basınç düşüşü, kuşların kulaklarını rahatsız ettiğinden dolayı da buna uyum sağlamak için daha alçaktan uçarlar. Kuşların topluca bir yere konmaları, hava basıncının hızla düştüğünü gösteriyor olabilir.

Martılar umumiyetle, yaklaşan bir fırtına varsa denizde uçmayı bırakıp sahile sığınırlar. Hafif rüzgârlı sahillere yakın olarak alçaktan dolaşmaları, fırtınalı bir hava habercisi olarak görülür. Yağmur yağmadan önce kuşlar bir anda sessizleşirler.

İnekler, kötü hava geliyorsa birbirlerine yakın durmaya meyillidirler. Fırtına öncesinde ise yere yatarlar.

Kaplumbağalar, çok yağış olacaksa bir iki gün öncesinde daha yüksek yerlere gider.

Yunus balıklarının su üstünde görülmeleri, havanın 12 saat değişmeyeceğine işaret olabilir.

Dağ kuşlarının ve çeşitli hayvanların birden ortadan kaybolmaları veya bir yöne hızla kaçmaları, aksi yönden bir sağanak yağmur veya fırtınanın geleceğine işarettir.

Karınca, yuvasını kurak yere yaparsa yağmurun, nemli yere yaparsa yazınki kuraklığın belirtisidir.

Hicrî:      26Rebîulâhir  1446  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"