قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِذَا تَابَ الْعَبْدُ أَنْسَى اللهُ الْحَفَظَةَ ذُنُوبَهُ وَأَنْسَى ذٰلِكَ جَوَارِحَهُ وَمَعَالِمَهُ مِنَ الْأَرْضِ حَتَّى يَلْقَى اللهَ وَلَيْسَ عَلَيْهِ شَاهِدٌ مِنَ اللهِ بِذَنْبٍ. (الجامع الصغير)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : قل ، توبه أتديكى زمان ، الله تعالى ، اونون كوناحلرينى حفظه ملكلرينه اونوطدورور . كزا بونى ، اونون عضولارينه و ير يوزونده او كوناحه شاهد اولانلره ده اونوطدورور . تاكى الله تعالى نيك حضورونه ، كوناحى سببيله عليهنه شاهتلك أده جك كمسه قالماقسزيك جقار . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kul, tevbe ettiği zaman, Allâhü Teâlâ, onun günahlarını hafaza meleklerine unutturur. Kezâ bunu, onun uzuvlarına ve yeryüzünde o günaha şahit olanlara da unutturur. Tâ ki Allâhü Teâlâ’nın huzuruna, günâhı sebebiyle aleyhine şâhitlik edecek kimse kalmaksızın çıkar.”
(Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
Hicrî: 22 Zilhicce 1445 Fazilet Takvim
HAKÎKÎ TEVBE -2
Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz, Sa‘lebe’ye buyurdular ki:
“Sana, günahlara ve hatalara keffâret olacak bir âyet-i kerîmeyi haber vereyim mi? ‘Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhirati haseneten ve kınâ azâbe’n-nâr (Allâh’ım, bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver ve bizi, Cehennem azâbından koru).’ (Bakara Sûresi, âyet 201) diye dua edersin.”
Bunun üzerine Sa‘lebe (r.a.), “Benim günahım çok büyüktür yâ Resûlallah!” dedi. Resûlullah Efendimiz de “Bilakis Allâhü Teâlâ’nın kelâmı olan bu duâ ile yapacağın ilticanın sevabı, senin kusurundan daha büyüktür.” buyurup ona evine dönmesini emrettiler.
Sa‘lebe (r.a.) hasta olup sekiz gün kadar evinde yattı. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Selman (r.a.) ile Sa‘lebe’yi ziyarete gittiler. İçeriye girince, Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) oturup Sa‘lebe’nin başını mübarek dizlerine koydular, fakat Sa‘lebe (r.a.) hemen başını çekti. Resûlullah (s.a.v.), “Başını dizimden çekmenin sebebi nedir ey Sa‘lebe?” diye suâl ettiler. O da “Başım, günahlarla dolu” dedi. Sonra “Ne hissediyorsun?” diye suâl ettiler.
“Kemiklerimle derim arasında karıncalar dolaşıyor gibi hissediyorum.” dedi.
“Bir isteğin var mı?” diye suâl ettiler.
“Rabb’imin beni mağfiret buyurmasını istiyorum.” dedi. Bu sırada Cebrâil aleyhisselâm gelip:
“Rabb’in Azze ve Celle, sana selâm ediyor ve ‘Şâyet şu kulum, bana dünya dolusu günahla gelse ben de onu dünya dolusu mağfiretimle karşılarım.’ buyuruyor.” dedi. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) bunu, Sa‘lebe’ye bildirince Sa‘lebe (r.a.), o anda ruhunu teslim etti.
Resûlullah (s.a.v.), onun gasledilmesini emir buyurup bizzât kefenlediler ve namazını kıldırdılar. Bu sırada Resûlullah (s.a.v.), parmak uçlarının üzerinde yürüyordu. Ashâb-ı Kirâm sebebini sual edince de “Beni hak peygamber olarak gönderene yemin ederim ki cenazeye katılmak için gelen meleklerin kanatlarının çokluğundan dolayı, ayağımı basacak yer bulamıyorum.” buyurdular.
Hicrî: 22 Zilhicce 1445 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder