18 Haziran 2024 Salı

CİHÂDIN FAZİLETİ


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : عَلَيْكُمْ بِالْجِهَادِ فِي سَبِيلِ اللهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فَإِنَّهُ بَابٌ مِنْ أَبْوَابِ الْجَنَّةِ يُذْهِبُ اللهُ بِهِ الْهَمَّ وَالْغَمَّ. (حم)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : الله تباركه و تعالى يولنده جهاده دوام أدينز . جونكى جهاد ، جنت قابلارندان بر قابيدر . الله تعالى ، اونونله ( كجمش و كله جك ) قايغى و أؤزونتلرى كيده رير . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Allâhü Tebâreke ve Teâlâ yolunda cihâda devam ediniz. Çünkü cihâd, Cennet kapılarından bir kapıdır. Allâhü Teâlâ, onunla (geçmiş ve gelecek) kaygı ve üzüntüleri giderir.”

(Müsned-i Ahmed)

Hicrî:    12  Zilhicce   1445  Fazilet Takvim

 

 

CİHÂDIN FAZİLETİ

 

Cihâd, sırf Hazret-i Allâh’ın dinini yaymak için yapılan gayretlerdir. Yine nefsin arzusuna uymayıp Hazret-i Allâh’ın emrine uyarak dînî vazifelerini yapmaya çalışmak, cihâd olduğu gibi, Allâhü Teâlâ’nın yasakladığı şeylerden kaçınmak da bir cihâddır.

Cihâd, her zamana ve her mekâna şâmil olarak Müslümanlar üzerine lâzım ve kıyamet gününe kadar bâkî ve dâim bir vazifedir. Nitekim Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem, “Cihâd, kıyamet gününe kadar bâkî farzdır.” buyurmuştur. Ümmet-i Muhammed’in en hayırlı ümmet olmaları; Allâh’a iman ile ve Resûlullah’a itaat ile emredip küfür vesâir günahlardan nehiy ile îlâ-i kelimâtillah için cihâd etmeleriyledir.

Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurmuşlardır ki: “Bir an fî-sebîlillâh (Allah yolunda) din düşmanlarına karşı sebât etmek, Kâbe-i Muazzama’da Hacer-i Esved huzurunda, bin aydan üstün olan Kadir Gecesi’ni hakkıyla ihyâ etmekten faziletlidir.”

Bu hadîs-i şerîfte mücâhidlerin makamlarının yüksekliği beyan olunduğu gibi müminlerin Allah katında büyük itibarları olduğu da bildirilmektedir.

Ebûbekr-i Sıddîk (r.a.) Hazretlerinden rivâyet olundu: Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem’den işittim, buyurdular ki: “Allah yolunda yürüyüp ayakları toz olan kimseye Cennet vacip olur.”

Nitekim Ebûbekr-i Sıddîk (r.a.) Hazretleri, bu hadîs-i şerîfe uymak maksadıyla, İslâm ordusunu sefere uğurlayacağı zaman binmesi için devesini getirdiklerinde ona binmedi, yürümeyi tercih etti. Giderken de fî-sebilillah, ayaklarına toz değmesi için ayakkabılarını çıkarıp eline aldı. Hazret-i Ebûbekir (r.a.), bu fiilinde ancak Resûlullâh (s.a.v.) Efendimize uymayı kastetmiştir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Muâz bin Cebel (r.a.) Hazretlerini Yemen’e gönderirken beraberce birkaç mil yürüyerek onu uğurlamışlardı.

Hicrî:    12 Zilhicce  1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder