25 Temmuz 2022 Pazartesi

MESCİD-İ NEBEVÎ MİNBERİNİN TARİHÇESİ

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّكَ لَنْ تَدَعَ شَيْئًا اِتِّقَاءَ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ إِلَّا أَعْطَاكَ اللهُ خَيْرًا مِنْهُ. (حم)

رسول الله  ( ﷺ ) ( بر عارابيه ) شويله بيوردولر :  محقق كى سن ، الله تعالى دان قورقديغون إيجن بر شئ ترك أدرسن الله تعالى ، صنه اوندان دها خيرلسنى إحسان أدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem  (bir a‘râbîye) şöyle

buyurdular:   Muhakkak ki sen, Allâhü Teâlâ’dan korktuğun için bir şeyi terk edersen Allâhü Teâlâ, sana ondan daha hayırlısını ihsan eder.”

(Müsned-i Ahmed)

Hicrî:  26   Zilhicce   1443 Fazilet Takvim

 

MESCİD-İ NEBEVÎ MİNBERİNİN TARİHÇESİ

 

Minber, kaldırmak ve yükseltmek manasına gelen Arapça bir kelimedir. Minber, camilerde Cuma günleri hatiplerin hutbe okumak için üzerine çıktıkları merdivenli yüksek kürsüye denir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Mescid-i Saadetlerinde Ashâb-ı Kirâm’a, Allâh’ın emirlerini duyururken hep ayakta dururlardı. Uzun müddet ayakta durmalarından dolayı ise yorulurlardı. Mescitte bir hurma kütüğü vardı, Peygamberimiz (s.a.v.), hutbe esnasında, diğer emir ve nasihatlerini bildirirken ona dayanırdı. Ashab’dan birisi Peygamber Efendimize, “Size, Cuma günü, üzerinde duracağınız, halkın sizi görebileceği ve hutbelerinizi işitebileceği bir şey yapsak olmaz mı?” diye sormuştu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Olur!” buyurdular. Ensar hanımlarından, marangoz bir kölesi olan hanıma:

Benim için kölene söyle de halka hitap ettiğim zaman üzerine oturabileceğim, ahşaptan bir şey yapsın!” diye haber gönderdi. O da onu yaptırıp gönderdi.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), sonradan kendisi için yapılan bu minberin üzerine çıktığı zaman, önceden minber olarak kullandığı kütükten, inlemeyi andıran sesler gelmeye başlamış, kütüğün bu hâlinden mescit yankılanmıştı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), minberden inip kütüğü kucaklayınca, kütük susmuştur. Peygamberimiz (s.a.v.):

Eğer kucaklamasaydım (kütük) kıyamet kopuncaya kadar böyle ses verirdi.” buyurdular.

Minber, evvelâ üç basamaklı olarak yapılmıştır. Mervân bin Hakem, Hazret-i Muâviye’nin (r.a.) emriyle alt tarafına altı basamak daha ekleyerek, minberin basamaklarını dokuza çıkardı.

Abbâsî halifeleri zamanında, minber yenilendikçe, eski minberin parçalarından taraklar yapılarak teberrük edilirdi.

Bu minber birçok kez yenilenmiştir. 1589 yılında Osmanlı padişahlarından Sultan Üçüncü Murad Han, İstanbul’da mermerden, on iki basamaklı bir minber yaptırıp Medîne-i Münevvere’ye gönderdi. Hâlen Peygamber Efendimizin mescidinde bulunan minber, Sultan Murad’ın yaptırıp gönderdiği minberdir.

Hicrî:  26   Zilhicce   1443 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder