13 Temmuz 2022 Çarşamba

EZVÂC-I TÂHİRÂT’TAN ÂİŞE RADIYALLÂHÜ ANHÂ


قِيلَ يَا رَسُولَ اللهِ مَنْ أَحَبُّ النَّاسِ إِلَيْكَ قَالَ : عَائِشَةُ، قِيلَ مِنَ الرِّجَالِ قَالَ أَبُوهَا. (ت)

رسول الله  ( ﷺ ) أفندمزه، ’’ سزه إنسانلريك أك سوكليسى كيمدر ، يارسول الله ؟ ديه سؤآل أدلدى :  عائشه " بيوردولر . " أرككلردن كيمدر ؟ " دنلدى . ’’ عائشه ، نيك باباسى ( أبى بكر ) ‘ در ‘‘ بيوردولر . "

Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimize, “Size insanların en sevgilisi kimdir, yâ Resûlallah?” diye sual edildi:   Âişe” buyurdular. “Erkeklerden kimdir?” denildi. “Âişe’nin babası (Ebûbekir)’dir” buyurdular.

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:  14   Zilhicce   1443 Fazilet Takvim

 

EZVÂC-I TÂHİRÂT’TAN ÂİŞE RADIYALLÂHÜ ANHÂ

 

Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) pâk zevcelerinden birisi de Âişe-i Sıddîka validemizdir. Hz. Hadîcetü’l-Kübrâ (r.anhâ) vefat ettikten sonra Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.), Hz. Ebûbekir’in (r.a.) kızı Âişe (r. anhâ) ile nikâhlanmış, düğün merasimi ise üç sene sonra yapılmıştır.

Hz. Âişe (r. anhâ) fıtraten son derece zeki idi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kendisini büyük bir muhabbet ve şefkatle sevdiğinden dâima Resûlullâh’ın (s.a.v.) yanında bulunurdu. Bu sebeple muhtelif meseleler hakkındaki hadîs-i şerîfleri işitir ve tamamıyla hıfzederdi.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), bir defasında Hz. Âişe’den (r. anhâ) bahsettiği esnâda cemaate, “Dininizin üçte ikisini Âişe’den öğreniniz.” buyurmuşlardır.

Hakikaten Hazret-i Âişe, çok fakîhe, âlime ve edîbe idi. Ebû Mûsâ el-Eş’arî (r.a.) onun hakkında, “Biz Ashâbca hangi hadîs-i Nebevî’de tereddüt edip de Hazret-i Âişe’ye mürâcaat etmişsek, onun yanında o hadîs-i Nebevî hakkında mutlaka mükemmel bir malumat bulup şüphemizi halletmişizdir.” demiştir.

Tâbiîn’in büyüklerinden Urve (r.a.) de “Ben, gerek Kur’ân-ı Kerîm’in manasını anlamakta, gerek fıkıh ve ferâiz ilminde, gerekse Arapların şiir ve neseplerini ezberlemekte Hazret-i Âişe’den daha bilgili bir kimseyi görmedim.” demiştir.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Hazret-i Âişe’ye olan muhabbetini, “çözülmez bir düğüm” olarak tasvîr ederlerdi. Ara sıra Resûl-i Ekrem’in muhabbetinin derecesini öğrenmek isteyen Hazret-i Âişe, “Çözülmez düğüm ne hâldedir?” diye sorar, Efendimiz (s.a.v.) de, “Olduğu gibi duruyor, bir değişiklik yok!” buyurarak onu memnun ederdi.

Pek faziletli, iffetli, ilim ve irfan sahibi olan Hazret-i Âişe, dünya hayatını daima küçük görür, giyinişinde ve yaşayışında aslâ israfa kaçmazdı. Kendisini en çok memnun eden şey, fakirlere ve muhtaç olanlara yardım etmekti. Bunun en büyük bir misâli olarak, yeğeni Abdullah bin Zübeyr (r. anhümâ) tarafından kendisine gönderilen yüz bin dirhem içerisinden bir akçesini bile almayarak, tamamını tasadduk etmeleri gösterilebilir. Radıyallâhü anhâ.

Hicrî:  14   Zilhicce   1443 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder