8 Şubat 2021 Pazartesi

KÖTÜLÜKLERİN ASIL SEBEBİ: NEFİS


 

قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَمَا أُبَرِّئُ نَفْسِي اِنَّ النَّفْسَ لَاَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ اِلَّا مَا رَحِمَ رَبِّى اِنَّ رَبِّى غَفُورٌ رَحِيمٌ. (سورة يوسف، ٥۳ )

الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا )  :    "  ( يوسف عليه السلام ده دى كه ) بن نفسمى تمزه جقارمام . محققكه نفس ، كوتوليكى شتدتله أمر أدر . آنجق ربم ، غفور ، در ، رحيم ، در   . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen):: “...(Yusuf aleyhisselam dedi ki:) Ben, nefsimi temize çıkarmam. Muhakkak ki nefis, kötülüğü şiddetle emreder. Ancak Rabbimin rahmet ettiği (esirgediği nefisler) müstesna. Muhakkak Rabbim, Gafûr’dur, Rahîm’dir.”

(Yûsuf Sûresi, âyet 53)

Hicrî:   26   Cemâziyelahir     1442    Fazilet Takvim

 

KÖTÜLÜKLERİN ASIL SEBEBİ: NEFİS

 

Allâhü Teâlâ, Bakara Sûresi’nin 256. âyet-i kerîme-sinde buyurdu ki (meâlen): “…Artık kim tâğûtu inkâr edip de Allâh’a (hakîkî iman ile) iman ederse muhakkak ki o, kopması (mümkün) olmayan en sağlam kulpa sımsıkı yapışmış olur…”  Âyet-i kerîmede zikredilen tâğût; azgınlık ve haddini aşmakta çok ileriye giden, Hazret-i Allah’tan ve Hz. Allâh’a ulaştıran yoldan men eden her şey demektir.

Âlimler buradaki tâğûtu yedi şey ile tefsir etmişlerdir: Şeytan, sihirbaz, kâhin, putlar, insan ve cinlerden haddini aşanlar, Allâhü Teâlâ’ya karşı isyân edip ondan başkasına tapanlar ve dâimâ kötülüğü emreden nefis.

Evliyâullahtan Sehl-i Tüsterî (rah.) der ki: “Tâğûtun aslı, dâimâ kötülüğü emreden nefistir.  Çünkü Şeytan’ın kendi başına insanı kötülüğe sürüklemeye gücü yetmez. Ancak nefsin hevâî arzu ve istekleri vasıtasıyla sürükleyebilir. Bu sebeple Şeytan, insanın nefsinde bir şeye arzu ve meyil hissedince hemen ona bu arzusu istikametinde vesvese verir ve onu doğru yoldan çıkarır.”

 

DALÂLET İÇİN GELDİ HİDÂYET BULDU

 

Kureyş müşrikleri, Ashâb-ı Kirâm’ı dinden döndürmek için her birine bir adam tahsis etmişlerdi. Hazret-i Ebûbekir’e de, Talha bin Ubeydullâh’ı tahsis ettiler.

Talha bin Ubeydullâh, arkadaşlarından bazılarıyla Hazret-i Ebûbekir’e geldi. Hz. Ebûbekir (r.a.), “Beni neye davet ediyorsun?” diye suâl edince, Talha bin Ubeydullah “Lât ve Uzza’ya kulluğa davet ediyorum.” dedi.

Hazret-i Ebûbekir “Lât nedir ki?” diye sordu.

Talha, “Bizim Rabbimiz” dedi.

Hazret-i Ebûbekir, “Peki Uzza nedir?” diye sordu.

Talha, “Allâh’ın kızıdır.” diye cevap verdi.

Hazret-i Ebûbekir (r.a.), “Peki bunların anneleri kimdir?” deyince, Talha bin Ubeydullah cevap veremedi. Yanındaki arkadaşlarına, “Bu adamın sorusuna cevap verin” dedi. Yanındakiler de cevap veremedi. Bunun üzerine Talha bin Ubeydullah “Ey Ebûbekir! Ben şehâdet ederim ki Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur ve Muhammed aleyhisselâm O’nun kulu ve resûlüdür.” diyerek Müslüman oldu.

Hicrî:   26   Cemâziyelahir     1442    Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder