قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: رَحِمَ اللهُ عَبْدًا قَالَ
خَيْرًا فَغَنِمَ أَوْ سَكَتَ عَنْ شَرٍّ فَسَلِمَ. (رياض)
رسول
الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " الله
تعالى ( شو مؤمن ) قُلا رحمتى إيله معامله أتسينكى او قُل خير سويلر ده قزانر ويا
شردن سكوت أدر ده سلامته أرر ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Allâhü Teâlâ (şu mü’min) kula rahmetiyle muâmele etsin ki o kul hayır söyler
de kazanır veya şerden sükût eder de selâmete erer.”
(Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn)
Hicrî: 19 Cemâziyelevveel 1441 Fazilet
Takvimi
DOSTLUK İÇİN BEŞ HASLET
Sellam bin Süleym (rah.) buyurdu ki:
Ömer bin Abdülaziz (rah.) halîfe olduğu zaman minbere çıktı. Okuduğu ilk hutbesinde Allâhü Teâlâ’ya hamd ve senâda bulunduktan sonra şöyle buyurdu:
Ey insanlar! Bizimle dost olmak isteyen kimse, şu beş şeye riâyet etsin. Yoksa bize yaklaşmasın.
1- İhtiyâcını arz edemeyen kimseyi bize haber versin.
2- Bütün gayretiyle hayır işlerinde bize yardım etsin.
3- Ulaşamadığımız hayırlı amellerde bize yol göstersin, rehberlik yapsın.
4- Bizim yanımızda hiç kimsenin gıybetini yapmasın.
5- Kendisini alâkadâr etmeyen hususlara müdâhale etmesin.
Bunun üzerine yanında sadece zâhid (dünyaya rağbet etmeyen) ve fakîh zâtlar kaldılar ve “Yaptıkları, sözlerine zıt olmadığı müddetçe biz bu zâttan ayrılamayız.” dediler.
Ömer bin Abdülaziz (rah.) halîfe olduğu zaman minbere çıktı. Okuduğu ilk hutbesinde Allâhü Teâlâ’ya hamd ve senâda bulunduktan sonra şöyle buyurdu:
Ey insanlar! Bizimle dost olmak isteyen kimse, şu beş şeye riâyet etsin. Yoksa bize yaklaşmasın.
1- İhtiyâcını arz edemeyen kimseyi bize haber versin.
2- Bütün gayretiyle hayır işlerinde bize yardım etsin.
3- Ulaşamadığımız hayırlı amellerde bize yol göstersin, rehberlik yapsın.
4- Bizim yanımızda hiç kimsenin gıybetini yapmasın.
5- Kendisini alâkadâr etmeyen hususlara müdâhale etmesin.
Bunun üzerine yanında sadece zâhid (dünyaya rağbet etmeyen) ve fakîh zâtlar kaldılar ve “Yaptıkları, sözlerine zıt olmadığı müddetçe biz bu zâttan ayrılamayız.” dediler.
(Târîh-i Dımaşk)
FAYDASIZ SÖZ KONUŞMAMAK
Ashâb-ı Kirâm’dan bir zât şöyle dedi: “Kalbinde bir katılaşma, bedeninde bir gevşeklik, rızkında da bir darlık görüyorsan iyi bil ki bu, senin mâlâyanî konuşman sebebiyledir.”
Ebû Bekir Ayyâş (rah.) demiştir ki: Dört melikin söylediği şu sözler, sanki aynı yaydan atılmış birer ok gibidir:
Kisrâ: “Söylemediğim şeye pişman olmam, fakat söylediğime pişman olurum.”
Çin meliki: “Bir sözü söylemediğim müddetçe o söz, benim esirimdir. Fakat onu söyleyince ben onun esiri olurum.”
Rum meliki: “Ben, söylemediğim sözleri reddetmekte, söylediğimi reddetmekten daha muktedirim.”
Hind meliki: “Duyulduğu zaman kendisine zarar veren, duyulmadığı zaman da bir faydası olmayan sözü söyleyene şaşarım.”
Ebû Bekir Ayyâş (rah.) demiştir ki: Dört melikin söylediği şu sözler, sanki aynı yaydan atılmış birer ok gibidir:
Kisrâ: “Söylemediğim şeye pişman olmam, fakat söylediğime pişman olurum.”
Çin meliki: “Bir sözü söylemediğim müddetçe o söz, benim esirimdir. Fakat onu söyleyince ben onun esiri olurum.”
Rum meliki: “Ben, söylemediğim sözleri reddetmekte, söylediğimi reddetmekten daha muktedirim.”
Hind meliki: “Duyulduğu zaman kendisine zarar veren, duyulmadığı zaman da bir faydası olmayan sözü söyleyene şaşarım.”
(Tenbîhü’l-Gâfilîn)
Hicrî: 19 Cemâziyelevveel 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder