قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَشَدُّ النَّاسِ حَسْرَةً يَوْمَ
الْقِيَامَةِ رَجُلٌ أَمْكَنَهُ طَلَبُ الْعِلْمِ فِي الدُّنْيَا فَلَمْ
يَطْلُبْهُ وَرَجُلٌ عَلَّمَ عِلْمًا فَانْتَفَعَ بِهِ مَنْ سَمِعَهُ مِنْهُ
دُونَهُ. (فيض)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " قيامت
كونى إنسانلريك أك شتدتلى بشمانلق دوياجق اولانى دنياده علم أؤكرنمه إمكانى بولوب
ده اونى طلب أتمين و برده علم أؤكرتن بر كمسه در كى أؤكرتديكى بو علمله كندسندن
دويانلر فايدالانب ده كندسى فايدالانمايان در ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Kıyâmet günü insanların en şiddetli pişmanlık duyacak olanı dünyâda ilim
öğrenme imkânı bulup da onu talep etmeyen ve bir de ilim öğreten bir kimsedir
ki öğrettiği bu ilimle kendisinden duyanlar faydalanıp da kendisi
faydalanmayandır.”
(Münâvî, Feyzü’l-Kadîr)
Hicrî: 06 Cemâziyelâhır 1441 Fazilet
Takvimi
LÜGAT İLMİNE DÂİR BİR ESER: KİTÂBÜ’L-AYN
Basralı Halil bin Ahmed Ferâhidî (rah.), Arabî ilimlerde husûsi ile de nahiv ve aruz ilminde önde gelen âlimlerdendir. Hatta aruz ilmini ilk ortaya koyan bu zâttır.
Peygamber Efendimizden (s.a.v.) sonra ilk defa Ahmed diye isimlendirilen kişi bu zâtın babasıdır.
Dünyadan tamamen yüz çevirmiş ve bütün ömrünü ilme tahsis etmiş, Sîbeveyh ve Ahfeş gibi Arabî ilimlerde pek dirâyetli âlimler yetiştirmiştir.
İlm-i Lügat husûsunda ilk yazılan eserlerden birisi de Halil bin Ahmed’in (rah.) yazmış olduğu Kitâbü’l-Ayn isimli eseridir. Harf sırasına ve tertîbine göre yazılan ilk Arapça lügat budur. Harf sırasında ise mahreçleri dikkate almış, harfleri gırtlağın en alt kısmından, dudak uçlarına doğru mahreç sırasına göre tertîb etmiştir. Bu sebeple tertibin ilk sırasında ayn harfi yer aldığı ve o zamanlarda kitaplara başladığı ilk harf veya mevzunun ismi verildiği için bu kitaba da “Kitâbü’l-Ayn” denilmiştir. Kendisinden sonra diğer bazı âlimler de kitaplarında bu tertîb usûlünü takib etmişlerdir.
Denilmiştir ki: Halil bin Ahmed bu eserini talebesi Leys bin Nasr için tasnif etmiştir. Leys de bu kitabı okumaya ihtimam göstermiş, ezberlemeye gayret etmiştir.
Bir gün Leys’in zevcesi, bir kıskançlık netîcesinde bu kitabı yaktı. Leys, bunu öğrenince çok üzüldü. Çünkü kitaba ait bu nüshadan başka bir nüsha yoktu. Hocası Halil de vefât etmişti.
Bunun üzerine Leys, kitabın ezberinde olan kısmını yazıp daha sonra etrafındaki âlimleri bir araya toplayarak onlardan kitabın kalan kısmını aynı sınıflandırma ve uslûb üzerine tamamlamalarını ricâ etti. Bu hizmetlerine mukâbil kıymetli hediyeler vereceğini de vaat etti. Onlar da teklifi kabul edip aynı uslûpla şuan mevcut olan kitabı telîf ettiler. Fakat ne kadar uğraşsalar da yazdıkları kısım, Halil bin Ahmed’in yazdığına denk olamadı.
Peygamber Efendimizden (s.a.v.) sonra ilk defa Ahmed diye isimlendirilen kişi bu zâtın babasıdır.
Dünyadan tamamen yüz çevirmiş ve bütün ömrünü ilme tahsis etmiş, Sîbeveyh ve Ahfeş gibi Arabî ilimlerde pek dirâyetli âlimler yetiştirmiştir.
İlm-i Lügat husûsunda ilk yazılan eserlerden birisi de Halil bin Ahmed’in (rah.) yazmış olduğu Kitâbü’l-Ayn isimli eseridir. Harf sırasına ve tertîbine göre yazılan ilk Arapça lügat budur. Harf sırasında ise mahreçleri dikkate almış, harfleri gırtlağın en alt kısmından, dudak uçlarına doğru mahreç sırasına göre tertîb etmiştir. Bu sebeple tertibin ilk sırasında ayn harfi yer aldığı ve o zamanlarda kitaplara başladığı ilk harf veya mevzunun ismi verildiği için bu kitaba da “Kitâbü’l-Ayn” denilmiştir. Kendisinden sonra diğer bazı âlimler de kitaplarında bu tertîb usûlünü takib etmişlerdir.
Denilmiştir ki: Halil bin Ahmed bu eserini talebesi Leys bin Nasr için tasnif etmiştir. Leys de bu kitabı okumaya ihtimam göstermiş, ezberlemeye gayret etmiştir.
Bir gün Leys’in zevcesi, bir kıskançlık netîcesinde bu kitabı yaktı. Leys, bunu öğrenince çok üzüldü. Çünkü kitaba ait bu nüshadan başka bir nüsha yoktu. Hocası Halil de vefât etmişti.
Bunun üzerine Leys, kitabın ezberinde olan kısmını yazıp daha sonra etrafındaki âlimleri bir araya toplayarak onlardan kitabın kalan kısmını aynı sınıflandırma ve uslûb üzerine tamamlamalarını ricâ etti. Bu hizmetlerine mukâbil kıymetli hediyeler vereceğini de vaat etti. Onlar da teklifi kabul edip aynı uslûpla şuan mevcut olan kitabı telîf ettiler. Fakat ne kadar uğraşsalar da yazdıkları kısım, Halil bin Ahmed’in yazdığına denk olamadı.
(Mevzûâtü’l-Ulûm)
Hicrî: 06 Cemâziyelâhır 1441 Fazilet
Takvimi