قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَيْلٌ
لِلَّذِي يُحَدِّثُ فَيَكْذِبُ لِيُضْحِكَ بِهِ الْقَوْمَ وَيْلٌ لَهُ وَيْلٌ
لَهُ. (د)
رسول الله أفندمز ( ﷺ )
بيوردولر ،" يازقلر اولسون او
كمسيه كى إنسانلرى كولدرمك إيجن سوز سويليب يالان قونوشور ! يازقلر اولسون اونه ! يازقلر
اولسون اونه !
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Yazıklar olsun o kimseye ki insanları güldürmek için söz söyleyip yalan konuşur! Yazıklar olsun ona! Yazıklar olsun ona!”
(Sünen-i Ebû Dâvud)
Hicrî: 23 Zilhıcce 1440 Fazilet
Takvimi
YALANIN FENÂLIĞI VE KISIMLARI
Yalanın haram olduğu Kur’ân-ı Kerîm, hadîs-i şerîfler ve icmâ-ı ümmet ile sâbittir. O, günahların en kötülerinden ve ayıpların en çirkinlerindendir.
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurmuşlardır ki:
“Dört şey her kimde bulunursa o, tam bir münâfık olur. Her kimde de bunlardan sadece biri bulunursa, onu terk edinceye kadar, kendisinde münâfıklıktan bir huy kalmış olur. Bunlar; kendisine bir şey emânet edildiği zaman hıyânet eden, konuştuğunda yalan söyleyen, bir söz verdiğinde sözünü bozan, birisiyle mücâdele ettiği zaman haktan ayrılan.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Siz şu altı şeyi yapacağınıza söz verin ben de sizin cennete girmenize kefil olayım:
Konuştuğunuz zaman doğru söyleyin, verdiğiniz sözleri yerine getirin, size bir şey emânet edildiğinde riâyet edin (hıyânet etmeyin), nâmuslarınızı koruyun, gözlerinizi haramdan sakının ve ellerinizi haramdan koruyun.” buyurmuştur.
Yalanın istisnâ olarak haram olmadığı yerler de vardır:
Fahr-i Kâinât (s.a.v.) Efendimiz buyurmuşlardır ki:
“İnsanlar arasını düzelten ve bunun için hayır söyleyip, hayır kastıyla söz ulaştıran kimse yalancı değildir.” (Sahîh-i Müslim)
İmâm Müslim Hazretleri’nin rivâyet ettiği bu hadîs-i şerîfin devâmında râvî Ümmü Gülsûm Hazretleri de şöyle demiştir:
“Üç şey müstesna, insanların söylediklerinden hiçbir şeyde yalana ruhsat verildiğini işitmedim:
Harpte,
İnsanların arasını düzeltmekte,
Kocanın karısına ve karısının kocasına aralarını düzeltmek için söylediğinde.”
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurmuşlardır ki:
“Dört şey her kimde bulunursa o, tam bir münâfık olur. Her kimde de bunlardan sadece biri bulunursa, onu terk edinceye kadar, kendisinde münâfıklıktan bir huy kalmış olur. Bunlar; kendisine bir şey emânet edildiği zaman hıyânet eden, konuştuğunda yalan söyleyen, bir söz verdiğinde sözünü bozan, birisiyle mücâdele ettiği zaman haktan ayrılan.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Siz şu altı şeyi yapacağınıza söz verin ben de sizin cennete girmenize kefil olayım:
Konuştuğunuz zaman doğru söyleyin, verdiğiniz sözleri yerine getirin, size bir şey emânet edildiğinde riâyet edin (hıyânet etmeyin), nâmuslarınızı koruyun, gözlerinizi haramdan sakının ve ellerinizi haramdan koruyun.” buyurmuştur.
Yalanın istisnâ olarak haram olmadığı yerler de vardır:
Fahr-i Kâinât (s.a.v.) Efendimiz buyurmuşlardır ki:
“İnsanlar arasını düzelten ve bunun için hayır söyleyip, hayır kastıyla söz ulaştıran kimse yalancı değildir.” (Sahîh-i Müslim)
İmâm Müslim Hazretleri’nin rivâyet ettiği bu hadîs-i şerîfin devâmında râvî Ümmü Gülsûm Hazretleri de şöyle demiştir:
“Üç şey müstesna, insanların söylediklerinden hiçbir şeyde yalana ruhsat verildiğini işitmedim:
Harpte,
İnsanların arasını düzeltmekte,
Kocanın karısına ve karısının kocasına aralarını düzeltmek için söylediğinde.”
(el-Ezkâr, Nevevî)
Hicrî: 23 Zilhıcce 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder