قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَاللهِ
لَأَنْ يُؤَدِّبَ أَحَدُكُمْ وَلَدَهُ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَنْ يَتَصَدَّقَ كُلَّ
يَوْمٍ بِنِصْفِ صَاعٍ. (ك)
رسول الله أفندمز ( ﷺ )
بيوردولر ،" والله سزدن
برينزين جوجوغونى كوزلجه تربيه أتمسى اونون إيجن هر كون يارم صاع ، ( بر فتره
مقدارى ) صدقه ورمكدن دها خيرلى در . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Vallâhi sizden birinizin çocuğunu güzelce terbiye etmesi onun için her gün yarım sa’ (bir fitre miktarı) sadaka vermesinden daha hayırlıdır.”
(Hâkim, el-Müstedrek)
Hicrî: 25 Zilhıcce 1440 Fazilet
Takvimi
HAZRET-İ ALİ’NİN İSMİNİN KONULMASI
Fahr-i Âlem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Hazretleri, Hazret-i Ali’nin doğum haberini alır almaz, sevinç içinde Ebû Tâlib’in evine gelip “Ben bu çocuğun isminin “Ali” olmasını arzu ediyorum. İsmi Ali olsun ki âlî-himmet olsun” (Yani en yüce işlerle meşgul olsun) buyurdu.
Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem), dâima Hazret-i Ali’nin terbiyesiyle meşgul olur, derdiyle dertlenir, âdeta bir bahar bulutu gibi üzerinde dururdu. Hazret-i Ali beş yaşına geldiğinde Hicaz beldesinde kuraklık dolayısıyla kıtlık baş gösterdi. Halk ızdırap çekmeye başladı. Ebû Tâlib’in ailesi kalabalıktı. Bir gün Resul-i Ekrem (s.a.v.) Hazretleri, amcası Abbas’a (r.a.) giderek:
“Ey amca! Sen varlıklısın; amcam Ebû Tâlib ise hem fakir ve hem de âilesi kalabalıktır. Şu kıtlık geçinceye kadar her birimiz birer çocuğunun nafakasını üstlenerek ona yardımcı olsak münâsip olmaz mı?” buyurdu. Sonra beraberce Ebû Tâlib’e gittiler ve konuştular. Ebû Tâlib: “Oğlum Akîl benimle kalsın; diğer ikisini alabilirsiniz.” dedi. Hazret-i Abbas, Ca’fer-i Tayyâr’ı, Hazret-i Fahr-i Âlem (s.a.v.) Aliyyü’l-Murtazâ’yı aldılar. Hz. Ali (r.a.), Sultân-ı Kâinât (s.a.v.) Hazretlerinin huzûr-ı şerîflerinde büyümüş, yetişmiştir.
Fahr-i Âlem (s.a.v.) Hazretlerine nübüvvet Pazartesi gününde verildi. Salı günü de Hazret-i Ali (kerremallâhü veche) îmân etti. On yaşında idi. (Bazıları yedi yaşındaydı dediler.) Hazret-i Ali (k.v.), ömrünün hiçbir safhasında puta tapmadı. Hak Sübhânehû ve Teâlâ, onu puta tapmaktan muhâfaza etti.
Âişe-i Sıddîka Hazretleri rivâyet etti: Bir gün Server-i Âlem (s.a.v.) Hazretleri otururken, Hazret-i Ali oradan geçti. Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Yâ Âişe! Bil ki Ali Arabların efendisidir.” Ben: “Yâ Resûlallah! Arabların efendisi siz değil misiniz?” dedim. Cevaben: “Ben bütün insanların efendisiyim. Ali ise Arap kavminin efendisidir” buyurdular.
Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem), dâima Hazret-i Ali’nin terbiyesiyle meşgul olur, derdiyle dertlenir, âdeta bir bahar bulutu gibi üzerinde dururdu. Hazret-i Ali beş yaşına geldiğinde Hicaz beldesinde kuraklık dolayısıyla kıtlık baş gösterdi. Halk ızdırap çekmeye başladı. Ebû Tâlib’in ailesi kalabalıktı. Bir gün Resul-i Ekrem (s.a.v.) Hazretleri, amcası Abbas’a (r.a.) giderek:
“Ey amca! Sen varlıklısın; amcam Ebû Tâlib ise hem fakir ve hem de âilesi kalabalıktır. Şu kıtlık geçinceye kadar her birimiz birer çocuğunun nafakasını üstlenerek ona yardımcı olsak münâsip olmaz mı?” buyurdu. Sonra beraberce Ebû Tâlib’e gittiler ve konuştular. Ebû Tâlib: “Oğlum Akîl benimle kalsın; diğer ikisini alabilirsiniz.” dedi. Hazret-i Abbas, Ca’fer-i Tayyâr’ı, Hazret-i Fahr-i Âlem (s.a.v.) Aliyyü’l-Murtazâ’yı aldılar. Hz. Ali (r.a.), Sultân-ı Kâinât (s.a.v.) Hazretlerinin huzûr-ı şerîflerinde büyümüş, yetişmiştir.
Fahr-i Âlem (s.a.v.) Hazretlerine nübüvvet Pazartesi gününde verildi. Salı günü de Hazret-i Ali (kerremallâhü veche) îmân etti. On yaşında idi. (Bazıları yedi yaşındaydı dediler.) Hazret-i Ali (k.v.), ömrünün hiçbir safhasında puta tapmadı. Hak Sübhânehû ve Teâlâ, onu puta tapmaktan muhâfaza etti.
Âişe-i Sıddîka Hazretleri rivâyet etti: Bir gün Server-i Âlem (s.a.v.) Hazretleri otururken, Hazret-i Ali oradan geçti. Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Yâ Âişe! Bil ki Ali Arabların efendisidir.” Ben: “Yâ Resûlallah! Arabların efendisi siz değil misiniz?” dedim. Cevaben: “Ben bütün insanların efendisiyim. Ali ise Arap kavminin efendisidir” buyurdular.
Hicrî: 25 Zilhıcce 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder