قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا مِنْ
أَحَدٍ يَمُرُّ بِقَبْرِ أَخِيهِ الْمُؤْمِنِ يَعْرِفُهُ فِي الدُّنْيَا
فَيُسَلِّمُ عَلَيْهِ إِلَّا عَرَفَهُ وَرَدَّ عَلَيْهِ السَّلَامَ. (فيض)
رسول الله أفندمز ( ﷺ )
بيوردولر ،" دنياده
إيكن طانديغى مؤمن قردشنين قبرينه اوغرايب اونه سلام ورن هجبر كمسه يوقدركى او (
قبرده كى ) مؤمن قردشى ده اونى طانيب سلامنه قرشلق ورمسين ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Dünyada iken tanıdığı mümin kardeşinin kabrine uğrayıp ona selam veren hiçbir kimse yoktur ki o (kabirdeki) mümin kardeşi de onu tanıyıp selâmına karşılık vermesin.”
(Münâvî, Feyzü’l-Kadîr)
Hicrî: 12 Zilhıcce 1440 Fazilet
Takvimi
KABİRLERİ ZİYÂRETE DÂİR
Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin kabr-i saâdetlerini ziyâret eden, bizzât hâl-i hayâtında iken O’nu ziyâret etmiş gibi olur. İnsan büyüklere ne kadar yakın olursa o nisbette mertebe bulur ve hâcetleri yerine gelir. Mümin ise en çok Resûl-i Ekrem’in (s.a.v.) şefâatine muhtaçtır. İşte bunun için Peygamberimizin kabrini ziyâret edenlere şefâat vaad olunmuştur.
Bir Müslüman diğer bir din kardeşinin kabrini ziyâret ettiğinde bunun her iki tarafa faydası olur. Ziyâret olunana faydası, duâ ile ihyâ ve terakkîdir. Ziyâret edene ise, âhiret hâllerini tefekkür, nefis muhâsebesi gibi husûslardır.
Kabirlerin kenarlarına reyhan ve benzeri çiçek ve nebâtât dikmek meşrûdur. Zîra onlar Hz. Allâh’ı tesbih ettikleri için ölülerin ruhları da o tesbih sebebiyle bereketlenir. Onun için kabristanda biten yeşillik koparılmaz ve ağaçlar kesilmez.
Ölülerin ruhları ağaçların ve nebâtâtın tesbihinden fayda görünce, müminlerin duâları ve Kur’ân-ı Kerîm okumalarından fayda görecekleri evleviyetle sâbit olur. Ehl-i Sünnet’e göre -farz olsun, nâfile olsun- insanın işlediği amelin sevâbını başkasına hediye etmesi câizdir. Hanefî Mezhebi’ne göre namaz, oruç, hac, sadaka ve Kur’ân-ı Kerîm’i kırâat, duâ ve zikir gibi sâlih amellerin tamamının sevâbı ölünün rûhuna ulaşır ve ölü bundan fayda görür. Ensâr-ı Kirâm, bir cenâzeleri olunca Bakara Sûresi’ni okurlar ve sevâbını merhuma hediye ederlerdi.
Komşunun komşusundan dünyada fayda gördüğü gibi, ölü de kabri civârında olan sâlihlerden fayda görür. Onun için hadîs-i şerîfte: “Ölülerinizi sâlihler topluluğu arasına defnediniz.” buyurulmuştur. Nitekim bir kimse kendisi ehl-i zikirden olmasa, lâkin ehl-i zikrin meclisinde samîmiyet ve ihlâsla otursa “Onlar öyle bir topluluktur ki onlarla oturanlar asla bedbaht olmazlar.” hadîs-i şerîfinde buyurulduğu üzere ehl-i zikrin hâlinden istifâde eder, Cenâb-ı Hakk’ın rahmet nazarı ona da ulaşır.
Bir Müslüman diğer bir din kardeşinin kabrini ziyâret ettiğinde bunun her iki tarafa faydası olur. Ziyâret olunana faydası, duâ ile ihyâ ve terakkîdir. Ziyâret edene ise, âhiret hâllerini tefekkür, nefis muhâsebesi gibi husûslardır.
Kabirlerin kenarlarına reyhan ve benzeri çiçek ve nebâtât dikmek meşrûdur. Zîra onlar Hz. Allâh’ı tesbih ettikleri için ölülerin ruhları da o tesbih sebebiyle bereketlenir. Onun için kabristanda biten yeşillik koparılmaz ve ağaçlar kesilmez.
Ölülerin ruhları ağaçların ve nebâtâtın tesbihinden fayda görünce, müminlerin duâları ve Kur’ân-ı Kerîm okumalarından fayda görecekleri evleviyetle sâbit olur. Ehl-i Sünnet’e göre -farz olsun, nâfile olsun- insanın işlediği amelin sevâbını başkasına hediye etmesi câizdir. Hanefî Mezhebi’ne göre namaz, oruç, hac, sadaka ve Kur’ân-ı Kerîm’i kırâat, duâ ve zikir gibi sâlih amellerin tamamının sevâbı ölünün rûhuna ulaşır ve ölü bundan fayda görür. Ensâr-ı Kirâm, bir cenâzeleri olunca Bakara Sûresi’ni okurlar ve sevâbını merhuma hediye ederlerdi.
Komşunun komşusundan dünyada fayda gördüğü gibi, ölü de kabri civârında olan sâlihlerden fayda görür. Onun için hadîs-i şerîfte: “Ölülerinizi sâlihler topluluğu arasına defnediniz.” buyurulmuştur. Nitekim bir kimse kendisi ehl-i zikirden olmasa, lâkin ehl-i zikrin meclisinde samîmiyet ve ihlâsla otursa “Onlar öyle bir topluluktur ki onlarla oturanlar asla bedbaht olmazlar.” hadîs-i şerîfinde buyurulduğu üzere ehl-i zikrin hâlinden istifâde eder, Cenâb-ı Hakk’ın rahmet nazarı ona da ulaşır.
(Kitâbü’n-Necât, İ. Hakkı Bursevî)
Hicrî: 12 Zilhıcce 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder