20 Mart 2019 Çarşamba

SABIR VE YUMUŞAK HUYLULUK



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَا عَائِشَةُ إِنَّ اللهَ رَفِيقٌ يُحِبُّ الرِّفْقَ فِي الْأَمْرِ كُلِّهِ.(خ)
رسول الله  أفندمز  ( صلى الله عليه وسلم )  ،"  ياعائشه , محقق الله تعالى رفيق در ( قوللرينه لطفيله معامله أدر ) و هر حصوصده يوموشقلقله معامله أدلمسنى سَوَرْ ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Yâ Âişe, muhakkak Allâhü Teâlâ Refîk’tir (kullarına lütfuyla muâmele eder) ve her hususta yumuşaklıkla muâmele edilmesini sever.”
 (Sahîh-i Buhârî)
Hicrî:   13  Recep   1440  Fazilet Takvimi 


SABIR VE YUMUŞAK HUYLULUK

 
Ebu’l-Leys es-Semerkandî Hazretleri şöyle buyurdu: Müslümanın yumuşak huylu ve çok sabırlı olması lazımdır. Çünkü bunlar takvâ sahibi kulların hasletleridir. Hz. Allah yumuşak huylu olmayı Kur’ân-ı Kerîm’inde medhederek şöyle buyurmuştur (meâlen): “Her kim de sabreder ve kusuru bağışlarsa işte bu elbette azmedilecek işlerdendir.” (Şûra S., â. 43) Yani kim ki, kendisine yapılan zulme sabreder, zulmedenin zulmü üzerinde durmayarak onu affederse çok büyük sevaplar kazanır.
Diğer bir âyet-i kerîmede -meâlen- şöyle buyrulmuştur: “Ve iyilik de kötülük de müsâvî (denk) olamaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav, defet. O zaman seninle kendi arasında bir düşmanlık olan kişinin, sanki samimi bir dost gibi olduğunu görürsün.” (Fussılet Sûresi, âyet 34)  Yani, güzel söz ile kötü söz bir değildir. Müslümanın güzel kelimeye kötü kelime ile mukâbele etmesi yakışmaz. Çirkin olan sözlere, en güzel kelimelerle karşılık ver. Böyle yaptığın zaman düşmanın, en yakının gibi senin dostun olur.
Nitekim Hazret-i Allah, Halîli İbrâhim Aleyhisselâm’ı yumuşak huylu olmasıyla medhederek: “Çünkü İbrâhim, halîm, evvâh ve münîbdir.” (Hûd Sûresi, âyet 75) buyuruyor. Halîm: Hata yapanın hatasını affeden, üzerinde durmayan. Evvâh: Günahlardan ve insanların kötü hallerine üzülmekten dolayı çok âh eden, üzüntü içinde kalan. Münîb ise: Hazret-i Allâh’a ibâdet ve tâate yönelen demektir.
Allâhü Teâlâ, Resûlullah (s.a.v.) Efendimize sabır ve hilmi emretmiş ve kendisinden önceki peygamberlerin de bu sıfatlarda olduklarını haber vererek Ahkâf Sûresi, 35. âyet-i kerîmesinde şöyle buyurmuştur (meâlen): “Ülü’l-azm peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret.” Yani kâfirlerle harp etmeleri emredilen peygamberlerin buna sabrettikleri gibi sen de kâfirlerin eziyet ve yalanlamalarına sabret. Zîra onlar bu emir üzerine sebat ettiler ve kâfirlerin eziyetlerine karşı sabrettiler.
Hicrî:   13  Recep   1440  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder