قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أَوْلَادَكُمْ هِبَةُ اللهِ
لَكُمْ، يَهَبُ لِمَنْ يَشَاءُ إِنَاثًا وَيَهَبُ لِمَنْ يَشَاءُ الذُّكُورَ. (ك)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) ،" محقق
أولاتلرينز الله تعالى نين سزلره بر هيبه سى در ( إحسانى در ) او ’ ديله ديكنه قز
أولاد بحشه در ’ ديله ديكينه ده أركك أولاد بحشه در ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak evlatlarınız Allâhü Teâlâ’nın sizlere bir hibesidir (ihsânıdır). O, dilediğine kız evlat bahşeder, dilediğine de erkek evlat bahşeder.”
(Hâkim, el-Müstedrek)
Hicrî: 14 Recep 1440 Fazilet
Takvimi
CENNET KAPISINI AÇAN ÇOCUKLAR
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) bir yere (sohbet etmek üzere) oturduğu zaman ashâbından bir topluluk da onun etrafına otururlardı.
Onlardan birinin küçük yaşta bir çocuğu vardı. Babasının arkasından gelir, babası da sohbet esnasında onu kucağına oturturdu. Bir müddet sonra çocuk vefat etti. O Sahâbî de oğlumu hatırlarım da üzülürüm, diyerek sohbet halkasına katılmaz oldu.
Bir gün Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) onu göremeyince “Falan kimseyi niye göremiyorum?” diye ashâbına sordu. “Yâ Resûlallah, daha önce yanında görmüş olduğunuz çocuğu vefat etti.” dediler.
Bir müddet sonra Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) onunla karşılaştı ve çocuğunun hâlini sordu. O da vefat ettiğini söyledi. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ona tâziyede bulunduktan sonra:
“Ey falan, onunla bir ömür geçirmek mi daha çok hoşuna gider yoksa kıyâmet günü cennet kapılarından bir kapıya geldiğin zaman onun seni geçip de sana kapıyı açması mı hoşuna gider?” diye sordu. O:
“Ey Allâh’ın Resûlü, elbette benden önce cennet kapısına varıp bana kapıyı açması daha çok hoşuma gider.” dedi. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) de:
“İşte senin için bu vardır.” buyurdular. Yanında bulunan diğer ashâb:
“Yâ Resûlallah, bu sadece ona mı mahsus, yoksa hepimiz için mi?” diye sordular. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem):
“Hepiniz için.” diye cevap buyurdular.
Onlardan birinin küçük yaşta bir çocuğu vardı. Babasının arkasından gelir, babası da sohbet esnasında onu kucağına oturturdu. Bir müddet sonra çocuk vefat etti. O Sahâbî de oğlumu hatırlarım da üzülürüm, diyerek sohbet halkasına katılmaz oldu.
Bir gün Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) onu göremeyince “Falan kimseyi niye göremiyorum?” diye ashâbına sordu. “Yâ Resûlallah, daha önce yanında görmüş olduğunuz çocuğu vefat etti.” dediler.
Bir müddet sonra Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) onunla karşılaştı ve çocuğunun hâlini sordu. O da vefat ettiğini söyledi. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ona tâziyede bulunduktan sonra:
“Ey falan, onunla bir ömür geçirmek mi daha çok hoşuna gider yoksa kıyâmet günü cennet kapılarından bir kapıya geldiğin zaman onun seni geçip de sana kapıyı açması mı hoşuna gider?” diye sordu. O:
“Ey Allâh’ın Resûlü, elbette benden önce cennet kapısına varıp bana kapıyı açması daha çok hoşuma gider.” dedi. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) de:
“İşte senin için bu vardır.” buyurdular. Yanında bulunan diğer ashâb:
“Yâ Resûlallah, bu sadece ona mı mahsus, yoksa hepimiz için mi?” diye sordular. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem):
“Hepiniz için.” diye cevap buyurdular.
(Sünen-i Nesâî)
Hicrî: 14 Recep 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder