9 Mart 2013 Cumartesi

PEYGAMBERİMİZ’İN (S.A.V.) AÇIKTAN İLK DAVETİ



Hadîs-i Şerîf, :  “Rab olarak Allâh’ı, din olarak İslâm’ı ve peygamber olarak da Muhammed’i (s.a.v.) kabûl edip râzı olan îmânın lezzetini tatmıştır.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 27 Rebîulahır 1434   •Fazilet Takvim

PEYGAMBERİMİZ’İN (S.A.V.) AÇIKTAN İLK DAVETİ


Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) peygamberliğinin üçüncü senesine kadar peygamberliğini gizli tutuyor, az sayıda ashabıyla namaz kılıyor, ibadet ediyordu. Şuarâ sûresi’nin “Habîbim! En yakın hısımlarını, akrabanı ve kabileni (Allâh’ın azabıyla) korkut.” mealindeki 214. âyeti nazil olduğunda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) evinden çıktı. Safâ dağına, yüksek bir kayanın üstüne çıkıp;

“Ey Kureyş! Buraya geliniz, toplanınız. Büyük bir iş karşısında bulunuyorsunuz!” diye seslendi.
Ebû Leheb dâhil hepsi gelip Resûlullah'ın (s.a.v.) etrafında toplandılar. Sonra Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
Ey Kureyş cemaati! Bana cevap verir misiniz? Ben size şu dağın eteğinde veya şu vadide düşman süvarisi var, üzerinize baskın edecektir, desem bana inanır mısınız? diye sordu. Onlar:
Evet, inanırız! Çünkü seni hep sadakatli, hep doğru bulduk. Yalan söylediğine hiç şahit olmadık, dediler.
Öyle ise ben size ileride şiddetli bir azab günü bulunduğunu, mücrimlerin o zaman azab edileceklerini haber vermeye ve o azabtan sizi men etmeye memurum.

Ey Kureyşliler! Ben düşmanı görüp de ailesini bundan haberdar ederek onları düşman baskınından esirgemek üzere ailesine koşan ve düşmanın kendisinden önce ailesine yetişip zarar vermesinden korkan ve 'toplanın, dikkat edin,' diye haykırmaya başlayan kimse gibiyim.

Ey Kureyş! Siz uykuya dalar gibi öleceksiniz, uykudan uyanır gibi de dirileceksiniz. Kabirden kalkıp Allâh’ın divanına varmanız, dünyadaki her hareketinizin hesabını vermeniz muhakkaktır. Neticede hayırlarınızın, ibadetlerinizin mükâfatını kötü işlerinizin cezasını ve şiddetli azabını göreceksiniz. İşte o mükâfat ebedî cennettir, ceza da ebedî cehennemdir.

Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) bu davetine sadece Ebû Leheb; bizi bunun için mi buraya çağırdın!, demişti. Ebû Leheb hakkında Tebbet sûresi nâzil olmuş Ebû Leheb’in helâk olduğunu buyurmuştu. Nitekim Ebû Leheb hasta oldu. Bedir’de Müslümanların galibiyetini duyunca da kahrından öldü. 
Hicrî: 27 Rebîulahır 1434   •Fazilet Takvim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder