Hadîs-i Şerîf, : “Âhirete göre dünya(nın nimet ve zamanı), ancak sizden birinizin
parmağını denize daldırması gibidir. O halde (o kişi) parmağında kalan
suya baksın.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 18 Cemâziyelevvel 1434 •Fazilet
Takvim
ÎTİKATTA VE AMELDE MEZHEB
Mezheb, ictihâd ehliyetine sâhip âlimin edille-i şer'iyye (kitap, sünnet, icmâ ve kıyas)dan çıkardığı mesele ve hükümlerdir.
Erkek ve kadın her müslümanın îtikatta ve amelde mezhebini öğrenip bilmesi vâciptir.
“İtikatta mezhebin hangisidir?” denirse, “Ehl-i sünnet ve cemâat
mezhebidir.” demelidir. Ehl-i sünnet ve cemâat demek, Resûlullâh'ın
(s.a.v.) ashâbı ve cemâati (radıyallâhü anhüm) demektir. Onların her
biri İslâm dininin nûrudur. Onların îtikâtı nasıl ise ben de o îtikad
üzereyim, demelidir.
İtikâdı, Ashâb-ı Kirâm'ın îtikâdına uygun olan müslümanlara Ehl-i
Sünnet, Fırka-i Nâciye, Ehl-i Hak denir. Buna uymayanlara Ehl-i Bid'at,
Fırak-ı Dâlle denir.
Ehl-i sünnetin itikatta imâmı ikidir. Birisi İmâm Ebû Mansûr Mâtürîdî, diğeri İmâm Ebü'l-Hasen Eş'arî'dir.
Hanefîler îtikatta İmâm Ebû Mansûr Mâturîdî'yi,
Şâfiîler ise İmâm Ebü'l-Hasen Eş'arî'yi imâm edinmişlerdir.
Ehl-i sünnet ve cemâat mezhebi haktır, doğrudur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır.
Bir fırkadan başkası cehennemliktir.” buyurdular. “O hangi fırkadır?”
diye sorulduğunda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Benim ve ashâbımın
yolunda olanlardır.” buyurmuştur.
“Amelde mezhebin hangisidir?” denirse, İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe
mezhebindekiler “Hanefî mezhebi” demelidir. Şafiî, Hanbelî ve Malikî
mezhebindekiler de mensûbu bulundukları mezhebi söylerler.
Kur'ân-ı Kerîm’de ve Hadîs-i Şerîflerde farz, haram, helâl gibi
hükümlerin bazısı açıktır, herkes anlar. Bazısı gizlidir, onları ancak
müctehid olan âlimler anlar.
Allâhü Teâlâ ictihâda ehil olan âlimlere
çalışıp hükümler çıkarmalarını, Kur’ân-ı Kerîm ve Resûlullâh’ın sözü ve
fiilleri ile ve Ashâb-ı Kirâm’ın icmâ'ı ile gizli olanları delillerle ve
kıyâs ile meydâna çıkarıp anlatmalarını, bunlarla amel etmelerini ve
müctehid olmayanlara öğretmelerini emretmiştir.
Müctehid olmayanlar bu müctehidlerden birine uymak ve onları taklîd etmek ile emrolunmuşlardır.
Hicrî: 18 Cemâziyelevvel 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder