Hadîs-i Şerîf, : “Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez.”
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 9 Cemâziyelevvel 1434 •Fazilet
Takvim
FARZLARIN EHEMMİYETİ
Hicrî ikinci binin müceddidi İmam-ı Rabbânî Hazretleri buyurdu:
“Biliniz ki, Allâhü Teâlâ’ya yaklaştıran ameller ya farzlardır veya
nafilelerdir. Ancak farzların yanında nafilelerin hiç itibarı yoktur.
Çünkü herhangi bir vakitte, farzlardan birini eda etmek, bin sene
nâfileleri edâ etmekten -bu nafileler halis bir niyetle yapılsa ve
namaz, oruç, zikir, fikir ve bunların benzeri hangi nâfile olursa olsun-
daha faziletlidir. Farzları edâ esnâsında sünnetlerden bir sünnete,
edeplerden bir edebe riâyet edip ehemmiyet göstermenin hükmü de
böyledir; nâfileleri edâdan daha faziletlidir.
Hz. Ömer (r.a.) bir gün cemaate sabah namazını kıldırdı. Sonra
cemâate dönüp baktı, onları kontrol etti. Onların arasında ashabından
birini göremeyince
“Falan kimse cemâate gelmedi mi?” dedi. “O, gecenin çoğunu uykusuz
geçirir (ibâdetle meşgul olur).
Muhtemeldir ki bu vakitte uyuya
kalmıştır.” denildi. Bunun üzerine Hz. Ömer “Gecenin tamamında uyusaydı
da sabah namazını cemâatle kılsaydı elbette daha güzel ve daha faziletli
olurdu.” buyurdu.
Evlâ olana riâyet etmek ve -tenzîhî bile olsa- mekruhtan kaçınmak,
zikirden, fikirden, murâkabe ve teveccühten kat kat evlâdır. Tahrîmî
(harama yakın olan) mekruhtan sakınmanın ne kadar evla olduğunu düşünmek
lazımdır. Evet, evlâ olana riayet edip mekruhlardan da sakınmak bu en
büyük kurtuluştur. Aksi halde çok büyük felakettir.
Zekât olarak bir dirhem vermek, çok büyük dağlar kadar altınları
nafile olarak sadaka vermekten kat kat daha faziletlidir. Zekât olarak
verilen bu bir dirhemi verirken âdâbına riayet ederek vermek mesela onu
ihtiyaç sahibi bir fakire vermek, nafile olarak verilenlerden kat kat
faziletlidir. (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, 1/29)
Hicrî: 9 Cemâziyelevvel 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder