9 Nisan 2025 Çarşamba
8 Nisan 2025 Salı
VÜCUDUN SİGORTASI BADEMCİKLER
عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهَا قَالَتْ : دَخَلَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَسَمِعَ صَوْتَ صَبِيٍّ يَبْكِي فَقَالَ: مَا لِصَبِيِّكُمْ هٰذَا يَبْكِي فَهَلَّا اسْتَرْقَيْتُمْ لَهُ مِنَ الْعَيْنِ. (حم)
رسول حضرتى عائشه رضى الله عنهادان روايت اولندوكى : رسول الله أفندمز صلى الله عليه وسلم ، بر كون إيجريه ( حانه لرينه ) كيرديلر ، آغلايان بر جوجوغون سسنى إشتديلر ده : ‘ بو جوجق نيه آغليور ؟ سز ، بو جوجوغه ، نظردان دولاي اوقومازمسنز ؟ ’ بيوردولر . "
Hazret-i Âişe radıyallâhü anhâ’dan rivâyet olundu ki: “Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, bir gün içeriye (hânelerine) girdiler, ağlayan bir çocuğun sesini işittiler de: ‘Bu çocuk niye ağlıyor? Siz, bu çocuğa, nazardan dolayı okumaz mısınız?’ buyurdular.”
(Müsned-i Ahmed)
Hicrî: 10 Şevvâl 1446 Fazilet Takvim
VÜCUDUN SİGORTASI BADEMCİKLER
Bademcikler, boğazın yanlarında bulunan iki organdır. Bademcikler, içerisindeki beyaz kan hücreleri sebebiyle bağışıklık sisteminin önemli bir unsurudur. Vücut için ehemmiyeti pek büyüktür. Ağızdan ve burundan giren mikropları, vücudun geri kalanına yayılmadan tutarak vücudu enfeksiyondan korumaya yardımcı olurlar.
Bademcik ameliyatı, çok eski zamandan bu yana yapılagelmektedir. Fakat bilinmesi gereken asıl şey, bademciklerin hastalıklarıdır. Sık iltihaplanan bademcikler; böbrek ve kalp rahatsızlıklarına, eklemleri etkileyen kronik hastalıklara yol açabileceği gibi, iltihaplanmayan ancak boğazı tıkayacak kadar büyüyen bademcikler ise çocuklarda; uykuda nefes durması (uyku apnesi), horlama, ağız kokusu, büyüme geriliği gibi hastalıklara yol açabilmektedir.
Bademcikler, bebeklerde ve çocuklarda, yetişkinlere göre daha büyüktür.
Bademcik iltihabı, küçük yaşlarda daha çok meydana gelir. Bademcikler için tehlikeli olan hastalıklardan biri, kuşpalazı da denilen difteri hastalığıdır. Bu hastalığa ne kadar erken teşhis konulursa tedavisi de o kadar kolay olur.
Bademciklerde en sık görülen hastalık ise halk arasında boğaz ağrısı denilen anjindir. Erken teşhis ve tedavi ile bir günde tesirini yitirir. Fakat tedavi edilmezse iyileşmesi zaman alabilir. Çocuklarda en geç on beş yaşına kadar görülen bu hastalığın sebebi, burun arkasında bulunan adenoid denilen fazla et parçasının büyüyerek iltihaplanmasıdır. Böyle bir durumda bademciklerin alınması yerine iltihap tedavi edilmelidir. Çünkü bademcikler, vücudun sigortası mâhiyetinde iki âzâdır.
BEYİT:
Onların kim eksiği çok işinin
Eksiğin gözler olur her kişinin (Süleyman Çelebi)
(Eksiği çok olan kişi, daima başkasının eksiğini arar.)
Hicrî: 10 Şevvâl 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
7 Nisan 2025 Pazartesi
ŞEYTAN VE NEFİSTEN, ALLÂH’A SIĞINMAK -2
قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : فَاِذَا قَرَأْتَ الْقُرْاٰنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ. (سورة النحل، ٩٨)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : قرآت اوقوياجاغين وقت أولا ) ، او قووولمش شيطان ، دان همن ( أعوذ اوقويارق ) اللهه صغين ! . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen: Kur’ân okuyacağın vakit (evvelâ), o kovulmuş Şeytan’dan hemen (eûzü okuyarak) Allâh’a sığın!”
(Nahl Sûresi, âyet 98)
Hicrî: 09 Şevvâl 1446 Fazilet Takvim
ŞEYTAN VE NEFİSTEN, ALLÂH’A SIĞINMAK -2
Evliyânın büyüklerinden olan Cüneyd-i Bağdâdî (k.s.), bir gece, şeytanı, insanların arasında uryan bir şekilde yürüyüp gezerken gördü. Ona, “Bu hâlin nedir, utanmıyor musun?” diye sorunca, şeytan, “Hani insanlar nerede? Senin insan dediğin bu kimselerle, ben, çocukların oynadığı gibi oynarım.” dedi. Cüneyd-i Bağdâdî (k.s.):
“Peki senin insan dediklerin kimlerdir?” diye sordu.
“Mescitte zikir ehli olan iki kişi vardır ki şu anda hâlâ oradadırlar. Bana göre insan, onlardır. Zira her ne zaman yanlarına varıp bir vesvese vermek istesem, zikrullâhın nuru ile bana bakarlar. Bu nur sebebiyle yanacak gibi olduğumdan yanlarından kaçıp giderim.” dedi.
Hâsılı bu iki zât, zikrullâhın nuruna nâil olmuş, Allâhü Teâlâ’nın ihlaslı kullarından idiler. Fakat bu makama ulaşamayanların yanından, şeytan bir an olsun ayrılmaz. Hattâ damarlarına ve kalplerine girerek onları, istediği gibi oynatır, dilediği yerlere sürükler. Nitekim hadîs-i şerîfte, “Muhakkak şeytan, kanın (bedende) dolaştığı gibi insan(ın damarların)da dolaşır.” buyurulmuştur.
İnsanın dalâlete düşmesinde, şeytanlaşmış insanların da tesiri vardır. İnsan şeytanı, herkesin bedeninde bulunan nefs-i emmâresidir. Asıl dalâlet ve fesadın kaynağı budur. Nefis, insanın en azılı düşmanı olup helâkine sebep olmakta cinnîlerden olan şeytan ile ortaktır. Şeytan, insan bedenine ancak bu ortaklık ile girmeye yol bulur.
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, “Senin en büyük düşmanın, (merkezi, iki kaşın arasında olup) bütün vücudunu saran nefsindir.” buyurmuşlardır.
Her kim (şiddetle kötülüğü emreden) nefs-i emmârenin şerrinden kurtulmaz, gece gündüz hevâsına tâbi olursa işte bu kimse, insan şeytanıdır. Kendilerine zulmettikleri gibi yakın arkadaşlarının dalâletine de sebep olurlar.
Mümin, kendisini şeytanlardan muhafaza etse bile nefs-i emmâre, içeriden türlü vesveseler ilkâ eder, hayırlı göstererek nice kötülükler işletir. Nitekim Ramazân-ı şerîfte bütün şeytanlar zincire vurulduğu hâlde birçok insan nefs-i emmâresine uyarak günah işlemeye devam eder.
Hicrî: 09 Şevvâl 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
6 Nisan 2025 Pazar
ŞEYTAN VE NEFİSTEN, ALLÂH’A SIĞINMAK -1
قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : اِنَّهُ يَرٰيكُمْ هُوَ وَقَبِيلُهُ مِنْ حَيْثُ لَا تَرَوْنَهُمْ اِنَّا جَعَلْنَا الشَّيَاطِينَ اَوْلِيَٓاءَ لِلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ. (سورة الاعراف، ٢٧)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : شبهه يوق كى او شيطان و اونون كوروحى / عونلرى ، سزى ، سزين اونلرى كورميجكنز بر طرافدان كورورلر . محقق كى بز ، إيمان أتمين كمسلر إيجن دوسط قلدق . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen: .Şüphe yok ki o Şeytan ve onun gürûhu/avaneleri, sizi, sizin onları göremeyeceğiniz bir taraftan görürler. Muhakkak ki biz, şeytanları, iman etmeyen kimseler için dost kıldık.”
(A‘râf Sûresi, âyet 27)
Hicrî: 08 Şevvâl 1446 Fazilet Takvim
ŞEYTAN VE NEFİSTEN, ALLÂH’A SIĞINMAK -1
Şeytanlar iki kısımdır. Birinci kısmı, cinlerden olan şeytanlardır ki herkes tarafından malum olan budur. İkinci kısmı ise insanlardan olan şeytanlardır ki onlar, doğru yoldan sapmış, hevâ ve heveslerine tâbi olmuş kimselerdir. Nitekim, “Ve böyle biz her peygambere, insan ve cin şeytanlarını düşman kılmışızdır...” meâlindeki, En’âm Sûresi’nin 112. âyet-i celîlesinde buna işaret buyurulmuştur.
İnsan şeytanları, dalâlette olmak ve başkalarını da dalâlete düşürmek cihetinden cinnîlerin şeytanlarından daha şiddetli olduğunda şüphe yoktur. Nâs Sûresi’nin son âyet-i kerîmelerinde buna işaret buyurulmuştur -meâlen-: “Ki o (şeytan), insanların göğüslerine dâima vesvese verir. (O vesvese veren şeytan) gerek cinden ve gerek insandan (olsun, hepsinden de Allâh’a sığınmalıdır).”
Bu sebeple mümin, her türlü şeytandan, Allâhü Teâlâ’ya sığınmalıdır. Cenâb-ı Hak, Resûl-i Ekrem’ine dahi: “...O kovulmuş şeytandan hemen Allâh’a sığın.” (Nahl S., â. 98) buyurmuştur. Zira Âdem aleyhisselâm’ın yaratılmasından beri, insanın en büyük ve en eski düşmanı şeytandır. İnsanların dalâlete düşmelerine sebep olmak, günahlara sevk ederek Cehennem’e düşürmek için nefsini ortaya koymuştur, en büyük isteği budur. Hikmet-i İlâhî gereği ona, bu ruhsat verilmiştir.
“...(İblis dedi ki) ve onların hepsini azdıracağım. Ancak senin muhlasîn (ihlâs verdiğin) kulların hâriç.” meâlindeki, Hicr Sûresi’nin 39 ve 40. âyet-i celîlelerinde bildirildiği üzere şeytan, ancak muhlasîni (ihlâsa erdirilmiş olanları) aldatamaz. Muhlasînden maksat peygamberler ve kemâl derecelere vâsıl olmuş evliyaullâhtır. Zira onların kalplerine Allâhü Teâlâ tarafından ihlâs verilmiştir; kalpleri, Allâh’ın nûru ile temizlenmiştir. Bu sebeple şeytan, ârif zâtların nûr ve feyzine tahammül edemez.
Denilmiştir ki: “Dost edineceğin kişinin nasıl biri olduğunu anlamak için onun yakın arkadaşlarına bak! Zira dost, yakın arkadaşlarına tâbi olur. O kimsenin dostları, şerli ve kötü kimselerse bir an önce ondan uzaklaş. Eğer hayırlı kimseler ise ona yakın ol, onun vasıtası ile sen de hidâyete erersin.”
(Devamı yarın)
Hicrî: 08 Şevvâl 1446 Fazilet Takvim