14 Şubat 2023 Salı

İSTİŞARE EDİLECEK KİMSENİN VASIFLARI


 

قَالَ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللهِ مَا الْحَزْمُ؟ قَالَ : أَنْ تُشَاوِرَ ذَا رَأْيٍ ثُمَّ تُطِيعَهُ. (هب)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  عقل و بصيرت صاحب كمسه ايله إستشاره أديب صكره اونه إطاعت أتمندر . بيوردولر . "

Bir adam “İşi sağlama almak nedir, yâ Resûlallâh?” diye sual etti. Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem:  Akıl ve basiret sahibi kimse ile istişare edip sonra ona itaat etmendir.” buyurdular.

(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)

Hicrî:  23  Receb    1444 Fazilet Takvim

 

İSTİŞARE EDİLECEK KİMSENİN VASIFLARI

 

Kendisiyle istişare edilen zât, emîn, akıllı ve anlayışlı, herkes için hayır düşünen birisi olmalıdır. Kanaatine muhalif fikirler beyan ederek, kendisine danışan kimseyi aldatan kişi, hain bir şahıs demektir. Bir hadîs-i şerîfte, “Her kim, kendisiyle müşâverede bulunan bir kardeşine doğru yolun, görüşün başka cihette olduğunu bildiği hâlde aksine bir şey ile işarette, fikir beyanında bulunursa şüphesiz, hıyanet etmiş olur.” buyurulmuştur.

Kendisiyle istişare edilen kimse, sorulan meseleyi nefsine kıyas etmeli, yani, hâdise kendine ait olsa hakkında nasıl hareket edilmesini düşünürse başkası hakkında da öylece düşünüp fikir beyanında bulunmalıdır. Kanaatini, içerisinde olanı saklamamalıdır. İşte şu hadîs-i şerîfte bu emredilmiştir: “Kendisiyle istişare olunan kimse, emîndir, mutemeddir. Kendisiyle istişare yapılınca kendi nefsi hakkında yapacağı şey ne ise onu göstersin, o yolda fikrini, görüşünü açıklasın. Aksi takdirde emniyeti suistimal etmiş olur.”

Müslümanlar için, tam bir din kardeşliği dairesinde hareket ederek, birbirinin iyiliğini dileyerek müşâverede bulunmak dînî, ahlâkî, ictimâî bir vazifedir. Şahsî menfaat ve düşüncelerle samimi sûrette müşâvereden ayrılmak, elbette İslâmiyet’in bizlere verdiği terbiyeye, onun bu yoldaki pek lüzumlu emirlerine, tavsiyelerine muhaliftir.

Müşâvere heyetinde bulunan zâtların bütün gayeleri, hak ve hakikatin tecellisini görmekten başka bir şey olmamalıdır. Bu gibi zâtlar derler ki: “Bizim istediğimiz ortak gaye vücuda gelsin de bu husûsta hangi arkadaşımızın fikirlerine uygun olursa olsun. Bizim için makbuldür.”

 

BEYİT:

 

Hâk ol ki Hudâ mertebeni eyleye âlî

Tâc ser-i âlemdir o kim hâk-i kademdir       (Rûhî)

(Toprak gibi mütevazı ol ki, Allah dereceni yüce eylesin.

Alçak gönüllü, mütevazı olan kişi, âlemin başına taç olur.)

Hicrî:     23 Receb  1444 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder