11 Şubat 2023 Cumartesi

KÖTÜ KOKU İLE MESCİDE GİRMEMELİ


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : أَقَلُّ مَا يُوجَدُ فِي أُمَّتِي فِي آخِرِ الزَّمَانِ دِرْهَمٌ حَلَالٌ وَأَخٌ يُوثَقُ بِهِ. (فيض)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  آخر زمانده أمتمده بولوناجق أك آز شى ، حلال باره و كندسنه كووه نله جك ( صادق دين ) قردشيدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Âhir zamanda ümmetimde bulunacak en az şey, helâl para ve kendisine güvenilecek (sadık din) kardeşidir.”

(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)

Hicrî:  20  Receb    1444 Fazilet Takvim

 

KÖTÜ KOKU İLE MESCİDE GİRMEMELİ

 

İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri şöyle buyurmuştur:

Sarımsak ve soğan gibi koku yapan yiyecekleri yiyen kimsenin, o kokuyu gidermeden mescide gitmesi kerih görülmüştür. Zira bunların kokusu insanlara ve meleklere eziyet verir. Sigara içen kimselerin onun kokusunu gidermeden mescide girmeleri de soğan ve sarımsak yiyenlerde olduğu gibi mekruhtur. Hattâ sigaranın kokusu, sarımsak ve soğanın kokusundan daha kötü olduğu için üzerinde sigara kokusu olan kimsenin mescide girmesi evleviyetle mekruhtur.

Sarımsak ve soğanın gıda cinsinden olduğu ve vücuda faydalı olduğu açıktır. Sigara ise onlar gibi değildir. Sigara içmek, kişinin ölümüne yol açacak hastalıklara sebep olur. Sigaranın çirkin görülmesi, tabiatının pis olmasındandır. Muhakkak selîm tabiatlı kimseler, onun çirkinliğini kabul ederler.

 

BİR MÜSLÜMANA LÂZIM OLAN İLK İLİM

 

Kişiye ilk olarak, mabudu olan Allâhü Teâlâ’yı tanıması, onun zâtî ve sübûtî sıfatlarını bilmesi, sonra ona ibadet etmesi lâzımdır. Hz. Allâh’ın zâtı ve sıfatları husûsunda Ehl-i Sünnet’e muhalif bir itikâda sahip olan kimsenin amelleri boşa gitmiş olur. İşte bu husûsta hak olan, Allâhü Teâlâ’nın, bütün kemâl sıfatlar ile muttasıf, bütün noksan sıfatlardan münezzeh olduğunu bilmektir. Yine şunu da bilmelidir ki; Hz. Allah (c.c.), Peygamber Efendimizi (s.a.v.), peygamber olarak göndermiştir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), dinin hükümlerini tamamıyla tebliğ ettiği gibi, kabir azâbı, Münker ve Nekir’in suâli, öldükten sonra dirilmek, mahşer meydanında toplanıp amellerden dolayı hesaba çekilmek, Mîzân (amellerin tartılması), Cehennem üzerine kurulmuş Sırat köprüsünden geçilmesi, Cennet, Cehennem, Havz ve şefaat gibi husûsları da hak üzere ümmetine bildirmiş, Allâhü Teâlâ’nın sâdık resûlüdür.

İşte bir Müslümanın, Ehl-i Sünnet itikâdını güzelce öğrenip inandıktan ve dinine ait lüzumlu bilgileri de sahih bir ilmihal kitabından öğrendikten sonra bu ilimlerle amel etmesi lâzımdır. Aksi takdirde kendisi ile amel edilmeyen o ilim, kişiye hiçbir fayda vermez. Muhakkak ki ilim ağaç, amel ise o ağacın meyveleri mesâbesindedir.

Hicrî:     20 Receb  1444 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder