قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّ هٰذَا يَوْمُ عِيدٍ جَعَلَهُ اللهُ لِلْمُسْلِمِينَ فَمَنْ جَاءَ إِلَى الْجُمُعَةِ فَلْيَغْتَسِلْ وَإِنْ كَانَ طِيبٌ فَلْيَمَسَّ مِنْهُ وَعَلَيْكُمْ بِالسِّوَاكِ. (هـ)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : محققشو ( جمعه ) كونى الله تعالى ، نيك مسلمانلر إيجن بايرام قلديغى بر كوندر . او حالده جمعه نمازنه كله جك اولان ، غسلتسين و أكر كوزل قوقوسى وارسه اوندان سورونسون . ( او كونده ) مسواق قوللانمانزى ده تاوصيه أده ريم . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak şu (cuma) gün(ü), Allâhü Teâlâ’nın Müslümanlar için bayram kıldığı bir gündür. O hâlde cuma namazına gelecek olan, gusletsin ve eğer güzel kokusu varsa ondan sürünsün. (O günde) misvak kullanmanızı da tavsiye ederim.”
(Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 19 Receb 1444 Fazilet Takvim
“BİZ FÂTİH’İN TORUNLARI, KOSTANTİN’DEN AŞAĞI KALAMAYIZ”
Birinci Balkan Harbi esnasında Sultan İkinci Abdülhamid Han, Selanik Alâtini Köşkü’nden, Beylerbeyi Sarayı’na taşınmıştır. Birinci Dünya Savaşı esnasında ise İngiliz ve Fransızların Çanakkale’yi geçebilecekleri endişesine kapılan İttihat ve Terakki Fırkası mensupları, Sultan Reşad’ı, hükümeti ve Beylerbeyi Sarayı’nda ikamet eden eski padişah Sultan İkinci Abdülhamid Han’ı ikna edip Anadolu’ya götürmeyi kararlaştırırlar. Padişah Beşinci Mehmed, eski padişaha, bu ricanın bildirilmesi vazifesini, o günkü Dâhiliye Nâzırı Talat Paşa’ya verdi. O gün huzurda yaşananları, heyette bulunan Ercümend Ekrem Tâlû şöyle anlatır:
“Talat Bey, uzun uzun ve pek hürmetkâr bir ifade ile önce vaziyeti anlattı ve sözü ziyaretimizin asıl sebebine getirdi; ‘Zât-ı Şâhâne için, Konya’da, Çelebi Efendi’nin konağı tahliye olunmuştur. Korkulan vaziyet -maazallah- meydana gelirse, Zât-ı Hümâyûnlarının hangi şehirde ikamet buyurmak istediklerini birader-i şâhâneleri tarafından öğrenmeye memur edildik. Emir ve iradelerine muntazırız.’ dedi.
İkinci Abdülhamid Han, Dâhiliye Nâzırı’nı soğukkanlılıkla dinledi ve nazarlarını hepimizin üzerinde ayrı ayrı gezdirdikten sonra, dedi ki:
‘Şevketli biraderimin endişeleri boşunadır. Çanakkale’yi ben, zamanında fevkalade güçlendirmiştim. Oradan hiçbir donanmanın geçmesi mümkün değildir. Boğaziçi de öyle. Amma farz-ı muhal, öyle bir felaket başa gelirse Hakan’ın yapacağı şey; kaçmak değil, payitahtının taşları altında şan ve şerefle canını vermektir.
Hazret-i Fâtih, bu beldeyi fethettiği zaman, İmparator Kostantin kaçmayıp harp etme cesaretini göstermişti. Biz, Fâtih’in torunları, Kostantin’den aşağı kalamayız. Biraderime böyle arz edin. Müsterih olsunlar ve Hazret-i Allâh’ın takdirine boyun eğsinler. Şuradan şuraya kımıldamasınlar. Bana gelince; ben artık bir yere gitmem. Yegâne arzum; burada ölmektir. Biraderimden ve hükümet-i seniyyeden bu arzuma rıza göstermelerini dilerim.”
(Yedikıta Dergisi)
Hicrî: 19 Receb 1444 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder