27 Temmuz 2021 Salı

MÜMİN VE KÂFİRİN RUHLARI


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَسْرِعُوا بِالْجَنَازَةِ فَإِنْ تَكُ صَالِحَةً فَخَيْرٌ تُقَدِّمُونَهَا اِلَيْهِ وَإِنْ تَكُ سِوَى ذٰلِكَ فَشَرٌّ تَضَعُونَهُ عَنْ رِقَابِكُمْ. (خ)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  :  جنازي سرعتليجه ( لكن قوشمادان ) نقلدينز . أكر بو أؤلو ، صالح بر كمسه إيسه ( اونون حالى ) خيردر ، اونى ( بر آن أؤنجه خيره ) اولاشترمش اولورسونوز . أكر بو جنازه إي بر كشى دكلسه ، ( اونون حالى ده ) بر شردر . ( بر آن أول ) اوموزلريمزدن آطمش اولورسونوز  . "

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: Cenazeyi süratlice (lâkin koşmadan) naklediniz. Eğer bu ölü, sâlih bir kimse ise (onun hâli) hayırdır, onu (bir an önce hayra) ulaştırmış olursunuz. Eğer bu cenaze iyi bir kişi değilse, (onun hâli de) bir şerdir. (Bir an evvel) omuzlarınızdan atmış olursunuz.”

(Sahîh-i Buhârî)

Hicrî:   17   Zilhicce    1442    Fazilet Takvim

 

MÜMİN VE KÂFİRİN RUHLARI

 

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular:

Mümin bir kulun ruhu, bedeninden çıktığı zaman onu, iki melek karşılar ve göğe yükseltirler.”

Râvîlerden Hammad (rah.) dedi ki: Ebû Hüreyre (r.a.) bu arada o mümin kulun, rûhunun kokusunun güzelliğinden ve miskten bahsettikten sonra şöyle buyurdular:

Semâ ehli, ‘Yeryüzünden güzel kokulu bir ruh geldi, Allâhü Teâlâ sana ve senin ömrünü tamamladığın cesede rahmetiyle muâmele etsin.’ derler.

Ve melekler, onu, Allâhü Teâlâ’nın huzuruna götürürler. Sonra da Cenâb-ı Hak, bunu Sidre-i Müntehâ’ya (kıyamete kadar ruhunun bekleyeceği mekâna) götürün, buyurur.

Muhakkak bir kâfirin ruhu bedeninden çıktığı zaman da sema ehli: ‘Yeryüzünden pis kokulu habis bir ruh geldi.’ derler. Sonra, ‘Onu da kıyamet gününe kadar bekleyeceği mekâna götürün’ denilir.”

Ebû Hüreyre Hazretleri, kâfirin pis kokusundan ve lanetlenmesinden bahsettikten sonra: “Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) bunu anlatınca, üzerindeki ince bir örtüyü burnuna çekti (örtüyle burnunu kapattı).” dedi.

 

DÜNYA MALINDAN DAHA KIYMETLİ HAZİNELER

 

Bir adam, velî bir zâta fakirliğinden şikâyet etti. Velî ona: “Âmâ olduğun hâlde on bin dirheme sahip olmak ister misin?” diye sordu. Adam, “Hayır” dedi.

Peki, sağır olduğun hâlde on bin dirheme sahip olmak ister misin?” “Hayır.”

Peki, ellerin ve ayakların kesik olduğu hâlde on bin dirheme sahip olmak ister misin?” Adam, “Hayır” dedi.

Velî olan zât bu şekilde birkaç soru daha sordu. Adam her defasında ‘Hayır’ diye cevap verdi. Bunun üzerine velî de ona:

“Sen, yanında elli bin dirheme değişmeyeceğin kıymetli hazinelerin olduğu hâlde, böyle şikâyette bulunmaktan utanmıyor musun?” karşılığını verdi.

Hicrî:   17   Zilhicce    1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder