قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِيَّاكَ وَالْخَمْرَ فَإِنَّ
خَطِيئَتَهَا تَفْرَعُ الْخَطَايَا كَمَا أَنَّ شَجَرَتَهَا تَفْرَعُ الشَّجَرَ.
(ه)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) ،" شراب
إجمكدن ساقن ! زيرى شرابين آغاجى ( اولان آسما ) ، ديكر آغاجلرين اؤستونه جقديغى
كبى شرابين كوناحى ده ديكر بتون كونحلرين اؤستونه جقر ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Şarap içmekten sakın! Zîra şarabın ağacı (olan asma), diğer ağaçların üstüne çıktığı gibi şarabın günâhı da diğer bütün günahların üstüne çıkar.”
(Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 18 Şaban 1440 Fazilet
Takvimi
ASHÂB-I BEDİR Habbâb bin Eret (r.a.)
Habbâb bin Eret (r.a.), ilk Müslümanlardan ve ilk Muhâcirlerdendir. Bedir Gazâsı’nda ve sonraki bütün harplerde Peygamberimizin (s.a.v.) yanında bulunmuştur. Peygamberimizin (s.a.v.) meclis ve sohbetine çok devam edenlerdendir. En’âm Sûresi’nin “Ve (Ey Habîbim) Rablerinin cemâlini isteyerek sabah akşam ona duâ edenleri yanından kovayım deme…” meâlindeki 52. âyeti onun ve diğer muhâcirlerin fakîrleri hakkında nâzil olmuştur.
Habbâb Hazretleri, Müslüman olduğunu ilan etmesi üzerine müşrikler tarafından şiddetli işkencelere uğrayanların birincisidir. Ömeru’l-Fâruk (r.a.), bir gün kendisine, müşriklerden gördüğü işkenceyi sormuştu. Habbâb Hazretleri: “Ey Müminlerin emîri! Sırtıma nazar buyur!” dedi. Hz. Ömer (r.a.) baktıktan sonra: “Bugüne kadar böylesini görmemiştim!” demiştir. Kendisi şöyle anlatırdı: “Bir gün müşrikler bana işkence için husûsî olarak bir ateş yaktılar. Korlardan bir tanesi sırtıma konuldu. Onu sırtımın yağları söndürdü.”
Habbâb Hazretleri, Hulefâ-yı Râşidîn devrindeki fetihlere katılmış ve pek büyük kahramanlıkları görülmüştür. Âhir ömründe Kûfe’ye yerleşmiş, ağır ve uzun bir hastalıktan sonra hicretin 37’nci senesinde 63 yaşında âhirete irtihâl etmiştir. Cenâze namazını Hazret-i Ali (k.v.) kıldırmıştır. Hastalığında çektiği ıztırabın şiddetini şöyle ifade etmiştir: “Peygamberimiz (s.a.v.) ölmek için duâ etmekten bizi nehiy buyurmuş olmasaydı, öleyim diye duâ ederdim.”
Hz. Ali (r.a.), Sıffîn Harbi’nden dönerken Habbâb Hazretlerinin kabrine uğramış ve buyurmuşlardır ki: “Allâhü Teâlâ, Habbâb’a rahmet etsin! İsteyerek cân ü gönülden Müslüman oldu, Allah ve Resûlüne itâat ederek hicret etti. Mücâhid olarak yaşadı. Kendisine yapılan nice eziyetlere katlandı. Elbette Hak Teâlâ Hazretleri onun ecrini, mükâfâtını zâyi buyurmayacaktır!” Sonra dedi ki: “Âhireti unutmayan, hesâb günü için amel işleyen, kifâyet mikdârı mala kanâat eden ve Allâhü Teâlâ’nın takdirine râzı olan kimseye müjdeler olsun.”
Habbâb Hazretleri, Müslüman olduğunu ilan etmesi üzerine müşrikler tarafından şiddetli işkencelere uğrayanların birincisidir. Ömeru’l-Fâruk (r.a.), bir gün kendisine, müşriklerden gördüğü işkenceyi sormuştu. Habbâb Hazretleri: “Ey Müminlerin emîri! Sırtıma nazar buyur!” dedi. Hz. Ömer (r.a.) baktıktan sonra: “Bugüne kadar böylesini görmemiştim!” demiştir. Kendisi şöyle anlatırdı: “Bir gün müşrikler bana işkence için husûsî olarak bir ateş yaktılar. Korlardan bir tanesi sırtıma konuldu. Onu sırtımın yağları söndürdü.”
Habbâb Hazretleri, Hulefâ-yı Râşidîn devrindeki fetihlere katılmış ve pek büyük kahramanlıkları görülmüştür. Âhir ömründe Kûfe’ye yerleşmiş, ağır ve uzun bir hastalıktan sonra hicretin 37’nci senesinde 63 yaşında âhirete irtihâl etmiştir. Cenâze namazını Hazret-i Ali (k.v.) kıldırmıştır. Hastalığında çektiği ıztırabın şiddetini şöyle ifade etmiştir: “Peygamberimiz (s.a.v.) ölmek için duâ etmekten bizi nehiy buyurmuş olmasaydı, öleyim diye duâ ederdim.”
Hz. Ali (r.a.), Sıffîn Harbi’nden dönerken Habbâb Hazretlerinin kabrine uğramış ve buyurmuşlardır ki: “Allâhü Teâlâ, Habbâb’a rahmet etsin! İsteyerek cân ü gönülden Müslüman oldu, Allah ve Resûlüne itâat ederek hicret etti. Mücâhid olarak yaşadı. Kendisine yapılan nice eziyetlere katlandı. Elbette Hak Teâlâ Hazretleri onun ecrini, mükâfâtını zâyi buyurmayacaktır!” Sonra dedi ki: “Âhireti unutmayan, hesâb günü için amel işleyen, kifâyet mikdârı mala kanâat eden ve Allâhü Teâlâ’nın takdirine râzı olan kimseye müjdeler olsun.”
Hicrî: 18 Şaban 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder