2 Nisan 2019 Salı

MÎRAÇ MÛCİZESİ



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: رَأَيْتُ لَيْلَةَ أُسْرِيَ بِي عَلَى بَابِ الْجَنَّةِ مَكْتُوبًا اَلصَّدَقَةُ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا وَالْقَرْضُ بِثَمَانِيَةَ عَشَرَ. (هـ)
رسول الله  أفندمز  ( صلى الله عليه وسلم )  ،"  معراج كجسى جنتيك قابسنده شويله يازلى اولديغونى كوردم ، صدقه ورمنين ثوابى بره اون مثل بورج ورمنين ثوابى إيسه بره اون سكز ( مثلى ) در ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Mîraç gecesi cennetin kapısında şöyle yazılı olduğunu gördüm: Sadaka vermenin sevâbı bire on misli, borç vermenin sevâbı ise bire on sekiz (misli)dir.” 
(Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî:   26  Recep   1440  Fazilet Takvimi 

MÎRAÇ MÛCİZESİ

İsrâ Sûresi’nin 1. âyet-i kerîmesi ile bildirilen Mîraç mûcizesi, Hicret’ten bir sene önce, Receb-i şerîfin 27. gecesi vâki olmuştur. Bir kimse, İsrâ’ya yani, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Mekke’den Beytü’l-Makdis’e az bir vakitte gittiğine inanmazsa kâfir olur. Sahîh hadîslerle meşhûr olan semâlara yükselişini inkâr eylese, o kimse ehl-i bid’atten olur. Zîra, Allâh’ın kudretine mâni yoktur.
Cebrâil Aleyhisselam, Peygamber Efendimizi (s.a.v.), Ümmühânî’nin (r. anhâ) evindeki odasından Ka’be’ye götürdü, göğsünü yardı ve kalbini yıkayarak bir Burak’a bindirip Beytü’l-Makdis’e (Kudüs’e) ulaştırdı. Orada peygamberleri ve melekleri gördü. Onlara imâmlık edip sahradan (Mescid-i Aksâ’daki büyük kayadan) Burak’a veya Cebrâil Aleyhisselâm’ın kanadına binerek birinci kat semada Âdem Aleyhisselâm’ı, ikincide Yahyâ ve Îsâ Aleyhimesselâm’ı, üçüncüde Yûsuf Aleyhisselâm’ı, dördüncüde İdrîs Aleyhisselâm’ı, beşincide Hârûn Aleyhisselâm’ı, altıncıda Mûsâ Aleyhisselâm’ı, yedincide İbrâhim Aleyhisselâm’ı gördü. Onlarla selâmlaşıp konuştuktan sonra Sidretü’l-Müntehâ’ya vardı. Kendisine Beyt-i Ma’mûr, Kevser ve Rahmet Nehri gösterildi.
Oradan Refref’e bindi, huzûr-ı İlâhîye varınca (teşehhüdde okuduğumuz) “Ettehıyyâtü lillâhi vessalevâtü ve’t-tayyibât” ile Cenâb-ı Hakk’ı övdü. Allâhü Teâlâ tarafından kendisine ikrâmla “Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtühû” diye hitâb olundu. Ve bu selâmın şerefine Peygamberimiz (s.a.v.) ümmetini de dâhil edip “Esselâmü aleynâ ve alâ ıbâdillâhi’s-sâlihîn” dedi. Ve bir gece ve gündüzde elli vakit namaz emrolunmuşken, tekrar tekrar yalvararak beş vakte hafifletildi. Geri dönerken bütün dereceleri ile cennetleri ve bütün derekeleri ile cehennemi gördüler.
Beytü’l-Makdis’e gelip Mekke’ye doğru yola çıkınca, Kureyş kervânını gördü. Sabah olunca mîrâcını insanlara haber verdi. Peygamberimize (s.a.v.) Beytü’l-Makdis’den ve kervânlarının hâlinden suâl eylediler. Sordukları şeylerden birer birer açıkça haber verince, Allâh’ın yardımına mazhar olanlar tasdik ettiler; îmândan nasîbi olmayanlar ise inkâr ettiler. 
(Tefsîr-i Mevâkib, Fazilet Neşriyat)
Hicrî:   26  Recep   1440  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder