قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: بِحَسْبِ الْمَرْءِ إِذَا رَأَى
مُنْكَرًا لَا يَسْتَطِيعُ لَهُ تَغْيِيرًا أَنْ يَعْلَمَ اللهُ تَعَالَى أَنَّهُ
لَهُ مُنْكِرٌ. (فيض)
دكشدرميه
كوجى يتمديكى بر منكرى ( كوتوليكى ) كورديكى زمان ، او شىء قلبن إنكار أتديكنى (
اونه بغض أتديكنى ) الله تعالى نين بلمسى او كشيه كافى در ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Değiştirmeye gücü yetmediği bir münkeri (kötülüğü) gördüğü zaman, o şeyi kalben inkâr ettiğini (ona buğzettiğini) Allâhü Teâlâ’nın bilmesi o kişiye kâfidir.”
(Feyzü’l-Kadîr)
Hicrî: 11 Şaban 1440 Fazilet
Takvimi
ŞEYHÜLİSLÂM İBN-İ KEMÂL PAŞA
Şemsüddîn Ahmed İbn-i Kemâl (rahmetullâhi aleyh), Sultan İkinci Bayezid, Yavuz Sultan Selîm ve Kânûnî Sultan Süleyman Han devri âlimlerinden ve Osmanlı şeyhulislamlarındandır. Hicrî 2 Şevvâl 940 (M. 1534) tarihinde vefât etmiştir. Kendisine mürâcaat eden herkesin müşkillerini hallettiğinden “Müfti’s-Sekaleyn” (insanların ve cinlerin müftüsü) denirdi. Tefsîr, Fıkıh, Tarih, Edebiyat, Tıp gibi birçok sahada eserleri vardır. Kırk Hadîs Şerhi’nde, 27. hadîs-i şerîfin îzâhında şöyle yazmıştır:
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki: “Muhakkak sadaka vermek ve sıla-i rahim yapmak yurtları mâmur eder, ömürleri uzatır.” Keşşâf Tefsîri’nde şöyle geçer:
Hz. Ömer (radıyallâhü anh), yaralandığı zaman, Ka’bü’l-Ahbâr (r.a.): “Eğer Ömer, Allâh’a duâ etmiş olsa elbette onun ömrünü uzatırdı.” dedi. Oradakiler “Cenâb-ı Hak, Nahl Sûresi’nin 61. âyet-i kerîmesinde (meâlen): “…Onların ecelleri geldiği vakit ise onlar ne bir saat geri kalabilirler ve ne de öne geçebilirler.’ buyurmadı mı? Bu nasıl olur?” diye sorunca: “Cenâb-ı Hak, Fâtır Sûresi’nin 11. âyet-i kerîmesinde de şöyle buyurmuştur (meâlen): ‘…Bir yaşlıya çok ömür verilmek de, ömründen eksiltilmek de mutlaka bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılıdır. Şüphe yok ki bu, Allâh’a göre kolaydır.” cevabını verdi.
Keşşâf müellifi dedi ki: “İnsanın ömrü uzayıp kısalmaz, ancak Levh-i Mahfuz’da şöyle yazılıdır: ‘Filan kimse eğer hacceder yahut cihâd ederse ömrü 40 senedir. Hem hac hem cihâd ederse 60 senedir. O kişi bu iki ameli birlikte işlerse ömrünün nihâyeti olan 60 seneye ulaşır, böylece ömrü uzamış olur. İki amelden sadece birini işlediğinde ise 40 seneyi geçmez, böylece ömrü 60’dan kısalmış olur. Nitekim yukarıdaki hadîs-i şerîf buna işâret etmektedir.”
İbn-i Kemâl (rah.) dedi ki: “Burada şuna dikkat edilmelidir: Her şahıs için takdir olunan sayılı nefeslerdir, günler yahut seneler değildir. Mâlumdur ki kişinin bir günde aldığı nefes adedi, sıhhat, hastalık, huzur, yorgunluk, hüzün gibi sebeplerle değişir. İşte bazı erbâb-ı tarîkatın zikir esnâsında nefeslerini tutmalarındaki sır buradadır. Böylece sadaka ve sıla-i rahmin, nasıl ömrün uzamasına sebep olduğu da anlaşılır.”
Şemsüddîn Ahmed İbn-i Kemâl (rahmetullâhi aleyh), Sultan İkinci Bayezid, Yavuz Sultan Selîm ve Kânûnî Sultan Süleyman Han devri âlimlerinden ve Osmanlı şeyhulislamlarındandır. Hicrî 2 Şevvâl 940 (M. 1534) tarihinde vefât etmiştir. Kendisine mürâcaat eden herkesin müşkillerini hallettiğinden “Müfti’s-Sekaleyn” (insanların ve cinlerin müftüsü) denirdi. Tefsîr, Fıkıh, Tarih, Edebiyat, Tıp gibi birçok sahada eserleri vardır. Kırk Hadîs Şerhi’nde, 27. hadîs-i şerîfin îzâhında şöyle yazmıştır:
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki: “Muhakkak sadaka vermek ve sıla-i rahim yapmak yurtları mâmur eder, ömürleri uzatır.” Keşşâf Tefsîri’nde şöyle geçer:
Hz. Ömer (radıyallâhü anh), yaralandığı zaman, Ka’bü’l-Ahbâr (r.a.): “Eğer Ömer, Allâh’a duâ etmiş olsa elbette onun ömrünü uzatırdı.” dedi. Oradakiler “Cenâb-ı Hak, Nahl Sûresi’nin 61. âyet-i kerîmesinde (meâlen): “…Onların ecelleri geldiği vakit ise onlar ne bir saat geri kalabilirler ve ne de öne geçebilirler.’ buyurmadı mı? Bu nasıl olur?” diye sorunca: “Cenâb-ı Hak, Fâtır Sûresi’nin 11. âyet-i kerîmesinde de şöyle buyurmuştur (meâlen): ‘…Bir yaşlıya çok ömür verilmek de, ömründen eksiltilmek de mutlaka bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılıdır. Şüphe yok ki bu, Allâh’a göre kolaydır.” cevabını verdi.
Keşşâf müellifi dedi ki: “İnsanın ömrü uzayıp kısalmaz, ancak Levh-i Mahfuz’da şöyle yazılıdır: ‘Filan kimse eğer hacceder yahut cihâd ederse ömrü 40 senedir. Hem hac hem cihâd ederse 60 senedir. O kişi bu iki ameli birlikte işlerse ömrünün nihâyeti olan 60 seneye ulaşır, böylece ömrü uzamış olur. İki amelden sadece birini işlediğinde ise 40 seneyi geçmez, böylece ömrü 60’dan kısalmış olur. Nitekim yukarıdaki hadîs-i şerîf buna işâret etmektedir.”
İbn-i Kemâl (rah.) dedi ki: “Burada şuna dikkat edilmelidir: Her şahıs için takdir olunan sayılı nefeslerdir, günler yahut seneler değildir. Mâlumdur ki kişinin bir günde aldığı nefes adedi, sıhhat, hastalık, huzur, yorgunluk, hüzün gibi sebeplerle değişir. İşte bazı erbâb-ı tarîkatın zikir esnâsında nefeslerini tutmalarındaki sır buradadır. Böylece sadaka ve sıla-i rahmin, nasıl ömrün uzamasına sebep olduğu da anlaşılır.”
Hicrî: 11 Şaban 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder