قَالَ
اللهُ تَعَالَى: …وَمَنْ يَتَّقِ اللهَ يَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجًا وَيَرْزُقْهُ مِنْ
حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُ…(سورة الطلاق، ۲-۳ )
الله تعالى شويله بيوردى ( مآلاً )
." .,.
و هر كيم ده الله دان قورقرسه ، الله ( جله جلاله ) اونون إيجن ( بولنديغى صقنطى
دان ) بر جقش يولى ياراطر و اونى حيال و خطرنه كلمين بر يردن رزقلاندريورير
."
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “…Ve her kim de Allah’tan korkarsa, Allah (c.c.) onun için (bulunduğu sıkıntıdan) bir çıkış yolu yaratır ve onu hayal ve hatırına gelmeyen bir yerden rızıklandırıverir…”
(Talâk Sûresi, âyet 2-3)
(Talâk Sûresi, âyet 2-3)
Hicrî: 07 Şaban 1440 Fazilet
Takvimi
TAKVÂ BÜTÜN HAYIRLARI KENDİNDE TOPLAR
Takvâ, âhirette zarar verecek her şeyden kendini korumak; küfürden imana, isyandan itaata ve gafletten zikre dönmektir. Takvânın üç mertebesi vardır:
Şirkten temizlenerek ebedî azaptan korunmaktır. Cenâb-ı Hakk’ın “…Ve onları takvâ kelimesi üzere sâbit kıldı…” meâlindeki Fetih Sûresi’nin 26. âyeti buna işârettir.
İşlenmesi yahut terkedilmesi günah olan her hâlden -küçük günahlardan dahi- korunmaktır. Takvâ denince akla gelen budur.
Sırrını (kalbini) Hak’tan gayrı her şeyden temizlemektir.
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) bir zâta: “Sana her zaman Allâh’tan korkmanı tavsiye ederim. Çünkü takvâ her hayrı kendinde toplar.” buyurmuşlardır.
Evliyâdan Sehl bin Abdullah (rah.) hep şöyle derdi: “Yardım eden ancak Allâhü Teâlâ’dır. Delîlimiz, rehberimiz ancak Resûlullah’tır. Âhiret azığı ancak takvâdır. Hakîkî amel de takvâ üzere sabretmektir. Takvânın içinde sabır da şükür de vardır.” (Nefâisü’l-Mecâlis, A. M. Hüdâî ks.)
EDEP
Edeb, zâhirin ve bâtının yani hem için ve hem dışın güzelleşmesi, güzel ahlâkla bezenmesidir. Edeb, kulda ancak güzel ahlâkların kemâle ermesi ile tamamlanır.
Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular:
“Ahlâkınızı güzelleştiriniz.”
“Bir babanın çocuğuna vereceği en değerli hediye iyi bir terbiyedir.”
“Evlâtlarınıza (güzel muâmelelerde bulunarak) ikrâmda bulununuz ve onları güzel terbiye ediniz.”
Şu üç şey her kimde bulunsa, o kimse hiçbir yerde garib olmaz: Güzel edep; şek ve şüphe ile hareket etmemek ve insanlara zulüm ve eziyet etmemek.
Emevîlerin son Horasan vâlisi Nasr bin Seyyâr (rah.) demiştir ki: “Her şey başlangıçta küçük olup, sonra günden güne büyür. Musîbet bunun aksinedir ki; başlangıçta büyük görünüp, gittikçe küçülür. Her şey çoğaldıkça ucuzlar. Edep bunun aksinedir ki; ne kadar çok olursa, insanın kıymeti de o nisbette artar.”
Hicrî: 07 Şaban 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder