قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَقُولُ اللهُ تَعَالَى… يَا
عِبَادِي كُلُّكُمْ ضَالٌّ إِلَّا مَنْ هَدَيْتُهُ فَاسْتَهْدُونِي أَهْدِكُمْ.
(م)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) ،" الله
تعالى شويله بيورور : ... أى قوللرم ! بنم هدايته أردردكلرم خارج هبنز ضلالتده سنز
. او حالده بندن هدايتى إستين كى سزى هدايته أردره يم ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Allâhü Teâlâ şöyle buyurur: ‘…Ey kullarım! Benim hidâyete erdirdiklerim hâriç hepiniz dalâlettesiniz. O hâlde benden hidâyeti isteyin ki sizi hidâyete erdireyim.”
(Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 08 Şaban 1440 Fazilet
Takvimi
HİDÂYETE VESÎLE OLMANIN MÜKÂFÂTI
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) vefâtından birkaç sene evvel Tâbiîn’den Ahnef bin Kays’ın (r.a.) kabîlesine, onları İslâm’a dâvet için bir heyet göndermişti.
Heyet, toplanan kabîleyi îmâna dâvet etmiş ve İslâm’ı anlatmıştı. Kabîle halkı ise birbirlerine bakıyorlar ve susuyorlardı. Bu sırada Ahnef (r.a.) onlara şöyle seslendi:
“Ey kavmim, bana ne oluyor da sizi tereddüt içerisinde görüyorum? Allâh’a yemin olsun ki şu heyet hayırlı bir heyettir. Onlar sizi ahlâkın güzelliklerine dâvet ediyor ve kötülüklerinden men ediyor. Hazret-i Allâh’a yemin olsun ki onlardan ancak güzel şeyler işittik. O hâlde hidâyete dâvet edenlere icâbet edin, dünya ve âhiret hayırlarıyla kurtuluşa erin.”
Bunun üzerine kabîlenin tamamı, gençleriyle beraber İslâm’a girdiler. Aralarından önde gelen kimseleri de heyet olarak Resûlullah Efendimizle (s.a.v.) görüşmek üzere gönderdiler. Ahnef bin Kays (r.a.) ise henüz çok genç olması sebebiyle gidememiş ve Resûlullah Efendimizi görmekten mahrum kalmıştı.
Ahnef bin Kays (r.a.), Hazret-i Ömer’in (r.a.) hilâfeti zamanında bir gün Ka’be-i Muazzama’yı tavaf ederken tanıdığı bir zât yanına yaklaşıp elini tutarak “Sana bir müjde vereyim mi?” dedi. O da ‘Evet, ver.’ dedi.
“Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) beni senin kabîlene İslâm’a dâvet için gönderdiği vakit onlar yüz çevirince sen kavmine bir konuşma yapmıştın, hatırlıyor musun?” diye sordu. O da “Evet” dedi.
“İşte ben, Resûlullah Efendimizin huzuruna dönünce bunu kendisine haber verdim. Efendimiz de (s.a.v.) memnun olarak ‘Ey Allâhım, Ahnef’i mağfiret eyle.’ diye duâ ettiler.” dedi. Bu haber üzerine Ahnef (r.a.):
“Kıyâmet gününde hiçbir amelim bana, Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) bu duâsından daha sevimli değildir.” demiştir.
Heyet, toplanan kabîleyi îmâna dâvet etmiş ve İslâm’ı anlatmıştı. Kabîle halkı ise birbirlerine bakıyorlar ve susuyorlardı. Bu sırada Ahnef (r.a.) onlara şöyle seslendi:
“Ey kavmim, bana ne oluyor da sizi tereddüt içerisinde görüyorum? Allâh’a yemin olsun ki şu heyet hayırlı bir heyettir. Onlar sizi ahlâkın güzelliklerine dâvet ediyor ve kötülüklerinden men ediyor. Hazret-i Allâh’a yemin olsun ki onlardan ancak güzel şeyler işittik. O hâlde hidâyete dâvet edenlere icâbet edin, dünya ve âhiret hayırlarıyla kurtuluşa erin.”
Bunun üzerine kabîlenin tamamı, gençleriyle beraber İslâm’a girdiler. Aralarından önde gelen kimseleri de heyet olarak Resûlullah Efendimizle (s.a.v.) görüşmek üzere gönderdiler. Ahnef bin Kays (r.a.) ise henüz çok genç olması sebebiyle gidememiş ve Resûlullah Efendimizi görmekten mahrum kalmıştı.
Ahnef bin Kays (r.a.), Hazret-i Ömer’in (r.a.) hilâfeti zamanında bir gün Ka’be-i Muazzama’yı tavaf ederken tanıdığı bir zât yanına yaklaşıp elini tutarak “Sana bir müjde vereyim mi?” dedi. O da ‘Evet, ver.’ dedi.
“Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) beni senin kabîlene İslâm’a dâvet için gönderdiği vakit onlar yüz çevirince sen kavmine bir konuşma yapmıştın, hatırlıyor musun?” diye sordu. O da “Evet” dedi.
“İşte ben, Resûlullah Efendimizin huzuruna dönünce bunu kendisine haber verdim. Efendimiz de (s.a.v.) memnun olarak ‘Ey Allâhım, Ahnef’i mağfiret eyle.’ diye duâ ettiler.” dedi. Bu haber üzerine Ahnef (r.a.):
“Kıyâmet gününde hiçbir amelim bana, Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) bu duâsından daha sevimli değildir.” demiştir.
Hicrî: 08 Şaban 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder