قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ قَرَأَ ﴿قُلْ هُوَ اللهُ
أَحَدٌ﴾ حَتَّى يَخْتِمَهَا عَشَرَ مَرَّاتٍ بَنَى اللهُ لَهُ قَصْرًا فِي
الجَنَّةِ. (حم)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر ."كيم ﴿قُلْ هُوَ اللهُ
أَحَدٌ﴾ إخلاص سورسنى اون دفعه اوقورسه
الله تعالى اونون إيجن جنت ده بر كوشك ياراطر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kim ‘Kul hüvellâhü ehad’ (İhlas) sûresini on defa okursa Allâhü Teâlâ onun için cennette bir köşk yaratır.”
(Müsned-i Ahmed)
Hicrî: 07 Şaban 1439 Fazilet
Takvimi
PEYGAMBER EFENDİMİZİN MANEVÎ AMELİYATLARI
Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) mübarek kalbine üç defa manevî ameliyat yapılmıştır:
Birinci ameliyat: Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) 5 yaşında ve Benî Sa’d kabilesinde iken olmuştur. Mübârek sadırlarının bu ilk yarılmasında kalbinden şeytanın nasibi olan yani şeytanın vesvese verdiği ve musallat olduğu siyah kan pıhtısı çıkarılmıştır. Bu sebeple Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) kalbinde şeytanın hiçbir hazzı ve nasîbi kalmadı. Bu, bütün peygamberler arasında sâdece bizim Peygamberimize (s.a.v.) mahsustur. Zîrâ diğer peygamberlerin sadırları bu şekilde hiç ameliyat yapılmamıştır.
Cebrâil Aleyhisselam bu ilk gelişinde kendisinden başkasının bakamayacağı nurdan bir mühürle gelmişti. İçindekileri muhâfaza için kalbini ve iki omuzu arasını da nübüvvet alâmeti olan Peygamberlik mührü ile mühürlemiştir. Mührün yanında, üzerinde yeşile meyilli siyah tüyler bulunan bir ben vardı. Mühür keklik yumurtasına benziyordu. Üzerinde “Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Resûlullah” veya diğer bir rivâyete göre “Muhammedün Nebiyyün Emînün” yazılı idi.
İkinci ameliyat: Kırk yaşına ulaştığı zaman ilk vahyin geldiği sırada risâlet (peygamberlik) yükünü kaldırabilmesi için yapılmıştır.
Üçüncü ameliyat: Elli iki yaşında iken Mi’râc Gecesi tecellî edecek esrâr-ı ilâhîyi mübârek kalplerinin muhâfaza edebilmesi için yapılmıştır.
Birinci ameliyat: Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) 5 yaşında ve Benî Sa’d kabilesinde iken olmuştur. Mübârek sadırlarının bu ilk yarılmasında kalbinden şeytanın nasibi olan yani şeytanın vesvese verdiği ve musallat olduğu siyah kan pıhtısı çıkarılmıştır. Bu sebeple Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) kalbinde şeytanın hiçbir hazzı ve nasîbi kalmadı. Bu, bütün peygamberler arasında sâdece bizim Peygamberimize (s.a.v.) mahsustur. Zîrâ diğer peygamberlerin sadırları bu şekilde hiç ameliyat yapılmamıştır.
Cebrâil Aleyhisselam bu ilk gelişinde kendisinden başkasının bakamayacağı nurdan bir mühürle gelmişti. İçindekileri muhâfaza için kalbini ve iki omuzu arasını da nübüvvet alâmeti olan Peygamberlik mührü ile mühürlemiştir. Mührün yanında, üzerinde yeşile meyilli siyah tüyler bulunan bir ben vardı. Mühür keklik yumurtasına benziyordu. Üzerinde “Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Resûlullah” veya diğer bir rivâyete göre “Muhammedün Nebiyyün Emînün” yazılı idi.
İkinci ameliyat: Kırk yaşına ulaştığı zaman ilk vahyin geldiği sırada risâlet (peygamberlik) yükünü kaldırabilmesi için yapılmıştır.
Üçüncü ameliyat: Elli iki yaşında iken Mi’râc Gecesi tecellî edecek esrâr-ı ilâhîyi mübârek kalplerinin muhâfaza edebilmesi için yapılmıştır.
(Tefsîr-i Rûhu’l-Beyân)
BİR CÖMERTLİK ÖRNEĞİ
Yezîd bin Mühelleb, oğlu ile çölde yolculuk ediyordu. Bu sırada bir bedevî çadırına konuk oldular.
Çadır sâhibesi hanım onlar için bir oğlak kesti. Yedikten sonra Yezîd oğluna: “Yanında ne kadar para var?” dedi. “Yüz dinar” deyince tamamını o kadına vermesini emretti.
Oğlu: “Bu pek fakir bir kadındır. Az bir meblağa da razı olur. Hem seni de tanımaz” demesi üzerine:
“Her ne kadar az miktar onu razı edecekse de beni razı etmez. O beni tanımıyorsa da ben kendi nefsimi daha iyi biliyorum” cevâbını verir.
Çadır sâhibesi hanım onlar için bir oğlak kesti. Yedikten sonra Yezîd oğluna: “Yanında ne kadar para var?” dedi. “Yüz dinar” deyince tamamını o kadına vermesini emretti.
Oğlu: “Bu pek fakir bir kadındır. Az bir meblağa da razı olur. Hem seni de tanımaz” demesi üzerine:
“Her ne kadar az miktar onu razı edecekse de beni razı etmez. O beni tanımıyorsa da ben kendi nefsimi daha iyi biliyorum” cevâbını verir.
Hicrî: 07 Şaban 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder